YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6650
KARAR NO : 2023/687
KARAR TARİHİ : 07.02.2023
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım davasından dolayı yapılan temyiz incelenmesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi bozmaya uyularak davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı dahili davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinden E-N İnşaat A.Ş’nin Muğla ili, Bodrum ilçesi, Yalıkavak Beldesi, Küdür mevkii 340 ada 12 parsel sayılı taşınmazın maliki ve yapıların imalatçısı olduğunu, diğer davacının taşınmaz üzerindeki inşaatın mimar sıfatıyla proje mükellefi olduğunu, davacılarca üç metre çekme mesafesi uygulanarak inşaatın arazi üzerine yapıldığını, davalının kendisine ait 2 parsel sayılı taşınmazın parsel sınırına duvar ördüğünü, bu duvarın müvekkillerinin arazisine 51 m² tecavüzlü olduğunu belirterek haksız elatmanın önlenmesine ve yapılan duvarın yıkımına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın eski malikleri ile yapılmış olan fiili taksime dayalı olarak taşınmazın kullanıldığını ve bu kullanım sonucu duvarın yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16/04/2015 tarihli, 2012/209 Esas, 2015/95 sayılı kararıyla; davacı Ahmet Emre Kunt tarafından açılan davanın hukuki menfaat yokluğundan bütünüyle reddine, davacı … Ticaret A.Ş. tarafından açılan davanın kabulü ile dosya içerisinde bulunan 18.09.2013 havale tarihli fen bilirkişi imzalı bilirkişi raporunun eki olan krokinin kahverengi kısımları ile işaretlenen 2,40 m. yüksekliğinde 50 cm. enindeki duvarın; davacı taşınmazına isabet eden kısmının yıkılmak suretiyle davalının bu alana yaptığı müdahalenin men’ine hükmedilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılardan … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8 Hukuk Dairesi 07.11.2018 tarihli ve 2018/9696 Esas, 2018/18263 Karar sayılı ilamında; “Muğla İli, Bodrum İlçesi, Yalıkavak Beldesi, Küdür mevkii 340 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tüm kayıt maliklerinin davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanarak, yapılacak yargılamada hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek 18.09.2013 havale tarihli fen bilirkişi imzalı bilirkişi raporunun eki olan krokinin kahverengi kısımları ile işaretlenen 2,40 m. yüksekliğinde 50 cm. enindeki duvarın; davacı taşınmazına isabet eden kısmının yıkılmak suretiyle davalının bu alana yaptığı müdahalenin menine karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, davacılardan Ahmet Emre Kunt’un dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı bulunmaması nedeni ile hukuki menfaatinin olmadığı, diğer davacılar yönünden ise davalının duvar yapmak suretiyle taşınmaza tecavüz ettiği gerekçesiyle davacı Ahmet Emre Kunt tarafından açılan davanın hukuki menfaat yokluğundan bütünüyle reddine, davacı … Ticaret A.Ş. tarafından açılan davanın kabulü ile dosya içerisinde bulunan 18.09.2013 havale tarihli fen bilirkişi imzalı bilirkişi raporunun eki olan krokinin kahverengi kısımları ile işaretlenen 2,40 m. yüksekliğinde 50 cm. enindeki duvarın; davacı taşınmazına isabet eden kısmının yıkılmak suretiyle davalının bu alana yaptığı müdahalenin men’ine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılardan … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacının taleplerinin kötüniyetli olduğu gibi dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu,
2. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda davacının, müvekkil davalının miras bırakanının yapmış olduğu duvarın üzerine 1.60 cm yüksekliğinde ve 50 cm genişliğinde duvar yaptığının tespit edildiğini,
3. İşbu tespitin, davacıların 12 numaralı parselin eski malikleri ile müvekkili arasında yapılan fiili taksimi ortaya koyduğunu,
4. Davacının dava konusu duvarın üzerine duvar inşaa etmek suretiyle mevcut durumu kabul ettiğini,
5. Parsel sınır çizgisinin düz olmamasından dolayı, halihazırdaki duvarın bir bölümünde davacıya ait taşınmaza taşma mevcut ise bile, duvarın devam eden bölümlerinde bu kez davacının müvekkilin arsasına taşma yaptığını,
6. Davacıların iddiaları ve alınan bilirkişi raporlarının yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu,
7. Kararın infazının fiziksel olarak mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 nci maddesi şöyledir:
“Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.”
2. 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, HMK’nın 294. maddesi uyarınca hüküm, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar olduğundan, hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalı ve hükmün infazı mümkün olmalıdır.
3. Değerlendirme
1. Her ne kadar dava dilekçesinde dava konusu taşınmaz 340 ada 12 parsel gösterilmişse de UYAP sisteminden yapılan inceleme sonucunda davacılara ait 340 ada 12 parsel ve davalıya ait 340 ada 2 parsel sayılı taşınmazların mahkemenin karar tarihinden önce 3402 sayılı Kanun’un 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili yapılmış olup sicilin bu şekilde kapatılmış olduğu tespit edilmiştir.
2. Somut olayda, dava konusu davacılara ait 340 ada 12 parsel ile davalıya ait 340 ada 2 parselin kaydı kapandığına göre yeni parsel numarası üzerinden infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı kalmayan tapu kaydı üzerinden karar verilmiş olması doğru değildir. Bu husus kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekir.
3. O halde, Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle dava konusu taşınmaz ile komşu eski 304 ada 2 parsel sayılı taşınmazların güncel tapu kayıtları dosya arasına alınarak uzman bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılması, taşınmaz sınırlarında bir değişiklik olup olmadığı hususunda fen bilirkişisinden, eski ve yeni sınırları çakıştırmak ve dava konusu edilen alanları krokide göstermek suretiyle, infaza elverişli rapor alarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Dahili davalılardan … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.