Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/6508 E. 2023/986 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6508
KARAR NO : 2023/986
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; hakkında kısıtlılık kararı verilen muris …’in kendisine ait, dava konusu 100 ada 1 parsel sayılı taşınmazı noter satış vaadi sözleşmesi ile davalıya vaad ettiğini, muris ile davalı arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/247 Esas, 2007/639 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiğini, buna rağmen davalının dava konusu taşınmazı haksız şekilde kullanmaya devam ettiğini belirterek, taşınmaza elatmanın önlenmesini ve geriye dönük 2 yıla ilişkin olmak üzere toplam 7.075,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, tapuda davacılar adına kayıtlı bulunmayan taşınmazda davacıların haklarının olmayacağını, haksız kullanımı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2009 tarihli ve 2008/168 Esas, 2009/529 Karar sayılı kararıyla; mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.05.2012 tarihli ve 2011/7429 Esas, 2012/4799 Karar sayılı kararı ile, TMK’nın 683 üncü maddesine dayanan tescil talep etme hakkı bulunan zilyedin müdahale edene karşı açmış olduğu elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup görevli mahkemenin müddeabihin değerine göre belirlenmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile elatmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı … için ecrimisil davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvurusunda, davacıların dava konusu taşınmazın dedeleri Mahmut Şen’den intikal ettiğine ilişkin iddiası bulunmamasına karşın Mahmut Şen terekesine temsilci atanmasının hatalı olduğunu, davacı …’in dava tarihinde henüz mirasçı olmadığından taraf sıfatı bulunmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesinin hatalı olduğunu, dava konusu edilen dönemde davacıların müvekkilini taşınmaza sokmadığını, bu durumun tanık beyanları ile ispatlandığını, müvekkilinin ecrimisilden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, ayrıca …’in miras payının hatalı belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TMK’nın 683 üncü ve devamı maddelerinde düzenlenen tescili talep etme hakkı doğan zilyedin müdahale edene karşı açmış olduğu ayni hakka dayanan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 nci maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinde; 11.03.2009 tarihinde dinlenen davacı tanığı Mehmet Serin’in “taşınmazı …’ın kullandığından haberi olmadığını” beyan ettiği, davacı tanığı …’in “taşınmazı kimin kullandığını bilmediğini, …’ın kullandığını tahmin ettiğini” belirttiğini, 03.12.2021 tarihli keşifte tekrar dinlendiğinde ise, …’ın kullandığını hiç görmediğini beyan ettiği, davalı tanığı …’ın “davalı …’ın taşınmazı 2005 yılında satın aldığını ve 2 yıl meyve topladığını” beyan ettiği görülmüştür. 03.12.2021 tarihli keşifte dinlenen davalı tanığı …, tarih belirtmeksizin 15 yıl kadar önce davalı …’ı taşınmaz başında gördüğünü, …’ın kendisine taşınmazı kullanmasına izin vermediklerini ve bir sonraki yıl için ise taşınmazı yediemine verdiklerini söylediğini belirtmiştir. Davalı … tarafından davacılara karşı açılmakla … Asliye Hukuk Mahkemesi 2008/221 Esas, 2016/454 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, dosya kapsamında beyanına başvurulan tanıkların ifadelerinde de …’ın 2007 ve sonrasına ilişkin kullanımını doğrulayan bir beyan bulunmadığı görülmüştür. O halde, dosya kapsamında davalının 2007 yılı ve sonrasında taşınmazı kullandığı hususunun ispatlanmamış olduğu açıktır.

2. Dosya ekinde bulunan… Sulh Hukuk Mahkemesi 2006/247 Esas, 2007/639 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacılar tarafından davalıya karşı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptalinin talep edildiği, davanın kabul edildiği ve hükmün 09.11.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. O halde, davalının 2007 ve sonrasında taşınmazı kullandığının ispatlanmamış olması ve 09.11.2007 tarihinden önceki dönem için ise davacının haksız işgali bulunmaması nedeniyle, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davalarının reddi gerekirken gerekirken Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.