YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6554
KARAR NO : 2023/916
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen sözleşmenin tespiti, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin 18.08.2006 tarihinde düzenleme şeklindeki sözleşme ile kendisine ait davaya konu 104 ada 5 parsel sayılı elma bahçesini davalıya kiraladığını, davalının kira borcunu ödemediğinden müvekkilinin 15.10.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirmesine rağmen davalının taşınmaza yönelik kullanımını devam ettirdiğini belirterek sözleşmenin feshinin tespitini, davalının taşınmazdan elatmasının önlenmesini ve 6.000,00 TL ecrimisilin fesih tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asıl, cevap dilekçesinde; davacının taşınmazı kendisine kiraya vermesine rağmen kullanımına müsaade etmediği için kullanamadığını ve taşınmazı yaklaşık 1 yıl önce davacıya teslim ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Şarkikaraağaç Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.04.2015 tarihli ve 2014/229 Esas, 2015/156 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine ve davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Davalı tarafın kullandığı süre boyunca kullanım bedelinin tamamını ödediğini ispatlayamadığı, bu nedenle kira sözleşmesinin feshine kadar kullanılan süre boyunca ödenmeyen kira bedeli ile sözleşme feshedildikten sonraki kullanım için ecrimisil tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden davanın reddi doğru görülmemiştir ve hükmün bozulması gerekmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Şarkikaraağaç Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.05.2022 tarih ve 2021/165 Esas, 2022/241 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, “davacı ile davalı arasında Isparta ili, Şarkikaraağaç ilçesi, Yenicekale köyü, Tokatönü mevki 104 ada 5 parsel de kayıtlı elma bahçesine ait kira sözleşmesinin feshinin tespitine, elatma durumu devam etmediğinden davacının elatmanın önlenmesi yönündeki talebinin reddine, davacının ecrimisil talebinin kabulü ile kira sözleşmesinin feshine kadar kullanılan süre boyunca ödenmeyen kira bedeli ve sözleşme feshedildikten sonraki kullanım için davalının 7.735,71 TL ecrimisil tazminatına hükmedilmesine” karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Müvekkilinin davacıya kira borcunun bulunmadığını,
2. Taşınmazı davacı tarafa teslim ettiğini,
3. Müvekkilinin davacıya yönelik borcu olduğuna dair herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını,
4. Kira makbuzlarını dosya arasına sunduğu halde mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmenin tespiti, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683 üncü maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.
2. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nın 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
3. Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 995 inci maddesinde, “İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır. İyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir. İyi niyetli olmayan zilyet, şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur.” hükmü yer almaktadır.
4. Zilyetliğinin haksız olduğunu bilen veya gerekli özeni sarf etmiş olsa bunu öğrenebilecek olan zilyet iyi niyetli zilyet olmayıp, kötü niyetli zilyettir.
5. İyi niyetli olmayan zilyet hak sahibi için de yapılması zorunlu olan giderlerin karşılığını isteyebilir. Ancak yararlı ve lüks giderleri isteyemez. İyi niyetli zilyetten farklı olarak kötü niyetli zilyedin isteyebileceği zorunlu giderler bakımından, gider ödeninceye kadar malı geri vermekten kaçınma hakkı yoktur.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Bozma sonrası yapılan yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda, TÜFE’nin 12 aylık ortalamasına göre yüzde değişim oranı esas alınarak;
– 01.01.2007 ile 31.12.2007 tarihleri arasında kira bedeli, 1.300 TL
– 01.01.2008 ile 15.10.2008 tarihleri arası kira bedeli, 1.119,32 TL
– 01.01.2007 ile 15.10.2008 tarihleri arasında toplam kira bedeli, 2.419,32 TL
– 16.10.2008 ile 31.12.2008 arasındaki ecrimisil bedeli, 294,56 TL
– 01.01.2009 ile 31.12.2009 tarihleri arasındaki ecrimisil bedeli, 1.561,49 TL
– 01.01.2010 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki ecrimisil bedeli, 1.659,08 TL
– 01.01.2011 ile 31.12.2011 tarihleri arasınadaki ecrimisil bedeli, 1.801,26 TL
-16.10.2008 ile 01.01.2012 tarihleri arasındaki ecrimisil bedeli, 5.316,39 TL şeklinde hesaplanmıştır.
Tüm bu nedenlerle;
– 01.01.2007-15.10.2008 tarihleri arasında toplam kira bedeli 2.419,32 TL
-16.10.2008 ile 01.01.2012 tarihleri arasındaki ecrimisil bedeli, 5.316,39 TL olduğundan bozma ilamımızda belirtilen tarih aralığındaki (01.01.2007-01.01.2012) toplam ecrimisil tutarının 7.735,71 TL olduğu ortada olup davacı tarafından 18.03.2022 tarihinde talep edilen değer 7.735,71 TL tutarında ıslah edildiği görülmüştür.
3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.