Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/632 E. 2023/3187 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/632
KARAR NO : 2023/3187
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu 44 No.lu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalıların taşınmazı haksız kullandığını, ihtara rağmen işgale son vermediklerini belirterek el atmanın önlenmesine, davalıların taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar, yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, tüm tanıkların dinlenmediğini, savcılık dosyasının celp edilmediğini, davalı Nursel’in diğer davalının eşi olduğunu, hukuki işlemlerde adının geçmediğini, husumet yöneltilemeyeceğini, savunmaya ilişkin araştırmaların yapılmadığını savunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince: “…dava konusu 44 No.lu bağımsız bölümün davacı adına 28.08.2018 tarihinde tescil edildiği, davalıların taşınmazı kullandığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, davacının malik sıfatıyla haksız kullanım nedeniyle el atmanın önlenmesi ve tahliye talep etme hakkı olduğu, davalıların haklı bir nedenle taşınmazı kullandıklarını kanıtlayamadıkları, el atmanın önlenmesi davasının taşınmazı fiilen kullanan reşit kişilere karşı açılması gerektiği, bu nedenle davanın davalı …’ya yöneltilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, tapuya dayalı el atmanın önlenmesinde müdahalenin teknik delil olan bilirkişi raporuyla sabit olduğu, davalıların yasal süre içeresinde cevap dilekçesi ve tanık listesi sunmadıkları, sunulsa dahi sonuca etkili olmayacağı, mahkeme kararının gerekçeli karar yönünden tahliye talebi konusunda karar verilmemesi nedeniyle hatalı olduğu, ancak HMK’nın 305/a maddesi gereğince tavzih talebi ile bu hususun düzeltildiği, HMK 305/a maddesinin yasal koşullarının bulunduğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu…” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava aşamasındaki ve istinaf sürecindeki iddialarını tekrarla davanın reddini savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve Yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır.

2. Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.

3. Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683 üncü maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, kayda üstünlük tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin kabulünde isabetsizlik bulunmadığına göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

TL :
49.183,20 O.H.
12.376,50 P.H.
36.806,70 Kalan-Davalılar