YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6083
KARAR NO : 2023/1068
KARAR TARİHİ : 22.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın asıl dava ve birleştirilen 2010/382 Esas, 2010/544 Karar sayılı dosyası bakımından; müdahalenin men’i talebi yönünden davanın geri alınmış olması nedeniyle açılmamış sayılmasına, ecrimisil talebi bakımından açılan davanın reddine; birleştirilen 2013/159 Esas, 2014/831 Karar sayılı dosyası bakımından, davacılardan …, … ile … tarafından açılan davanın HMK’nın 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile dava konusu 215 ada 3 parsel (eski 177) sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 zemin ve 1 normal kattan oluşan betonarme binaya davalıların, davacının eve girmesini engellemek şeklinde gerçekleşen müdahalelerinin, davacının (tapu kaydı ile muris Mustafa Fehmi Usta’nın veraset ilâmındaki hissesi) payı oranında men’ine, aynı taşınmazda kapama çay bahçesi olan 6.600,00 m²’lik kısma davalıların müdahale ederek davacının çay toplamasına engel olmak şeklinde gerçekleşen müdahalelerinin, davacının (tapu kaydı ile muris Mustafa Fehmi Usta’nın veraset ilâmındaki hissesi) payı oranında men’ine dair karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-birleştirilen davada davacı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar vekili; 441, 446 ve 447 parsel ile Yenicami Köyü, Cami mevkii 505, 177, 182, 183, 187, 188, 208 ve 213 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkilleri ile davalıların iştiraken malik olduklarını, müvekkilleri ile davalılar arasında bu taşınmazların sulhen taksiminin mümkün olmadığını, müvekkillerinin murisi Mehmet oğlu Mustafa Fehmi Usta’nın 25.11.2005 yılında vefat ettiğini, davalıların muristen kalan gayrimenkulleri tek başlarına kullandıklarını, davalıların gayrimenkulden elde ettikleri bedeli müvekkiline ödemedikleri gibi hâlen çay hasadı dönemi yaklaşmış olmasına rağmen çay bahçesine girmelerine yaş çay toplamalarını da engellediklerini, taşınmazlar iştirak hâlinde mülkiyet olduğundan davalıların tek başına iktisapta bulunma haklarının olmadığını belirterek, davalılardan 10.000,00 TL alınıp müvekkillerine ödenmesi, davalının müdahalesinin men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/382 Esas, 2010/544 Karar sayılı dosyasında davacı vekili; dava konusu 441, 446, 447 parsel, Yenicami Köyünde bulunan 505, 177, 182, 186, 187, 188, 208, 213 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkili ile davalıların iştiraken malik olduklarını, söz konusu taşınmazların davacı ile davalılara murislerinden kaldığını ancak, taşınmazlardan davalıların yaralandığını, taşınmazların çay bahçesi olduklarını, taşınmazların davacı ile davalılar arasında rızai olarak taksim edilmediklerini, davacı müvekkilinin taşınmazlardan çay toplamak istediğini ancak, davalıların müvekkiline engel olduklarını, davacıyı taşınmazlara sokmadıklarını, tüm semeresinin davalılarca elde edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların dava tarihinden geriye dönük beş yıllık ecrimisil bedelinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.000,00 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, davalıların taşınmazlara müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/159 Esas, 2014/831 Karar sayılı dosyasında davacılar vekili; 177 parsel sayılı taşınmaza davalılar ile iştiraken malik olduklarını, taşınmaz üzerinde dededen kalma ahşap bir ev olduğunu, davalıların bu evi yıktığını, taşınmaz üzerinde ayrıca babaları tarafından yapılan betonarme bir bina olduğunu ve hisseleri oranında kullanmak istediklerini ancak, davalıların buna yaklaşmadığını, kendilerini köyden kovmaya çalıştıklarını, davalıların hissedarları oldukları evi izinsiz kullandıklarını ileri sürerek, arsa ve evle ilgili müdahalenin men’i ve betonarme binanın yıkılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada, davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince: “…dava konusu 441, 446, 447, 505, 177, 182, 186, 187, 188, 208 ve 213 parsel sayılı taşınmazların paylı mülkiyet üzere olduğu ve tarafların ortak mirasbırakanı Mustafa Fehmi Usta’nın kayden paydaş bulunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; asıl ve birleşen dava dilekçelerinde ecrimisil istemleri yönünden dava değerleri gösterilmiş, elatmanın önlenmesi istekleri bakımından ise herhangi bir değer belirtilmemiş ve yargılama sırasında da çekişmeli taşınmazların dava tarihi itibariyle değerleri saptanarak elatmanın önlenmesi istekleri bakımından harç tamamlanmamış, mahkemece de hükmedilen ecrimisil miktarları üzerinden nispi karar harcı alınmak suretiyle neticeye gidilmiştir…Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi isteği bakımından da dava değeri belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası ile ilgili bir hüküm kurulması gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Zira, tarafların iddia ve savunmaları üzerinde yeterince durulmamış, davalıların savunmalarında belirttikleri C.Başsavcılığı soruşturma dosyaları ve Asliye Ceza Mahkemesi dosyası getirtilip incelenmemiş; intifadan men koşulunun oluşup oluşmadığı, ecrimisil bakımından davalıların kullanımlarının rıza ve muvafakata dayalı olup olmadığı, muvafakat varsa hangi tarihte geri alındığı hususları kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmamıştır. O halde, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak verilen kararda; asıl dava ve birleştirilen 2010/382 Esas, 2010/544 Karar sayılı dosyası bakımından; müdahalenin men’i talebi yönünden davanın geri alınmış olması nedeniyle açılmamış sayılmasına, ecrimisil talebi bakımından açılan davanın reddine; birleştirilen 2013/159 Esas, 2014/831 Karar sayılı dosyası bakımından, davacılardan …, … ile … tarafından açılan davanın HMK’nın 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile dava konusu 215 ada 3 parsel (eski 177) sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 zemin ve 1 normal kattan oluşan betonarme binaya davalıların, davacının eve girmesini engellemek şeklinde gerçekleşen müdahalelerinin, davacının (tapu kaydı ile muris Mustafa Fehmi Usta’nın veraset ilâmındaki hissesi) payı oranında men’ine, aynı taşınmazda kapama çay bahçesi olan 6.600,00 m²’lik kısma davalıların müdahale ederek davacının çay toplamasına engel olmak şeklinde gerçekleşen müdahalelerinin, davacının (tapu kaydı ile muris Mustafa Fehmi Usta’nın veraset ilâmındaki hissesi) payı oranında men’ine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen dava davalısı- birleştirilen dava davacısı Zaide vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-birleştirilen 2013/159 Esas sayılı dava davacısı Zahide vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, vekil olarak duruşmada bulunduklarını savunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar; paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 150 nci maddesi: “(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. (3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır. (4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte 0 taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. (7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” düzenlemesini ihtiva etmektedir.
3. Değerlendirme
Her ne kadar mahkemece birleştirilen 2013/159 Esas, 2014/831 Karar sayılı dosyası bakımından, davacılardan … tarafından açılan davanın HMK’nın 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, asıl ve birleştirilen 2010/382 Esas No.lu davalar davalısı, birleştirilen 2013/159 Esas No.lu dava davacılarından Zaide’nin, bozma öncesi yapılan yargılama aşamasında cevap dilekçesinde davalı … ile beraber vekilleri Avukat … tarafından temsil edildiği, ilgili avukatın 01.09.2010 tarihli, 06530 yevmiye No.lu vekâletnamesini dosyaya ibraz etmiş olduğu, 15.09.2010 tarihinde vekâletlerin harçlandırılmış olduğu, bozma öncesi karar başlığında avukatın isminin bulunduğu, gerekçeli kararın da avukata tebliğ edildiği, ilgili avukatın temyiz başvurusunu yaptığı anlaşıldığından, Zaide yönünden mahkemenin 2 nci yenilemeden sonra bu kez mahkemenin 30 uncu celsesine katılmadığından 3 üncü kez dosyanın takipsiz bırakıldığı gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan 30 uncu celseye asıl ve birleştirilen davalar davalısı- birleştirilen dava davacısı Zaide vekili avukat …’ün katıldığı, 31 No.lu celseye bizzat Zaide’nin katıldığı, 32 No.lu celseye gerek ilgili avukatın gerekse Zaide’nin katıldığı gözetilerek Zaide hakkında dosya esası ile ilgili olarak araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen dava davalısı- birleştirilen dava davacısı Zaide vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.