Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/6275 E. 2023/1065 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6275
KARAR NO : 2023/1065
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabül, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili; dava konusu taşınmazın tarafların ortak murisi Ömer Filiz adına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde 6 mesken daire ve 2 dükkan bulunduğunu, davalıların bağımsız bölümleri kullandıklarını ve kiraya verdiklerini, davalılara İzmir 19. Noterliği aracılığı ile gönderilen 14/01/2013 tarihli ihtarname üzerine müvekkillerine cüzi miktarda PTT havalesi gönderildiğini ancak gönderilen miktarın miras hisselerini karşılamadığını belirtmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için ayrı ayrı 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.06.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 14.097,14 TL olarak güncellemiştir.

2. Bozma sonrası açılan ve birleştirilen davada davacılar vekili, müvekkillerinin ve davalıların 16.10.2012 tarihinde vefat eden Ömer Filiz’in mirasçıları olduğunu, muristen 30112 ada 13 parselde kayıtlı taşınmaz kalmış olup, taşınmazın üzerinde 6 mesken daire ve 2 dükkan mevcut olduğunu, davalıların müvekkillerinin muvafakati olmadan meskenleri ve dükkanları kullandıklarını ve kiraya verdiklerini, 26.06.2014 (asıl dava tarihi) tarihinden dava tarihine kadar ecrimisil tazminatı talep ettiklerini, şimdilik mirastan doğan 12.000,00 TL ecrimisilin (her bir davacı için ayrı ayrı 6.000,00 TL) fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili, davacıların payına düşen kira gelirinin düzenli olarak PTT havalesi yoluyla gönderildiğini, taşınmazdaki binanın son katının İsmail ve Selman’ın gönderdiği para ile yaptırıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile davacı … için 7.048,57 TL, davacı … için 7.048,57 TL ecrimisil bedelinin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince: “…tarafların murisi Ömer Filiz adına kayıtlı olan dava konusu taşınmaz üzerindeki binada 6 daire ve 2 dükkan bulunduğu, davalı tanıklarının beyanlarından davalıların her birinin ayrı ayrı bağımsız bölümleri kullandıklarının anlaşılmasına karşın mahkemece hangi bağımsız bölümün hangi davalı tarafından bizzat kullanılmakta, hangi bağımsız bölümün ise kiraya verilmiş olup kirasının hangi davalı tarafından tahsil edilmekte olduğunun tek tek net bir şekilde belirlenmiş olmadığı, davacılardan …’in göndermiş olduğu İzmir 19. Noterliğinin 14.01.2013 tarihli ihtarnamesi ile davalılar Hanife Filiz ve …’den 4 daire ve 1 dükkandan elde edilen gelirden kendi payına düşen bölümün kendisine ödenmesini istemiş olduğu, diğer davacı … ve diğer davalılar …, …, …, … yönünden herhangi bir intifadan men olgusunun bulunmadığı, ancak mahkemece davalı taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümlerin her birinin niteliğine göre intifadan men koşulunun aranması gereken yerlerden olup olmadığının belirlenerek bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmediği, davalıların bizzat kullandıkları bağımsız bölümler için intifadan men koşulunun gerçekleşmesi gerektiği, bu bölümler yönünden ihtar göndermemiş olan davacı … lehine ecrimisile hükmedilemeyeceği; ihtar göndermiş olan davacı …’in talebi yönünden ise, ihtarı yöneltmiş olduğu davalılar Hanife Filiz ve …’in bizzat kullandıkları yerlerin belirlenmesi gerektiği, belirlenen bağımsız bölümler için uzman bilirkişilerce ihtarın davalılar Hanife Filiz ve …’e tebliği tarihinden dava tarihine kadar olan kullanıma karşılık ecrimisil bedeli belirlenmesi ve davalılara kullandıkları bağımsız bölümlere göre ayrı ayrı sorumluluk yükletilmesi gerektiği, davalıların kira geliri elde ettikleri bağımsız bölümler yönünden ise, bu bölümler için intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin gerekli olmadığı, kira gelirinin hangi davalı tarafından alındığı araştırılarak belirlenmesi, belirlenen bağımsız bölümler için uzman bilirkişilerce muris Ömer Filiz’in ölüm tarihinden dava tarihine kadar olan kullanıma karşılık ecrimisil bedeli belirlenmesi ve davalılara kira geliri elde ettikleri bağımsız bölümlere göre ayrı ayrı sorumluluk yükletilmesi…” gerekliliğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak: “…davacı …’in davadan feragat ettiği gerekçesiyle, hakkında davadan feragat sebebiyle davanın asıl ve birleştirilen davalar yönünden reddine; dava konusu 13 parselde bulunan 5 ve 6 No.lu bağımsız bölümlerin davalılar … ve … tarafından kullanıldığı, intifadan men dava şartının bu iki davalı yönünden ihtarname ile gerçekleştiği gerekçesiyle asıl dava ve birleştirilen davalar yönünden davaların kabulüne, davacılar vekili tarafından davacıya havale edildiği beyan edilen ve dosyaya sunulan makbuzlar esas alınarak asıl dava dosyası için bu miktarın düşülmesine, asıl dava yönünden faiz başlangıcı temerrüte düşen ihtarnamenin tebliğ tarihinden birleştirilen dava yönünden ise temerrüte düşülen dava tarihi itibariyle faiz başlangıcı hesabına; Zemin kat 5A No.lu, 1. kat 1 ve 2 No.lu, 2. kat 3 No.lu meskenlerin kiralarının davalı … tarafından tahsil edildiği anlaşılmakla bilirkişi raporunda tespit edilen miktarın davalı …’den tahsil edilmesine, 4 No.lu meskenin ise kiraya verilmediği davacı ve davalı vekili beyanlarından ve bilirkişi incelemesinden anlaşılmakla bu mesken yönünden ve diğer davalıların kira gelirlerini almadığı, asıl dava yönünden intifadan men şartının oluşmaması nedeniyle asıl ve birleştirilen davaların reddine, ecrimisil hesabı hususunda taraflara emsal sunması için süre verilmiş olmasına, taraflarca emsal sunulmadığından bilirkişilerce tespit edilen emsaller üzerinden yapılan hesaplamaların dikkate alınmasına…” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların sorun çıkarması yüzünden emsal sunamadıklarını, belirlenen ecrimisil miktarlarının düşük olduğunu, vekalet ücreti hesaplamasının da hatalı yapıldığını savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, paydaşlar arası ecrimisil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere ecrimisil; malikin, kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir nevi haksız işgal tazminatıdır.

2. Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

3. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

4. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

5. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)

6. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, mahkemece hangi bağımsız bölümün, hangi davalı tarafından bizzat kullanılmakta, hangi bağımsız bölümün ise kiraya verilmiş olup kirasının hangi davalı tarafından tahsil edilmekte olduğunun belirlenmiş olduğu, intifadan men olgusu üzerinde durulduğu ve bizzat kullanılan bölümler ile kiraya verilerek kullanılan bölümler yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak verilen kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.