YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5803
KARAR NO : 2023/867
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
Taraflar arasındaki meraya elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil köy Kazanlı Köyü ile davalı … Köyleri’nin komşu köy olduğunu, kadimden beri davacı …’nün kullanmakta olduğu Tavşan Tepesi’nde köy merasına son zamanlarda davalı köy tarafından müdahalede bulunulmaya başlandığını ve davacı köyün kadim merası konumunda bulunan meradan yararlanma hakkının kısıtlanmaya çalışıldığını, davalı … meraya vaki müdahalede bulunurken, kadastro tespit çalışma alanını esas almak suretiyle söz konusu meranın kendi çalışma alanında kaldığından bahisle köy merasına müdahalede bulunmaya başlandığından bahisle; vaki bulunan müdahalenin men’ini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … Köy Tüzel kişiliği cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Kazanlı Köyü’nün önceden Ilıpınar Köyü’nün mezrası olduğunu, tahminen 25-30 yıl önceden bu mezranın köyden ayrılarak köy haline geldiğini, Kazanlı köy olunca sınır tespiti yapıldığını ve her iki köyün güneyden kuzeye doğru Yusuf Tepesi, Kılıç Tepe, takiben Kırmızı Dere olarak belirlendiğini ve bu şekilde yapılan belirlemeyi her iki köyünde kabul ettiğini, Tavşanlı Tepesi’nin her iki köyün arasında olan bir mera olmadığını, Tavşanlı Tepesi’nin Ilıpınar Köyü’ne ait mera olduğunu, davacı vekilinin belirtmiş olduğu ve sınır olarak çizilen yer ile davacı köyün bir alakasının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin kabul kararı Yargıtay (Kapatılan) 14.Hukuk Dairesi tarafından eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.
2. Mahkemece tekrar mahallinde yapılan keşif sonucu yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Köy Muhtarı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Köy Muhtarı, dava konusu yerin kendi köy sınırları içinde kaldığını, sınır tespiti isteminin idari yargıda çözümlenmesi gerektiğini, bilirkişilerin usulüne uygun seçilmediğini vs. belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, meraya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
2. 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “…tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
3. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır.
4. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
3. Değerlendirme
1. Davacı, kadim meralarına davalı köyün elatmasının önlenmesini talep etmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dava konusu yerin 109 ada 64 mera parseli içinde kaldığı tespit edilmiştir. 64 mera parseli kadastro çalışmalarında davalı köy adına mera siciline yazılmıştır. Öncelikle bu sınırlandırmanın iptali sağlanmadan, farklı bir ifade ile davacı dava konusu meranın kullanımının kendisine ait olduğunun tespiti ve mera sicil kaydının düzeltilmesini sağlamadan eldeki elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ancak davacı taraf elatmanın önlenmesi isteminde kendilerinin merası olduğunu iddia ettiğine göre davacı tarafa meranın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin dava açması için süre verilmeli ve açılacak davanın eldeki dosya ile birleştirilerek sonucuna göre bir değerlendirme yapılması, dava açılmadığı takdirde elatmanın önlenmesi davasının reddi gerekirken bu hususun düşünülmemesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.