Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/7339 E. 2023/2658 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7339
KARAR NO : 2023/2658
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve kâl davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkiline ait taşınmaza el atmanın önlenmesine, 50.000,00 TL ecrimisilin davalılardan tahsiline ve haksız yapının kâl’ine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili; davanın reddini, kanunda öngörülen şartlar gerçekleştiğinden taşan kısmın taraflarına uygun bir bedel karşılığında hisseleri oranında tesciline karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince: “…dava konusu 28 No.lu parselin 29.02.2016 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satıldığı, davacının ecrimisil talebi yönünden dava açıldığı tarihte aktif dava ehliyeti bulunduğu, ecrimisil talebi yönünden işin esasına girilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmaıdığı; el atmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden ise HMK’nın 125/2 nci maddesi gereğince dava konusu taşınmazı devir alan yeni malike re’sen tebligat çıkartılması, davaya devam edip etmeyeceği hususu üzerinde durularak yeni malikin davaya devam etmesi halinde el atmanın önlenmesi ve kal talepleri yönünden işin esası hakkında karar verilmesi, davaya devam etmemesi halinde ise eski malikin dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulacağı dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının isabetsiz olduğu…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda; ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, el atmanın önlenmesi ve kâl talebi yönünden ise yeni malikin bildirime karşın bir müracaatı bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, başlangıçtaki haklılık durumuna göre de yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş, tefrik edilerek ayrı bir esasta görülmekte olan temliken tescil talebiyle ilgili ise mükerrer bir karar verilmesine sebebiyet olunmaması için hüküm kurulmamıştır.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sadece arz üzerinden ecrimisil hesaplanmasının hatalı olduğunu savunmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen ecrimisilin fazla olduğunu, emsal değerlendirmesinin hatalı olduğunu savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, el atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil taleplerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır.

2. Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.

3. Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683 üncü maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, bozma ilâmında belirtildiği üzere yeni malike bildirim yapıldığı ve davacının kayden malik olduğu dönem için belirlenen ecrimisilin tespitine yönelik olarak verilen kararda, kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.