Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/5753 E. 2023/1211 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5753
KARAR NO : 2023/1211
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ecrimisil davasından dolayı yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

İlk derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davalı tarafından kamulaştırmasız elatılan 284 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/360 Esas, 2015/473 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemece mahallinde yapılan keşifte elatmanın tespit edildiğini, yargılama devam ederken belediyenin elatmaya son verdiğini, anılan mahkemenin 02.07.2015 tarihli kararıyla elatmanın vuku bulduğunun belirtildiğini, elatma sona erdiğinden davanın reddine karar verildiğini, belediyenin el attığı döneme ilişkin ecrimisil isteme haklarının bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla son 5 yıla ilişkin 20.000,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 18.04.2016 tarihinde bilirkişi raporuna göre davasını 24.612,00 TL üzerinden ıslah etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, dava tarihinden itibaren 5 yıl için hesaplanan 24.612,00 TL ecrimisilin 20.000,00 TL’lik kısmının dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 18.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8.Hukuk Dairesince: “…davalının müdahalesi 28.10.2014 tarihinde sona erdiğinden mahkemece bu tarihten itibaren ecrimisile hükmetmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle dava tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiştir…Kabule göre de, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk dönem olan 28.10.2014 için hesap yapılıp 16.12.2010 tarihine kadar ÜFE artış oranının uygulanması gerekirken son dönemden başlanarak geriye doğru ecrimisilin hesaplandığı, mahkemece bilirkişi incelemesi sonucu yapılan bu hesaplamalara göre davalı aleyhine ecrimisile hükmedildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması da isabetsiz olup…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk derece mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda: “…davacının 09.11.2012 tarihinde Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/360 Esas-2015/473 Karar sayılı dosyası ile davalıya karşı kamulaştırmasız elatma davası açtığı ve alınan bilirkişi raporuna göre davalının dava konusu yerde ağaç dikmek ve çocuk parkı yapmak suretiyle müdahalesinin olduğu tespit edilmiştir. Ancak davacının bu dosyaya sunduğu 28.10.2014 tarihli dilekçe ile davalının elatmasının bu tarihte son bulduğu bu nedenle talebini ecrimisil olarak değiştirdiğini beyan etmiştir. 28.10.2014 tarihi itibarı ile müdahalenin sona ermiş olması sebebiyle kamulaştırmasız elatma davası konusuz kaldığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

…Mahkememizce bozmaya uyularak yapılan yargılama kapsamında yeniden yapılan keşif ve alınan rapor kapsamında Yargıtay ilamında belirtilen esaslar doğrultusunda ilk dönem olan 28.10.2014 için hesap yapılıp 16.12.2010 tarihine kadar ÜFE artış oranının uygulanması suretiyle ecrimisil miktarlarının belirlendiği, raporun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ecrimisilin hatalı hesaplandığını savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).

2. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

3. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.

4. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.

5. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.

3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile elatmanın önlenmesi ile ilgili bir talep olmamasına karşın bu hususta karar verilmiş olması ve yine davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Ancak bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
(1) No.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDİNE;

(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucundaki: “Konusuz kalan kamulaştırmaz elatma istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,…” ibaresinin hükümden çıkarılmasına; yine hüküm fıkrasının 6. bendinin: “Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 5.100,00 TL vekalet ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine…” şeklinde düzeltilmesine, hükmün 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,

HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,

Peşin yatırılan harcın istek hâlinde yatırana iadesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.