Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/7137 E. 2023/1596 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7137
KARAR NO : 2023/1596
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairecsince İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1961 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında tescil harici bırakılan, 26.12.2008 tarihinde 1553 parsel numarası ile ihdasen Hazine adına tescil edilen, 29.01.2009 tarihinde ise 1553 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 1062 ada 1 parsel olarak arsa vasfıyla davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilen taşınmazın 1966 yılından beri davacı kullanımında bulunduğunu belirterek imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğunu belirterek davanın husumetten reddini istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2013 tarihli ve 2011/95 Esas, 2013/68 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. 1. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.10.2013 tarih ve … Karar sayılı ilamında özetle; “çekişmeli taşınmazın tespit harici yer iken idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluşturulduğu, tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılması gerektiği, bu sebeple davalı … aleyhine karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, yapılan araştırma ve incelemenin de hüküm için yetersiz olduğu belirtilerek; dava konusu taşınmazın neden tescil harici bırakıldığına ilişkin çelişkinin giderilmesi, taşınmazın ilk defa hangi tarihte hangi belediyenin imar planı kapsamına alındığının net bir biçimde saptanması, davacının annesi adına aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yoluyla tespit ve tescil edilen taşınmaz miktarının araştırılması, hava fotoğrafı ve memleket haritası getirildikten sonra mahallinde 3 kişilik jeodezi ve fotoğrametri mühendisleri ile 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılmasından sonra tüm delililer birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine” değinilerek hüküm bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince 1. Bozma sonrası Verilen Karar
Mahkemenin 14.12.2015 tarihli ve 2014/341 Esas, 2015/979 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne ve 1062 ada 1 No.lu parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

C. 2. BOZMA KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) …. Hukuk Dairesinin 08.03.2019 tarihli ve 2016/6593 Esas, 2019/1583 Karar sayılı ilamıyla; ”…Hükmüne uyulan bozma ilamında, imar-ihyanın başlangıç ve tamamlanma tarihlerinin açıkca ortaya konulması, bina inşaa etmenin imar-ihya kapsamında değerlendirilemeyeceğinin göz önüne alınması, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulundan rapor alınması, çekişmeli taşınmazın imar planının kesinleşme tarihine kadar olan süreç içerisinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle edinim şartları yönünden, imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının getirtilerek üç kişilik jeodezi ve fotogrametri bilirkişi kurulundan rapor alınması belirtildiği halde, imar planının onaylandığı tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilmemiş, sadece 1948 ve 1985 tarihli hava fotografları üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Bozma ilamında belirtildiği şekilde üç kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan rapor alınmış ise de, hükme esas alınan bu raporda çekişmeli taşınmazın imar-ihyasının ne zaman başlayıp ne zaman tamamlanmadığı net bir şekilde ortaya konulmamıştır…” şeklindeki gerekçeyle hüküm bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar ihyanın 1970 yılında tamamlandığı ancak taşınmazın 1986 yılında imar planı kapsamına alındığı ve davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; imar ihyanın 1960 yılında tamamlandığını, bu durumun mahalli bilirkişi beyanlarıyla da sabit olduğunu, kaldı ki imar planının da 2007 yılında onaylandığını, imar planı onaylanmadığı sürece zilyetlik süresinin kesilmeyeceğini zilyetlikle kazanım şartlarının davacı yararına gerçekleştiğini ve davanın kabulü gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17 nci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Dava konusu taşınmaz 1961 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı (kadastro harici) bırakılmıştır. Böyle bir taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Yasa’sının 17 nci maddesine göre imar-ihyası tamamlandıktan sonra zilyetlikle iktisabı mümkündür. Ancak, 3402 sayılı Yasa’nın 17/2 nci maddesinde belirtildiği gibi ihya edilen taşınmaz, il ya da ilçe kasabaların imar alanının kapsadığı alan içinde ise o tür bir taşınmaz imar-ihya ile kazanılamaz. İmar kapsamı içine alınma tarihi de anılan madde de önem arz eder. İmar-ihya olgusunun tespit veya dava tarihine göre nazara alınması gerekir. İhya olgusunun tamamlandığı tarihten itibaren, Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 3402 sayılı Yasa’nın 14 üncü maddesindeki koşullar altında zilyet edilmiş olması halinde o yerin mülkiyetinin iktisabı mümkün olabilecektir. Dava konusu edilen taşınmazın 1986 yılında yapılan imar planı kapsamında kaldığı, her ne kadar mahalli bilirkişi beyanlarında imar ihyanın 1960 yılında tamamlandığı 1960 yılında ev yapıldığı belirtilmişse de; kadastro çalışmalarının 1961 yılında yapıldığı ve davacı vekilinin dava dilekçesinde 1966 yılında kullanımın başladığını belirttiği hususları da göz önüne alınarak hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre; imar ihyanın 1970 yılında tamamlandığı, bu yıllarda ev yapıldığı, kullanımın ev ve bahçe niteliğiyle devam ettiği tespit edilmiştir. Bu durumda; mahalli bilirkişi beyanları dikkate alınamayacağından mahkemece davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği belirlenerek bozma ilamına uygun olarak verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.