Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/7009 E. 2023/1127 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7009
KARAR NO : 2023/1127
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen komşuluk hukuku nedeniyle maddi tazminat davasından verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı … vekili, davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; 226 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalıya ait 225 parsel sayılı taşınmazın sulanması esnasında sulama suyunun taşması sonucu taşınmazında heyelan ile çökmenin meydana geldiğini, ağaçlarının kuruduğunu ve davalı tarafından zararın karşılanmadığını belirterek, yargılama esnasında tespit edilecek maddi zarar miktarının davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde yer alan iddiaların doğru olamayacağını, heyelanın meydana gelmesinde davalıya izafe edecek herhangi bir kusur bulunmadığını, dava konusu taşkının sebebinin davalının tarla sulamasından değil yüksek yağış miktarlarından kaynaklandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 08/06/2016 tarihli ve 2015/739 Esas, 2016/325 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

2. Mahkemece “davacı taşınmaz malikinin üst taraftaki araziden kendi arazisine doğal olarak akan suların akışına katlanmak zorunda olduğu, arazi yapısı itibariyle davalıya ait taşınmazın davacıya ait taşınmazın üst kısmında bulunması nedeniyle öteden beri yağmur ve kar sularının alt taraftaki davacıya ait taşınmaza doğal bir şekilde akmakta olduğu, davalının kendisine ait taşınmazı kullanırken davacıya ait taşınmazı olumsuz şekilde etkileyecek taşkında bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 14. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 23.09.2019 tarih ve 2016/13806 Esas, 2019/5659 Karar sayılı ilamı ile mahkeme hükmünün “dosya içerisinde bulunan 08.04.2016 tarihli jeoloji mühendisinin hazırladığı raporda, ‘… inceleme alanında meydana gelen kaymanın, sulama arkından dolayı olmayıp … doğal yollardan meydana geldiği…’ ve 11.04.2016 tarihli ziraat mühendisinin hazırladığı raporda ise, ‘…toprak kaymasının sulama amaçlı su ile oluşmadığı … böyle bir durum olsaydı aynı kot ve eğimde komşu diğer taşınmazlarda da aynı sorunlarla karşılaşılacağının…’ açıklanması ile zararın davalının eyleminden kaynaklanmadığı belirtilmişse de dosyaya ekli Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/185 değişik iş sayılı dosyasında bulunan jeoloji mühendisinin hazırladığı 08.10.2015 havale tarihli raporda, ‘…davalıya ait 225 parsel nolu taşınmazın sulanması esnasında taşınmazdan tahliye olan veya artan sulama suyu ile 225 parsel nolu taşınmazdan tahliye olan yağmur sularının toprak ark içerisine alınarak daha düşük kotlardaki boşluk alana nakli esnasında, toprak arkın davacıya ait 226 parsel nolu taşınmaz içerisinden geçişi esnasında toprak arktan taşan suların söz konusu göçük veya heyelan olan kısma doğru sürekli akması neticesinde jeolojik birim içerisindeki kiltaşı seviyelerinin şişmesi ve kayganlaşması ile zeminin stabilitesinin bozulması sonucu bahse konu heyelanın meydana geldiğinin…’ açıklanarak zararın aslında davalının eyleminden kaynaklandığının belirtilmesiyle eldeki dosyada bulunan raporlar ile değişik iş dosyasında bulunan rapor arasında illiyet bağının tespitine ilişkin çelişkinin bulunduğu, raporlar arasındaki çelişkinin yeniden mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak rapor alınması yoluyla giderilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, 320,00 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

2. Mahkemece “22/02/2021 tarihli kök ve 01/11/2021 tarihli ek raporu istikametinde sulama arkından gelen suyun heyelanın hızlanmasına yol açtığı, davacı zararı ile davalı eylemi arasında bu haliyle illiyet bağının bulunduğu, su akışına bağlı tetiklenen heyelan neticesinde davacıya ait 1 adet badem ağacının kuruduğu ve ağaç değerinin 2015 tablosuna göre 320,00TL olduğu, 1 adet zeytin ağacının davalının parseline kaydığı öne sürülmüş ise de yapılan 22/A uygulama kadastrosu çalışmalarında zeytin ağacının davacıya ait sınır içerisinde kaldığı ve her hangi bir zarar görmediği” gerekçesiyle hüküm kurulmuştur.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki talebin uğranılan zararın tespiti ve tazmini olduğunu, sadece iki adet ağaç yönünden zararın talep edilmediğini, oluşan heyelan nedeniyle müvekkilinin kullanamadığı alanın ne kadar olduğu ile zemin değeri ve zararın belirlenmesi gerektiğini, bu tespitler için ek rapor aldırılması isteklerinin mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafın arazisinde meydana gelen heyelan ile müvekkilinin eylemi arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, çökmenin meydana geldiği 2015 yılı bahar aylarında dava konusu taşınmazların bulunduğu mahalde ciddi yağışların yaşandığı, davacıya ait taşınmazın kot farkı nedeniyle aşağıda kalması nedeniyle suların davacıya ait taşınmaza akarak gittiğini, komşu parselde heyelan olayı meydana gelmeden önce yol çalışması yapıldığını, mahkemece bu durumun incelenmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, komşuluk hukukuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 s. TMK’nun 683, 730, 737 ile 750., 751 ile 761. maddeleri

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Kahramanmaraş 5. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkemece, Yargıtay 14. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.