Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/5969 E. 2023/736 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5969
KARAR NO : 2023/736
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi talep edilmesinden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın yargılanmanın yenilenmesini talep eden davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yargılamanın yenilenmesini talep eden davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl dava davalısı-yargılamanın yenilenmesi talep eden vekili; dava konusu taşınmazın adına tescili için açtığı davanın Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/149 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğini, davalı …’ün Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/100 Esas sayılı dosyasında aynı taşınmaz için elatmanın önlenmesi istemiyle

aleyhine dava açtığını, o davada Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/149 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesini beklediğini, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin onama kararı ve Anayasa Mahkemesinin onama kararı ile davanın reddine yönelik kısmı dikkate alınarak yanılgılı karar verildiğini, dava konu taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ve adına tescilli bulunduğunu, tedbir isteminin de yanılgılı şekilde reddedildiğini, 6 yıl beklendikten sonra davacı …’ün açtığı davanın sabit olduğu gerekçesi ile kabulüne karar verilmesinin hakkaniyetli olmadığını, verilen kararların çelişkili bulunduğunu, muvazaalı durumun tespit edildiğini, davanın temelini oluşturan şeyin taşınmazın mülkiyeti ve mülkiyetin kime ait olduğu bulunduğunu ileri sürerek, Mahkemenin 28/12/2017 tarih ve 2011/100 Esas, 2017/509 Karar sayılı dosyasında HMK’nın 374 üncü maddesi hükmü gereğince yargılamanın yenilenmesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Asıl dava davacısı-aleyhine yargılamanın yenilenmesi talep edilen, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: “…dosya içeriğine göre 28/02/2011 tarihinde davanın açıldığı, yapılan yargılama sonucunda 28/12/2017 tarihinde davalı Hürdoğan Meydan’ın taşınmazdan çıktığı, kullanımına son verdiği belirlendiğinden davalı Hürdoğan hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı …’ın haksız müdahalesinin men’ine, taşınmazın boş olarak davacıya teslimine karar verildiği, kararın … tarafından istinaf edildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 23/05/2019 tarih ve 2018/1737 Esas, 2019/651 Karar sayılı ilamı ile mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğu, keşifte belirlenen değere göre harç ikmaline karar verilerek vekâlet ücretinin uygun belirlendiği gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/10/2019 tarih ve 2019/4797 Esas, 2019/9131 Karar sayılı kararı ile onandığı ve kararın kesinleştiği, davalı …’in bireysel başvuru hakkını kullanarak Anayasa Mahkemesinin 2015/3056 sayılı dosyasında yargılamanın sonucu itibariyle adil olmadığı iddiası ile başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının kanun yolu şikâyet niteliğinde olduğu, dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu, makul süre ve yargılama yapılmadığına ilişkin iddia yönünden başvuru konusunun ilkelerden ayrılması gerektiren bir hususun bulunmadığı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince 18/11/2014 tarihinde karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek kararın kesinleştiği, davanın 3 yıl 7 ay 14 gün sürdüğü, 2 dereceli yargılama sisteminde bu sürenin gecikme meydana getirmediği, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/100 Esas sayılı davasından verilen kararın Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/149 Esas sayılı davasından verilen karar ile çeliştiğinin iddia edildiği, TMK’nın 2 nci maddesine aykırı olarak kooperatif pay devri sözleşmesinin feshi, 16313 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümün davalı adına tapu kaydının iptali için … tarafından … aleyhine açılan davanın yargılama sonucu 29/11/2012 tarih ve 2012/562 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesince 06/12/2013 tarih ve 2013/6672 Esas, 2013/7769 Karar sayılı karar ile onandığı ve kararın kesinleştiği, … ile …’ın baba-kız olduğu, …’ın bu kez HMK’nın 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu, yargılamanın iadesi sebebi olarak birbiri ile çelişen mahkeme kararlarının varlığının gösterildiği, Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtay incelemesinden geçmek sureti ile kesinleşen 2011/149 Esas sayılı davasının … tarafından … aleyhine açılan tapu iptali tescil talepli dava olup davanın reddine karar verildiği, her iki davada verilen kararda birbiri ile çelişen hükümlerin bulunmadığı, yargılamanın iadesini gerektirecek HMK’nın 375/1-1 inci maddesindeki yargılamanın iadesi nedeninin oluşmadığı…” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalısı-yargılamanın yenilenmesi talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl dava davalısı-yargılamanın yenilenmesi talep eden vekili istinaf başvurusunda; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, talebe konu Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/149 Esas sayılı dosyasındaki yargılamasının 6 yıl sürdüğünü, hâkim değişikliği nedeniyle kendisine son celsede söz verilmeyerek karar verildiğini, işleri nedeniyle ekonomik sıkıntıya girdiğini, tapu iptali ve tescil istemli davada TMK’nın 2 nci maddesi uyarınca davanın reddinin de hatalı olduğunu, tüm kanun yollarını denediğini, dosyadaki kararın çelişkiler barındırdığını, toplanan delillerin incelenmediğini, yargılamanın iadesi şartlarının oluşmasına rağmen mahkemenin bu durumu değerlendirmediğini savunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: “…Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2017 tarih ve 2011/100 Esas, 2017/509 Karar sayılı kararı ile davacı … tarafından, davalı … ve Hürdoğan Meydan aleyhine 16313 ada, 7 parsel sayılı taşınmazın kullanımının haksız olduğu iddiasıyla acılan davanın yapılan yargılaması sonucunda davacı …’ün kayden maliki olduğu taşınmazı davalı …’in kullanımının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığı benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, anılan kararın istinaf ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacı …’in aynı taşınmazın maliki iken davalı kızı Gönül’e devrettiği yerin temlikinin muvazaalı olduğu iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının ise reddine karar verildiği, anılan kararın da kesinleştiği, bu defa davacının her iki dosyadaki kararların birbiri ile çeliştiği, tapu iptali ve tescil davasında muvazaanın sabit olduğu, taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait bulunduğu iddiasıyla elatmanın önlenmesi davasında yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, 6100 sayılı HMK’nın 375 inci maddesinde yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin tadadi olarak sayıldığı, eldeki davada davacının ileri sürdüğü sebeplerin yargılamanın yenilenmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı dikkate alınarak mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur…” gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalısı-yargılamanın yenilenmesi talep eden vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl dava davalısı-yargılamanın yenilenmesi talep eden vekili temyiz başvurusunda; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, talebe esas dava dosyasındaki yargılamasının çok uzun sürdüğünü, müvekkiline son celsede söz verilmeyerek karar verildiğini, tapu iptali ve tescil istemli davada TMK’nin 2.maddesi uyarınca davanın reddinin hatalı olduğunu, davada yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadan karar verildiğini savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 375 inci maddesi:
“(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması,
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması,
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması,
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması,
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması,
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması,
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması,
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması,
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” düzenlemesini ihtiva etmektedir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, yargılamanın yenilenmesi talep eden tarafça, karşı taraf aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddedilerek kararın kesinleştiği, aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilerek kararın kesinleştiği, anayasa mahkemesine yapılan bireysel başvurunun reddine karar verildiği, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup yargılamanın yenilenmesi talep eden vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın

bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre yargılamanın yenilenmesi talep eden vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.