YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7084
KARAR NO : 2023/3326
KARAR TARİHİ : 13.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/323 E., 2022/619 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.06.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Belli edilen günde duruşmaya gelen olmadı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin paydaşı olduğu dava konusu taşınmazları davalının otopark olarak kullandığını belirterek ecrimisil talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket vekili, taşınmazları kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2016 tarihli ve 2015/468 Esas, 2016/266 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.10.2018 tarihli ve 2018/5887 Esas, 2018/17421 Karar sayılı ilamıyla; sair temyiz itirazlarının reddine, “…öncelikle mahallinde inşaat mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı ve mülk bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulu ile tekrar keşif yapılarak duraksamaya yer vermeyecek şekilde, denetime elverişli rapor alınması, ecrimisilin yukardaki ilkeler uyarınca belirlenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması isabetsizdir…” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 10.09.2020 tarihli ve 2019/481 Esas, 2020/286 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 08.03.2022 tarihli ve 2021/4849 Esas, 2022/1760 Karar sayılı ilamıyla, “…somut olayda dava, 10.000 TL dava değeri gösterilerek açılmış; 16.05.2016 tarihli dilekçe ile, 1000 TL’sinin dava konusu 3 parsele ilişkin olduğu, 9000 TL’sinin dava konusu 2 parsele ilişkin olduğu, son bilirkişi raporuna göre ecrimisil taleplerinin toplam 206.004,78 TL’ye artırıldığı belirtilmiştir. Mahkemece; “toplam 201.977,26 TL dava tarihi olan 21/04/2015 bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 16/05/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine.” karar verildikten sonra, gerekçesinde “toplam 201.977,26 TL’nin dava tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” şeklinde karar verilerek çelişki yaratılması, ayrıca kabul edilen ve reddedilen miktarın açıkça belirtilmediği gibi, faiz başlangıç dönemlerinin de miktarıyla birlikte doğru gösterilmemesi nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına ve sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince (özetle),
1. Dava konusu 2 No.lu parselin davalı tarafından kullanıldığı,
2. 3 No.lu parselin davalı tarafından kullanıldığı hususunun ispat edilemediği,
3. Hükme esas alınan 15.04.2020 tarihli bilirkişi raporun hesaplama açısından yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, toplam 201.977,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9.000,00 TL’sine dava tarihi olan 21.04.2015 tarihinden, bakiyesi olan 192.977,78 TL’sine ise ıslah tarihi olan 16.05.2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ve fazlaya ilişkin 5.027,52 TL istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
1. Dava konusu taşınmazın vekil edeni tarafından kullanılmadığı,
2. Söz konusu yerin alışveriş merkezine gelen müşteriler tarafından otopark olarak tercih edilmesinin de mümkün olmadığını,
3. Dava konusu olmayan 1 No.lu parsel için Belediye ödenen ecrimisil miktarı baz alınarak bedelin fahiş belirlendiğini,
4. Belediye tarafından yapılan aşırı artış nedeni ile kullanımın 13.03.2015 tarihinde bırakıldığını ve var ise belediyece bildirilen ecrimisil bedelinin ¾ oranında dikkate alınması gerektiğini,
5. Davacıların, vekil edeninin tüm uyarılarına rağmen günümüzde de dava konusu taşınmazın çevrede bulunan kişi ve araçların kullanımına engel olacak önlemler almadığı gibi bu alanın özel mülk olduğuna dair hiçbir işarette yerleştirmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 995 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.