Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/574 E. 2023/3147 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/574
KARAR NO : 2023/3147
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kâl, ecrimisil, savunma yolu ile temliken tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; Nevşehir ili, …. ilçesi, …. Köyü, ….. Mahallesi 852 parselde kayıtlı bulunan gayrimenkullerine yönelik, komşu parseller olan davalılara ait 851 ve 854 parsel sayılı gayrimenkullerden kaynaklanan tecavüzlerin men edilmesine, tecavüzlü yerlerin yıkılarak kâl edilmesine, tecavüz edilen yerler fiilen de kullanımda olduğundan, bu yerler için bilirkişi marifeti ile tespit edilecek miktarda, ıslah etmek üzere fazlasına ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL ecrimisil ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı 854 parsel maliki kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı, haksız müdahalenin önlenmesi talepleri ile haksız ve zamanaşımına uğramış ecrimisil taleplerinin reddine, taraflarınca öngörülmesi mümkün olmayan bir müdahalenin tespiti halinde TMK’nın 725 inci maddesi gereğince, uygun bir bedel karşılığında taşan kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendilerine verilmesini talep etmiştir.

Davalı 851 parsel maliki mirasçılarından Muzaffer, İsmet ve Emine beyan dilekçelerinde özetle; davacının tüm taleplerinin ve davanın reddini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,

a) Davalı … yönünden;
1) Davacının davasının reddine,

2) Davalının temliken tescil talebinin kabulü ile; Nevşehir ili, …. ilçesi, …. Kasabası 852 No.lu parselden Fen bilirkişisi raporunda krokide C harfi ile gösterilen 6,18 m2’lik kısım ve D harfi ile gösterilen 0,89 m2’lik kısım olmak üzere toplam 7,07 m2’lik kısmın ifrazı ile davalı adına kayıtlı 854 parsele eklenmek sureti ile davalı adına tesciline,

3) Davalı tarafından mahkeme veznesine depo edilen 14.778,75 TL nin davacıya ödenmesine,

4) 07.03.2018 tarihli Fen bilirkişisi raporunun kararın eki sayılmasına,

b) Davalı Kazım Akgül mirasçıları yönünden;
1) Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Nevşehir ili, …. ilçesi, ….. Kasabası 852 No.lu parsele 851 parselden yapılan fen bilirkişisi raporunda krokide A harfi ile gösterilen 19,82 m2’lik alana ve B harfi ile gösterilen 27,28 m2’lik alana müdahalenin men’ine ve kâl’ine,

2) Ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde; çaplı taşınmazda iyiniyetin söz konusu olmayacağını, binanın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı olup yıkılması gerektiğini belirtmiştir.

2. Davalı … ve …. ise taşınmazlarının kadastro tespiti öncesinden beri aynı durumda olduğunu, kendilerinin tecavüzünün bulunmadığını belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile esastan ret karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde .davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dosya kapsamında yapılan keşifler, hazırlanan bilirkişi raporları ve dinlenen tanık beyanları ile birlikte davalıların müvekkillerine ait parsele tecavüzde bulunduğunu ispatlamıştır. Bu husus mahkemece de kabul edilmiştir. Ancak yerel mahkeme hatalı bir şekidle davalıların kötü niyetli olmadığını belirterek ecrimisil taleplerini reddetmiş ve davalı kooperatifin temliken tescil talebini kabul etmiştir. 19.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davaya konu parselde, 24.05.1976 tarihinde tapulama tutanakları kesinleşmiştir. 1976 yılında taşınmazlar yönünden çap kayıtlarının tespit edilmiş olması nedeniyle iş bu taşınmazların tamamı çaplı taşınmaz vasfındadır. Çaplı taşınmazda iyiniyet söz konusu olamayacağını ve diğer belirtilen nedenlerle hükmün bozulmasını istemiştir

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, elatmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil, def’i yolu ile temliken tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
A. El atmanın önlenmesi talebi yönünden;
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

B. Ecrimisil isteği yönünden;
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)

25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.

C. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725 inci maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.

Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır.

Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725 inci maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.

Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir.

3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği, toplanan deliller ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan raporlara göre davacı 852 parsel sayılı taşınmaza, 851 parsedene 19,82 m² ve 27,28 m², 854 parselden ise 6,18 m² ve 0,89 m² el atıldığının belirlendiği, 851 ve 852 parselin bir bütün iken ifraz edildiği ve ifrazına uygun kullanıldığından ecrimisil gerekmediği, 854 parsel davalı kooperatif bakımından 25.02.2016 tarihinde satın alınsa da aynı durumun mevcut olduğu, davalı kooperatif yönünden de ecrimisil gerekmediği, davalı kooperatifin taşkın hale gelen kısım için temliken tescil talebinin bulunduğu, 854 parselde mevcut yapının otel olduğu, davalının müdahalesinin kadastro tespitinden sonra gerçekleşmediği, davalının iyi niyetli olduğu, yıkımın fahiş zarar vereceği tespit edilmiştir.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.