YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7103
KARAR NO : 2023/2414
KARAR TARİHİ : 08.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen mirasta denkleştirme davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, …’in 07.06.2008 tarihinde öldüğünü, murise ait banka hesabının 22.04.2008, davalı … ile ortak hesaplarının ise 13.10.2006 ve 26.10.2006 tarihlerinde kapatıldığını, davalının eşinden dolayı aldığı emekli maaşından başkaca bir gelirinin olmadığını, muristen aldığı vekaletnameye dayanarak murise ait banka hesaplarından yüksek miktarda para çekip murise kazandırıcı işlem yapmadığı gibi paraları onun zararına kullandığını, murisin ölmeden önceki son 10-15 yıldır parkinson, depresyon ve ileri derecede demans hastalıklarıınn bulunduğunu, murisin banka hesaplarının kapatıldığı tarihlerde fiil ehliyetinin bulunmadığını belirterek davalının yok hükmünde olan işlemlerin iptaliyle davalı tarafından çekilen paraların iadesi ve davacılara hisseleri oranında ödenmesini talep etmiş; 14/09/2021 tarihli harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile talebini 57.844,99 TL’ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili, banka hesabından çekilen paraların muris lehine kullanıldığını, murisin tedavi, ilaç, yardımcı, hastane masrafları, ev masrafları, murisin annesinin ve kendisinden önce ölen kardeşinin mezarının yaptırılması, murisin mezarının yaptırılması ve tüm masrafların müvekkili tarafından ortak hesaptan çekilen paralarla karşılandığını, ortak hesaptaki paranın da müvekkilinin kamulaştırmadan ve fındık gelirlerinden gelen ve müvekkilinin kızının gönderdiği paralardan oluştuğunu sonuç olarak hesaplardaki paranın kendisine ait olduğunu ve murisin ihtiyaçlarına harcandığını, murisle tek ilgilenenin müvekkili olduğunu, murisin temyiz kudretinin yerinde olduğunu, murisin ortak hesaptaki parayı müvekkiline vermek istediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. Mahkemenin 20.01.2015 tarihli ve 2009/146 Esas, 2015/33 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
2. Mahkeme 20.01.2015 tarihli kararı ile davalının para çekmesinin bankacılık mevzuatına uygun olduğu, usulsüz olmadığı, murisin bakımı ve rahatsızlığı için sarf edildiği, yüksek miktarda çekilen tutarların muris tarafından bizzat çekildiği, davalının yüklü miktarda ve karşılıksız para çektiğine ilişkin delil olmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 20.01.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 07.11.2016 tarihli ve 2015/6427 Esas, 2016/9186 Karar sayılı kararıyla, “…Dava konusu alacağa ilişkin hesap, mirasbırakan ve davalı … adına müşterek hesap olup, müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Zira, para müşterek hesaba yatırıldığına ve pay bakımından bir anlaşma bulunmadığına göre mülkiyetin yarı yarıya olmak üzere hak sahiplerine ait olması gerekir. Müşterek hesap birden fazla kişiye aitse mudilerden birinin ölümü halinde, aksine sözleşme yoksa, hesaptaki paralar eşit paylara bölünecek ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenebilecektir. Ortak hesabın taraflarından her biri bankadan para çekerken, payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktarda diğer hak sahibine karşı borçlu durumuna girer.
Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak ortak hesabın açıldığı günden kapatıldığı güne kadar olan tüm hesap hareketleri dikkate alınarak muris ve davalı …’nın ayrı ayrı çektiği miktarlar belirlenmeli, davalı …’nın ortak hesaptaki payından daha fazla miktarda para çektiğinin tespiti halinde fazla çekilen miktarın denkleştirmeye tabi tutulması gerekir. Bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş…” olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
2. Mahkemece, dosyadaki delillere göre, yargılama konusu Ziraat Bankası ….. Şubesindeki hesap muris …’e ait iken 24/02/2004 tarihinde müşterek banka hesabına dönüştürüldüğünü, banka hesabının 24.02.2004 tarihi itibari ile muris ile davalı …’a ait müşterek banka hesabı niteliğini kazandığını, belirtilen müşterek hesaptan murisin hiç para çekmediği, davalı …’nın ise 24/02/2004 ile 22/04/2008 tarihleri arasında 191.487,34 TL para çektiği, davalının 1/2 payından fazlası olan 95.743,67 TL üzerinde tasarrufta bulunduğu ve bu miktarı diğer mirasçılara iade etmesi gerektiği, davacı mirasçıların payına düşen miktarın 57.844,99 TL olduğu, miras taksim edilmediğinden davalıların ıslaha karşı zamanaşımı savunmalarının kabul edilmediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dahili davalılar vekili, mirasbırakan …’in tüm mirasçıları tarafından açılmadığı için davanın reddinin gerektiğini, HUMK döneminde açılan ve dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olduğu da belirtilmeyen davanın kısmi dava niteliğinde olduğunu dolayısıyla ıslaha karşı zamanaşımı savunmalarının kabulü ile davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, mirasbırakanın fiil ehliyetine haiz olduğu hususunun tanık beyanları ve 2006 yılında tapuda yaptığı işlem doğrultusunda ispatlandığını, Ziraat Bankası yazı cevabı ile de belirtildiği üzere murisin hastaneye yattıktan sonra ölüm tarihine kadar maaş hesabından maaşını hiç çekmediğini ve toplam 2.556,39 TL’nin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na iade edildiğini, mirasbırakanın elma deposu olan evinin tamirat ve tadilatını yaptırdığını, hizmetinde bazen bir bazen iki yardımcısı olduğunu, özel doktor ve SGK tarafından karşılanmayan ilaç giderlerinin, kendisinden önce vefat eden ebeveynleri olan annesi ve kardeşlerinin mezarlarının yapımının, murisin ölümünden sonra cenaze masrafları ve yine ölümünden sonra kendi vasiyeti gereği Ordu Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon hastanesinde … adına tefriş edilen hastane odasının masraflarının tamamının ortak hesaptan harcandığını, tüm bu hususların tanık ifadeleri ile dosyada subut bulduğunu, …. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hastanesine müzekkere yazılıp bu hususun sorulmasını talep etmelerine karşın sorulmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, dava konusu tüm işlemlerin miras bırakanın sağlığında cereyan ettiğini, miras bırakanın sağlığında kullanmadığı bir hakkın veya talebin mirasçılara intikali ve mirasçılar tarafından kullanılmasının hukuken mümkün olmadığını, murisin ölümünden sonra hesapta mevcut bir para bulunmadığını, dolayısıyla da; terekede mevcut olmayan bir hak veya menfaatin mirasçılara intikali ve mirasçılar tarafından talep edilmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, murisin hastalığında ve sağlığında yanında olan tek kişinin davalı … olduğunu, verilen kararın muris için harcanan paraların müvekkillerinden haksız olarak tahsiline yol açacağını belirterek karara karşı temyiz yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, mirasta denkleştirme istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz, dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 569 uncu ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Dahili davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.