YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6790
KARAR NO : 2023/1017
KARAR TARİHİ : 21.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
i
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen suya elatmanın önlenmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Bekdemir Köyü 150 ada 37 parsel sayılı taşınmazın davacı …’nun babası Seyit Ahmet Soylu adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazdan çıkan suyu kadimden beri davacılar ve davalının ortak olarak kullanıldığını, 2012 yılında kaynak suyunun yüzeye çıktığını, açıktan akan suyu davalının 2- 3 ay kullandığını, 2012 yılı Eylül ayında tarafların ortak kullandığını bu suya davalının boru döşediğini ve suyun davacılara akmasını engellediğini, davacıların bu duruma rıza göstermemesi karşısında davalının bu kaynağın altından göze açarak davacı …’ya ait suyu tamamen kendisine aldığını ve kendi tarlasına fidan diktiğini, gerçekte taraflara ait su deposu mevcut olduğunu, davalının bu deponun kullanımına da engel olduğunu belirterek, dava konusu suyun ortak kullanımının tespitine, davalının suyu kendi tarafına akıtmak için açtığı gözenin kapatılmasına ve eski hale iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu suyun 150 ada 37 parsel sayılı taşınmazdan çıkmadığını, orman arazisinden çıktığını, bu suyun davalının babası tarafından çıkarıldığını, davacıların iddialarının doğru olmadığını, yapılacak keşif ile dava konusu suyun tarafların kullanımına yetecek kadar debisinin olup olmadığının ve davacıların kullandığı suyun ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığının tespiti gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel Mahkemenin 09.04.2015 tarihli ve 2012/226 Esas, 2015/532 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, dava konusu suyun bir kaptajda toplanmasına ve taraflar arasında eşit olarak paylaştırılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesi 29.03.2018 tarihli ve 2015/10097 Esas, 2018/2480 Karar sayılı ilamında; davaya konu su genel su niteliğinde olup, suya elatmanın önlenmesi davasını sudan yararlanan ve yararlanmasına engel olunan kişiler açabileceğinden, sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için suların en az olduğu bir dönemde su işlerinden anlayan uzman bilirkişiler seçilerek yeniden keşif yapılmak suretiyle tarafların içme suyu ve sulama suyu ihtiyaçları belirlendikten sonra yararlandıkları veya yararlanabilecekleri tüm su kaynakları incelenerek, içme suyu ve sulama suyu nitelikleri de belirlenip, tarafların kadim haklarının bulunmadığı da gözetilerek, öncelik içme suyu ihtiyacına verilmek üzere, ayrıntılı olarak düzenlenecek rapor sonucuna göre, taraflar arasında nizayı kesin olarak çözümler nitelikte su düzeneği ve rejimi kurulmasına karar verilmelidir gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince (özetle), Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere tarafların kadim haklarının bulunmadığı, içme suyu ihtiyacının SASKİ tarafından karşılandığı, dava konusu su kaynağının debisinin günde 6,9 ton olduğu, bu kaynaktan çıkan su miktarının tarafların sulama ihtiyaçlarının çok altında kaldığı, debisinin çok az olması nedeniyle su dağıtım rejiminin kurulmasının mümkün olmadığı, dava konusu kaynaktan çıkan ölçümlere göre elde edilen su ile davalının ve davacının sulama suyu ihtiyacının karşılanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacının babası ile davalı taraf arasında yapılan ve suyun ortak kullanımına ilişkin 19.08.1982 tarihli senedin dosyaya ibraz edildiğini,
2. Taraflar arasında yapılan bu anlaşmanın mahkemece dikkate alınmadığını,
3. Davalının suya ihtiyacı olduğu iddiası ile vekil edenlerinin kadimden beri kullandığı içme suyuna elattığını,
4. Müvekkillerinin gerek içme, gerekse sulama ihtiyacının ötelenerek hak kaybına sebebiyet verildiğini,
5. Verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi ve eski hale iade istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın reddi kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
a. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 756 ncı maddesine göre; kaynaklar arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.
b. Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir. Uygulamada kaynak; “yeraltı suyunun üst düzeyinin yer yüzeyini kestiği yer” olarak tanımlanmaktadır. Yeraltı suyu doğal yoldan yeryüzüne çıkmamış, drenaj v.s. yollarla çıkarılmış ise, kaynak olarak değil, drenaj veya kuyu vs. isimlerle anılır. Bu şekilde insan eliyle çıkarılan sular, yeraltı suyu olarak kabul edilir.
c. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. (TMK. Md. 756/3).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.