YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/509
KARAR NO : 2022/1802
KARAR TARİHİ : 09.03.2022
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
…
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04/12/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 129 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Afşin Kadastro Mahkemesinin 2005/70 Esas, 2005/54 Karar sayılı dosyasında mahkeme huzurunda yapılan ikrar ile kendisine verildiğini, 18/11/1998 tarihli duruşma zabtında imza altına alındığını, bu nedenle …,… Mevkiinda bulunan 129 ada 3 parseldeki … ait hissenin iptali ile adına tescil edilmesini istemiştir.
Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü süre geçtiği ve tapulu taşınmazın satış ve devri resmi şekilde yapılmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir
Dava konusu 129 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 10.09.1997 tarihinde yapılan kadastro tesbitine yapılan itiraz sonucunda kadastro komisyon kararı ile tarafların ortak murisinin mirasçıları adına 02.07.1999 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Yine aynı taraflar arasında ortak muristen kalan ve dava dışı parseller ile ilgili Kadastro Mahkemesinin 2005/70 Esas, 2005/54 Karar sayılı tespite itiraz davasında 25.03.2005 tarihli celsede … “Ben davacılarla sulh oldum. 129/3 parseldeki hissemi davacılar …,…,…,… ‘ya bana açmış oldukları davadan vazgeçmeleri karşılığı vermeyi kabul ediyorum” beyanında bulunmuş ve o dava, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiştir. Yine 18.11.1998 tarihli Komisyona itirazın geri alım tutanağında da aynı hususta anlaşmaya varılmıştır. Davacı kadastro tespitinden sonraki bu belgelere dayandığına göre dava, kadastro öncesi nedene değil kadastro sonrası yukarıda belirtilen sebeplere dayanmaktadır. Davalı … …’ın adı geçen resmi belgelerdeki ikrarlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davada uygulama yeri bulunmayan Kadastro Kanunun 12/3 ve TMK’nun 706/1, 6098 sayılı TBK’nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunun 26, Noterlik Kanunun 60 ve 89. maddesi gereğince davanın reddi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.