Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/7342 E. 2023/1015 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7342
KARAR NO : 2023/1015
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, 05.10.2012-05.08.2013 tarihleri arasında toplam 40.000,00 TL haksız işgal tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının elatmanın önlenmesi davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı adına tapuda kayıtlı … Mahallesi 61 ada 6 parsel sayılı taşınmazı davalının haksız olarak kullandığı ileri sürülerek davalının vaki elatmasının önlenmesi ile fazlaya dair haklar saklı tutularak 40.000,00 TL ecrimisil istenmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın kesin hüküm/hak düşürücü süre/zamanaşımı yönünden reddi, esasa girilecek olursa davanın esastan reddi, istenen ecrimisilin fahiş olduğu ve ticari faiz istenemeyeceği savunulmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel Mahkemesinin 16.09.2015 tarihli ve 2013/142 Esas, 2015/99 sayılı kararıyla; ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.02.2021 tarihli ve 2018/10045 Esas, 2021/812 Karar sayılı ilamında;
“…1. Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; davacı vekili dava dilekçesinde, harcı yatırılarak açıkça dava konusu 61 ada 6 parsel sayılı taşınmaza davalının haksız elattığı ileri sürülerek elatmanın önlenmesi istemesine rağmen, mahkemece elatmanın önlenmesi konusunda olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.

2. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; davacı vekili dava dilekçesinde 05.10.2012 ila 05.08.2013 arası dönem için ecrimisil talep edilmiş iken hükme esas bilirkişi raporunda 05.10.2012 ila 10.09.2013 (dava tarihi) arası dönem için hesaplama yapılarak talebin aşılmış olması doğru değildir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere riayet edilmeksizin ecrimisil miktarı herhangi bir emsal mukayesesi yapılmadan soyut değerlendirmeler ile keşif tarihi itibari ile miktar tespit edilerek endeks oranı uygulanarak önceki dönemlerin ecrimisil miktarının belirlenmesi doğru olmamıştır.

Mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki ilkeler uyarınca taraflara imkan ve süre verilerek emsal kira sözleşmeleri istenmesi, taşınmazın bina niteliği dikkate alınarak, inşaat mühendisi ve gayrimenkul değerleme uzmanı, gayrimenkul değerleme uzmanı bulunamazsa emlakçıdan oluşacak bilirkişi kurulundan, emsaller de gözetilerek 05.10.2012 ila 05.08.2013 arası dönem için ilk dönem ecrimisil bedelinin tespit edilmesi ve diğer dönem ecrimisil bedellerinin ise ilk dönem ecrimisil bedeline ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak değerden az olmamak üzere takdir edilmesi ve sonucunda talep miktarı da gözetilerek sonucuna göre karar vermek olmalıdır…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince, davacı adına 05.10.2012 tarihinde dava konusu taşınmazın tescil edildiği, mülkiyet hakkının bulunduğu, davalının sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan bir hakkı olmaksızın taşınmazı kullandığı, ecrimisil talebi yönünden bilirkişiler tarafından 05.10.2012-05.08.2013 tarihleri arasını bir dönem olarak kabul edilerek hesaplama yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 05.10.2012-05.08.2013 tarihleri arasında toplam 40.000,00 TL haksız işgal tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının elatmanın önlenmesi davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davanın süresinde açılmaması nedeniyle reddi gerektiğini,

2. Ecrimisil hesaplamasının Yargıtayın yerleşik ilkelerine uygun şekilde yapılmadığını,

3. Men’i müdahale davasının reddine karar verilmesi gerektiğini,

4. Dava konusu taşınmaz tahliye edilmiş olup davacı lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil ilişkin olup uyuşmazlık, davanın kabulü kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
a. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi şöyledir:
“Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.

Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.”

b. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nın 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı Kararı.)

3. Değerlendirme
1. Dava konusu taşınmazda davacı malik olup davalının mülkiyetten veya sözleşmeden kaynaklı hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı görülmektedir.

2. Bu şekli ile elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve talep edilen dönem üzerinden ecrimisil isteminin kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

3. Temyizen incelenen Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.