Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/6578 E. 2023/1548 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6578
KARAR NO : 2023/1548
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen suya elatmanın önlenmesi ve yıkım davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kararı, davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı köy arasında ince su mevkiinde, tombul tepenin kuzeye bakan yamacından kuzeye doğru akmakta olan kestane pınarı deresinin etrafında su gözelerinin mevcut olduğunu, davalı köyün bu suların kendi sınırlarında kaldığından bahisle davaya konu suyu, borularla kendi havuzlarına götürme gayretinde olduklarını, müvekkil köyün bu civarda kullanabilecekleri başka bir su kaynağının bulunmadığını, davalı köyün su gözelerini bir araya toplamak için inşaat çalışması yaptığını ve borularla söz konusu suyu havuzlarına taşımaya devam ettiğini belirterek suya elatmanın önlenmesini ve yapılan inşaat çalışmalarının yıkılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; dava konusu suyun kadimden beri müvekkili tarafından kullanıldığını ve davacının iddialarının yersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Erbaa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.10.2014 tarih ve 2010/171 Esas, 2014/360 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararı; “mahkemece mahallinde suların en az olduğu dönemde jeoloji, hidrolog ve ziraat mühendisinden teşkil edilecek bilirkişi heyeti ile keşif icra edilmesi, uyuşmazlık iki köy arasında olduğundan bu köyler dışında kalan köylerden seçilecek mahalli bilirkişiler de dinlenmek suretiyle, tarafların suya ihtiyaç durumunun bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmesi, taraf köylerin yararlandıkları başka suların da bulunduğu önceki bilirkişi raporunda belirtildiğine göre bu sular ve varsa tarafların kadim kullanma hakları ile içme suyu ihtiyacının kullanma suyuna göre öncelikli olduğu da gözetilerek düzenlenecek ayrıntılı rapor sonucuna göre bir karar verilmesi ve bu incelemeler sırasında Tokat il Özel İdaresi Erbaa İlçesi Küplüce Köyü sulama suyu tesisi işine ait bilgi ve belgeler de değerlendirilerek taraflar arasında gerekirse bir su rejimi de oluşturulması gerektiği”nden bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Erbaa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2022 tarih ve, 2018/116 Esas, 2022/95 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Verilen kararın yasaya aykırı olduğunu,

2. Bilirkişi raporuyla müvekkil köyün su ihtiyacının öncelikli olduğunun tespit edildiğini,

3. Su ihtiyacının tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla desteklendiğini,

4. Mahkemenin gerekçesinin bu verilerle tamamen çeliştiğini,

5. Davacı köyün müvekkil köye nazaran su kaynağı yönünden daha zengin olduğunu,

6. Davaya konu kaynağın kadimden beri müvekkil tarafından kullanıldığını,

7. Davanın ve kararın haksız olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, suya el atmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.

2. Gerek Türk Medeni Kanunu’nun 718 inci maddesi gerekse 756/2 nci maddesinde sözü edilen kaynaklar, yeraltı sularından farklıdır.

3. Kaynak, kökeni yeraltı suyu olan tâbi ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz (Gürsoy/Eren/Cansel, Türk Eşya Hukuku, Ankara 1978, s.618). Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması hâlinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yeraltı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de 167 sayılı Yeraltı Suları Kanunu’na tâbidir.

4. Başka bir ifadeyle kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera, orman vb.) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlâl edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.

5. Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tâbi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.