Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/760 E. 2023/2264 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/760
KARAR NO : 2023/2264
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; ….. Mah. 418 ada 95 parselde kayıtlı taşınmazın mülkiyetinin Aksaray Belediyesi’ne ait iken 400 m²’lik kısmının 02/03/1989 tarih 443 sayı ile tapu tahsis belgesinin verildiğini, daha sonra hükmen Hazine adına 4751 ada 9 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiğini, taşınmazın 260 m²’lik kısmın tapusunun iptal edilerek davacı adına tescilini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını talep ve dava etmiştir.

2. Birleştirilen Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/254 Esas, 2020/169 Karar sayılı dosyasında davacı, ….Merkez ….. Mah. (….. taşınmaz 418 ada 95 parsel) 4751 ada 4 parselde müvekkiline ait konut bulunması nedeniyle 2981 sayılı Yasa kapsamında 02.03.1989 tarih ve 443 sayılı tapu tahsis belgesi ile 400 m² tahsis edildiğinden davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile 260 m²’nin müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili; tapu kaydında, tapu malikinin Hazine-i Maliye olduğunu, Belediyenin tapuda malik olarak bir hissesi bulunmadığını bu sebeple müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava ve taleplerin zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürelerin çoktan geçtiğini, Hazinenin dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğu gerekçesi ile Belediyeye devrine izin vermediğini, belirttikleri mevzuat gereği dava konusu taşınmazın, 2981 sayılı Yasa’nın 10/son fıkrası gereğince müvekkili Aksaray Belediyesine devri yapılmadığı için müvekkiline husumet yöneltilmesi ve kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını belirterek Aksaray Belediyesi yönünden davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ”Asıl davanın kabulüne, Aksaray İli, Merkez İlçesi, Nakkaş Mahallesi 4751 ada 9 No’lu parselde tapuya kayıtlı taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı olan hisseden 260/973 payın iptali davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 713/973 hissenin Maliye Hazinesi üzerinde bırakılmasına, birleşen Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/254 Esas sayılı davanın reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/254 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın kurumlar tarafından bildirilen parsel kayıtlarına ilişkin olduğunu, müvekkiline tahsis edilen taşınmazın daha önceden açılan dava olmayıp ada 4751 parsel 4 olarak bildirildiğinden ve birleştirilen dava da buna bağlı olarak açıldığından bu davanın açılmasında kusurlu olmadıklarını, yargılama sonucunda davalılar lehine ada 4751 parsel 4 ile ilgili dava yönünden 32.600,00 TL avukatlık ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı bildirmiştir.

2. Davalı Hazine vekili; davanın zamanaşımı nedeniyle ve 2981 sayılı Yasa şartları oluşmadığından reddi gerektiğini bildirmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Aksaray 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/209 Esas, 2021/131 Karar sayılı dosyasında 28/05/2021 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE” karar verilmiştir.

2. İlk derece mahkemesince, tarafların delilleri değerlendirilerek asıl dosyada davaya konu parselin ifrazı mümkün olmadığından davacıyı dava konusu taşınmazda paydaş kılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. Davacı taraf birleşen dosyada davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretini istinaf etmiş ise de, birleşen davanın reddine karar verilmiş böylece kendisini vekille temsil eden davalılar lehine harçlandırılmış dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri istinaf talep dilekçesindeki aynı nedenlere dayanarak hükmü temyiz etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;

-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,

-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,

-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,

-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,

-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,

-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.

-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut olayda, davacı …’a 13.03.1998 tarihinde 418 ada 95 parsel sayılı taşınmazda 400 m²’lik tapu tahsis belgesi verildiği, tahsisin tapuya şerh edildiği, imar uygulaması sonucu şerhin 4751 ada 9 parsele gittiği, konut alanında kaldığı ve Dop miktarı kesilerek tescile karar verildiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 oy birliğiyle karar verildi.