Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/6367 E. 2023/886 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6367
KARAR NO : 2023/886
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil ile ikinci kademe tazminata ilişkin asıl dava ile; birleştirilen tapu iptali ve tescil, ikinci kademe tazminat ve bedel iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleştirilen tapu iptali ve tescili ile tazminat talebinin reddine, bedel iadesi talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın Dairemizce bozulması üzerine; … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince asıl davanın reddine, birleştirilen tapu iptali ve tescili ile tazminat davasının reddine, bedel iadesi talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 8328/9 parsel sayılı taşınmazın 02.03.1987 tarihli senet ile müvekkillerinin annesi Melahat Büyükşahin’e satıldığını ve zilyetliğinin devredildiğini, annelerinin taşınmaz üzerine ev yaptırdığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına belirtilen hisseler oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili; davalı …’ye yönelttiği birleştirilen dosya dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tapusunun iptalini, 18.12.2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile tapu iptali ve tescili talebi kabul edilmez ise ikinci kademe tazminat; kabul edilmediği takdirde ödenen bedelin iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Bir kısım davalılar cevap dilekçesinde; zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak zilyetliğin devredilmediğini, tapulu taşınmazın haricen satılamayacağını beyanla davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2018 tarihli ve 2014/600 Esas, 2018/501 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleştirilen tapu iptali ve tescili ile tazminat talebinin reddine, bedel iadesi talebinin kısmen kabulü ile toplam 25.317,26 TL alacağın davalı …’den tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve birleştirilen dava davalısı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli ve 2019/331 Esas, 2019/1183 Karar sayılı kararıyla; davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ve birleştirilen davada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile asıl davanın pasif husumet yokluğundan reddine ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce 07.12.2021 tarihli ve 2021/4647 Esas, 2021/3532 Karar sayılı ilamı ile;

1. “Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarının tümü, birleşen dava yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706, Türk Borçlar Kanunu’nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli değildir ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. O halde, harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir.

3. Somut olayda, davacıların murisi Melahat ile birleştirilen dava davalısı … arasında 02.03.1987 tarihinde tapulu olan taşınmazın haricen satışı şahitler ve muhtar huzurunda yapılmış, sözleşmede satıcı payının tamamını devrederken satış bedeli olan 2 milyon eski Türk Lirasını aldığını belirtmiştir. Davalının parmak izinin kendisine ait olmadığı iddiası üzerine alınan bilirkişi raporunda, sözleşmedeki imzanın …’ye ait olduğu belirlenmiş, ayrıca sözleşme tanığı ve aynı zamanda davacı tanığı tarafından, satışın yapılıp bedelin alındığı ifade edilmiştir.

4. Hal böyle olunca, davacıların murisi tarafından satış bedelinin ödendiği ispatlanmış olup, mahkemece harici satış senedinde yer alan satış bedelinin, denkleştirici adalet ilkesi göz önünde tutularak satış tarihinden dava tarihine kadar güncellenmek suretiyle hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde satış bedeli talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın pasif husumet yokluğundan reddine ve birleştirilen davanın tapu iptali ve tazminat talebi yönünden reddi ile bozma ilamı doğrultusunda aldırılan 27.04.2022 tarihli Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi ek raporunda, davacılar miras bırakanı Melahat’ın, birleştirilen dava davalısına 02.03.1987 tarihinde ödediği 2 milyon liranın, birleştirilen dava tarihi 10.09.2015 itibarıyla denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenmiş değeri olarak belirlenen 28.418,17 TL’nin davacılara miras payları oranında ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve birleştirilen dava davalısı … vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde;

a.Davacılara ait olduğu bilinen taşınmazın muvazaalı olarak davalı …’ye satıldığını, pasif husumet nedeniyle davanın reddinin hatalı olduğunu,

b. Asıl dava davalısına ilişkin mevcut hüküm değişmediği halde istinaf yargılaması sırasında duruşma vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını,

c. Taşınmazın tesliminden sonra sözleşmenin şekle aykırı yapıldığının ileri sürülmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağını, Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddeleri gereğince davacıların uğradığı zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini,

d. Ödenen paranın dava tarihindeki ulaştığı değerin tespiti amacı ile yaptırılan bilirkişi incelemesinde paranın gerçek değerinin ortaya çıkarılmadığını, taşınmaz değerleme endekslerinin hesaplamaya dahil edilmediğini,

e. Terditli hale getirilen taleplerden asıl talebin reddi ve fer’i talebin kabulü halinde kabul edilen talep yönünden yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, karşı vekalet ücreti takdir edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ileri sürmüştür.

2. Birleştirilen dava davalısı … vekili temyiz dilekçesinde;

a.Taşınmazda davacıların ve mirasçılarının kullanımı olmadığını,

b. Tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz olduğunu,

c. Senetle ispatlanması gerekirken tanık dinlenmesinin hatalı olduğunu,

d. Davalı … aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat ve bedel iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı, TMK’nın 706, BK’nın 213 (6098 sayılı TBK’nın 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez.

2. 10.07.1940 tarih ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, harici satışın hüküm ifade etmemesi halinde taraflar, satışın kanıtlanması durumunda verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca isteyebilirler. Taşınmazın güncel karşılığı talep edilemez (07.06.1939 tarih ve 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin malvarlığından diğerinin malvarlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır ve bu ilke; haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından istifade ederek kendi malvarlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirme yükümlülüğü altında bulunduğunu ifade eder.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı,

bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekili ve birleştirilen dava davalısı vekili … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Aşağıda yazılı fazla alınan harcın davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.