Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/6711 E. 2023/1964 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6711
KARAR NO : 2023/1964
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ipoteğin terkini, ipoteğin ihdası ve ipotek bedelinin arttırılması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar-birleşen dosya davacıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 986 ada 11 parsel sayılı taşınmazı davacılar murisinden intikal ettiğini, taşınmaz üzerine davalıların murisi …..lehine 04.03.2005 tarihli 7.945.650,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin İcra ve İflas Kanunu’nun 153. maddesi uyarınca Ümraniye 2. İcra Müdürlüğünün 2006/13734 Esas sayılı dosyasına yatırıldığını ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalılar cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davada ise davalılar vekili, dava konusu taşınmazın imar uygulamasına alındığını ve imar uygulaması sonucu ipoteğin terkin edildiğini, ipotek bedelinin ödenmediğini bu nedenle ipoteğin yeniden ihdası, mümkün olmadığı takdirde ipoteğin rayiç bedelinin belirlenerek davalılara ödenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2008 tarih, 2007/603 Esas, 2008/646 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne ipoteğin terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2008 tarih, 2007/603 Esas, 2008/646 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 27.03.2019 tarihli ve 2016/16552 Esas, 2019/2800 Karar sayılı ilamında; ” ..Mahkemece, ipotek alacaklısı davadan önce vefat ettiğinden, mirasçılarına dava dilekçesi tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar- birleşen dosyada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar- birleşen dosya davacıları vekili temyiz dilekçesinde; birleşen davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ipoteğin ihdas edilmesi gerektiğini aksi durumda rayiç bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada ipoteğin terkini, birleşen davada ise ipoteğin ihdas edilmesi ve ipotek bedelinin arttırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, Türk Medeni Kanununun 1027. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin

ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Taşınmaz malikinin izni alınmaksızın imar uygulaması yapılabilir. Yapılacak bu imar uygulaması 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi veya 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine dayanılarak gerçekleştirilir. Taşınmaz paydaşının payı 2981 sayıl Yasa’nın 10/c maddesi açıklandığı biçimde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu göre bedeli ödenerek veya pay bedeli karşılığı ipotek tesis edilerek tapu sicilinden terkin edilmediği sürece payın yeni oluşan parsellere aktarılması gerekir.

Bilindiği üzere ipotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir.

Bu gibi davalarda, davanın değerini lehlerine kanuni ipotek tesis edilen kişilerden alınan taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri belirler. Zira, tarafların iradesi dışında yapılan imar uygulaması sonucu tesis edilen ipoteğin kaldırılması ancak belirlenecek bu rayiç değerin ödenmesi halinde mümkündür.

Diğer bir ifade ile yargılama sırasında imar uygulamasına ilişkin işlem dosyası, özellikle dağıtım cetveli getirtilerek, davalılardan ne miktar taşınmaz alınarak davacı parseline katıldığı, katılan bu miktarın dava tarihindeki rayiç değerinin ne olduğu keşfen saptandıktan ve belirlenen ipotek bedeli depo ettirildikten sonra hüküm kurulmalıdır.

Somut olayda, davacılar tarafından icra dosyasına ipotek bedelinin yatırılmış olması ipoteğin terkini için yeterli olmamaktadır. İpoteğin terkin edilebilmesi için ipotek bedelinin yukarıda açıklanan şekilde tespit edilmesinden sonra davacılar tarafından icra dosyasına yatırılan bedel de mahsup edilmek suretiyle ödenmesi gerekmektedir.

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ipoteğin terkin edilmiş olduğu göz önüne alındığında temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar- birleşen dosya davacıları vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.