Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/5773 E. 2023/2111 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5773
KARAR NO : 2023/2111
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Besni 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı bir kısım davalılardan … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Bir kısım davalılardan … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.03.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden bir kısım davalılardan … ve arkadaşları vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu 118 ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazların 585/960 hissesinin … oğlu … adına, 375/960 hissesinin ise davacının murisi …..adına kayıtlı olduğunu, kadastro tespitinin 05.09.1989 tarihinde kesinleştiğini, dava konusu taşınmazlarda müvekkilinin nizasız ve fasılasız olarak otuz yıldan fazla tek başına zilyet olduğunu, kazanma koşulları oluştuktan sonra davalıların tapuda intikal yaptırdıklarını ileri sürerek; dava konusu taşınmazlardaki davalılar adına intikalen tescil edilen payların tapularının iptali ile davacı adına kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar beyanlarında; ….’ın davacıdan başka da mirasçıları olduğunu, davacının tek başına bu davayı açamayacağını, dava konusu taşınmazların murislerinden kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2015 tarihli ve 2014/103 Esas, 2015/231 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.04.2018 tarihli ve 2015/22222 Esas, 2018/10929 Karar sayılı ilamıyla ; “…Davacı murisi Şiho Sinan 29.12.2006 yılında vefat etmiş olup geriye 13 mirasçısı kaldığına göre murisin ölüm tarihi itibariyle tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. TMK’nın 701 ve 702 nci maddelerine göre davacının tek başına bu davayı açması düşünülemez. Öncelikle davacıya murisinden satış, bağış, taksim vs şeklinde intikal olup olmadığının üzerinde durulması ve taşınmazın uyuşmazlık konusu payının davacıya murisinden kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Bu şekilde muristen kaldığı ve uyuşmazlık konusu payın sadece davacı tarafa ait olduğu tespit edilirse TMK 713/2 maddesinin diğer koşulları da oluşmuşsa şimdiki gibi davanın kabulüne, eğer muristen tüm mirasçılara kaldığı anlaşılır ve satış, bağış, taksim gibi bir olgu sonucu davacıya tek başına kalmadığı belirlenirse, TMK 701, 702 uyarınca böyle bir dava dinlenemeyeceğinden ve TMK 640 ıncı maddesi gereğince de diğer mirasçılar bu suretle açılmış bir davaya dahil edilemeyeceğinden aktif dava yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aktif dava ehliyeti kesin olarak belirlenmeden davaya devamla hükmün esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle kararın bozulmasına, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın önceden tapu hissedarı muris…. tarafından kullanıldığı, Şiho Sinan’ın vefatından sonra taşınmazların bağış yoluyla davacıya intikal ettiği ve davacı … tarafından fiili olarak kullanılmaya başlanıldığı, tapu maliki … …’ün 15/01/1948 yılında vefat ettiği, vefatından sonra davacının babası …..’ın ve sonrasında ise davacının dava konusu taşınmazları davasız ve aralıksız ekonomik amaca uygun olarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 118 ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazların davalıların hisseleri nispetinde davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile bu hisselerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılardan … ve arkadaşları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalılardan … ve arkadaşları vekili (özetle),
1. Davanın haksız ve kötüniyetli olarak açıldığını,

2. Dava konusu taşınmazların yıllardır tapuda davalıların murisleri ve şimdi de kendileri adına kayıtlı olup zilyetlikle başka bir kimse tarafından kazanılmasının mülkiyet hakkının doğrudan ihlali niteliğinde olduğunu,

3. Bu yerlerin emlak vergilerinin ödendiğini,

4. Davacının defalarca uyarılmasına rağmen davalıların İstanbul’da ikamet etmesini fırsat bilerek taşınmazları işleyerek haksız yere gelir elde etmeye çalıştığını,

5. Davacının malik sıfatıyla zilyetlik olmadığını, yerin davalılar adına ortakçı ve yarıcı olarak kullanıldığını,

6. Davacının dava dilekçesinde ve bozma öncesi hiçbir aşamada bu yerin murisinden satış, bağış, taksim vs sonucu edindiği yönünde bir iddiada bulunmadığını, iddianın genişletilmesine muvafakatlerinin olmadığını,

7. Bu yönü ile aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerektiğini,

8. Somut olayda olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığını,

9. Bozma öncesinde yapılan keşif ve araştırmanın da hüküm kurmak için yetersiz kaldığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, TMK’nın 713/2 nci fıkrasında yer alan “…maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK’nın 713/1 ve 2 nci fıkraları gereğince tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1. Dava konusu 118 ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazların bir kısım hisselerinin 1989 yılında yapılan kadastro sonucu (tapu kaydına istinaden) “… oğlu …” adına tespit edilmiş ve tutanağın itirazsız olarak kesinleşmesi üzerine 1989 senesinde “… oğlu …” şeklinde tescil edilmiştir.

2. Mahkeme kararı ile malik hanesindeki ismin “… oğlu … …” olarak düzeltildiği görülmektedir.

3. Tapu kayıtlarının 06.03.2014 tarihine tarihine kadar intikal görmediği anlaşılmaktadır.

4. TMK’nın 713/2. fıkrasındaki ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında taşınmazın 20 yıllık zilyetlikle kazanılabilmesi için diğer koşulların yanında taşınmazın kayıt malikinin dava tarihinden en az 20 yıl önce ölmüş olması gereklidir. Taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ölmüş ancak mirasçıları tespit edilmediği için ölmüş kişinin adı belirtilerek tespit edildiği ve tapunun bu şekilde oluştuğu hallerde kayıt maliki ölü olan şahıs değil mirasçılarıdır.

5. Somut olayda, tapu maliki … oğlu … …’ün kadastro tespit tarihinden çok uzun süre önce 1948 senesinde vefat ettiği ve revizyon gören kök tapu malikinin mirasçıları tespit edilmediği için mevcut şekli ile kayıt gördüğü anlaşılmaktadır.

6. Tapunun bu şekilde oluştuğu hallerde tespit ve kayıt maliki olarak mirasçılarının kastedildiği anlaşılmalıdır.

7. Bu açıklamalar karşısında intikal yapılana kadar, kayıt maliki “…… oğlu ……” olmayıp, “…… oğlu ……” mirasçılarıdır. Kayıt maliki olarak “…… oğlu … ……” yazılmasının bu durumu değiştirmediği öngörülmelidir.

8. Dosya kapsamına göre, açık kimlik bilgileri tespit edilen “…… oğlu ……” mirasçıları hayatta bulunduğundan taşınmazın bu şekilde ölüm nedenine dayalı olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bir kısım davalılardan … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Yargıtay duruşma vekalet ücreti 8.400,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılardan … ve arkadaşlarına verilmesine,
Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.