YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6806
KARAR NO : 2023/1095
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
Taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ihale yolu ile satılan 280 ada, 46 parselde kain taşınmazın ortaklığının giderilmesi talebi yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalı …’un davacıya olan borcundan dolayı İcra Hukuk Mahkemesinden alınan yetki belgesine dayanarak 1205, 1353 ve 1181 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2016 tarihli ve 2015/344 Esas, 2016/109 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 26.09.2019 tarih ve 2016/6846 Esas, 2019/5971 Karar sayılı ilamında; borçlu Hüseyin’in murisi Mustafa Karakuş’tan intikal eden payda annesi … ile elbirliği halinde paydaş iken, payını karar tarihinden önce 24.11.2014 tarihinde …’a sattığı ve taşınmazlarda paydaş sıfatının kalmadığı mahkemece; güncel tapu kaydı getirtilerek, borçlu Hüseyin’in dava konusu taşınmazlarda payı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; bozma kararının verildiği sırada davalı borçlu Hüseyin’in taşınmazlarda hissesinin bulunmadığı, ancak bu karardan sonra davalı borçlu Hüseyin’in annesi vefat ettiğinden, son güncel tapu kaydına göre davalı borçlu Hüseyin’in annesinden intikal eden pay sonucu dava konusu taşınmazlarda hissesinin bulunduğu anlaşılmış, böylelikle ortaklık ancak satış suretiyle giderilebileceğinden, yargılama sırasında dava konusu taşınmazlardan 280 ada, 46 parselde kain taşınmazın ihale yolu ile satıldığı görülmüş, ihale yolu ile satılan 280 ada, 46 parselde kain taşınmazın ortaklığının giderilmesi talebi yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Mahkemece davalıların iddialarının dinlenmediğini ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, davalıların taleplerinin neden reddedildiği yönünde herhangi bir gerekçe açıklanmadığını,
2. Dava konusu taşınmazların içerisinde herhangi bir yapı olmamasına rağmen bilirkişi heyetinde inşaat mühendisi bilirkişisi görevlendirildiğini,
3. Eksik incelemeye dayalı ve hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu,
4. Raporda dava konusu taşınmazların değerinin piyasa değerinin altında belirlendiğini,
5. Davanın açılmasında hiçbir kusuru olmadığı halde aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini,
6. Tek mirasçı olan Hüseyin’in 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun ( 2004 sayılı Kanun) 121 inci maddesine göre alınacak yetki belgesinin koşulu olan el birliği ile mülkiyet şartını sağlamadığından davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulü kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı Kanun’unun 121 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.