Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/5011 E. 2023/738 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5011
KARAR NO : 2023/738
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasınakarar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne-kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu 205 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 629/4608 hissesinin malikleri olan Musa ve Osman’ın gaip olmaları nedeniyle Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.06.2005 tarih ve 2004/1172 Esas, 2005/413 Karar sayılı kararı ile İstanbul Defterdarının anılan tapu maliklerine kayyım tayin edildiğini, dava konusu taşınmazın tamamının davalı … tarafından Cahit Zarifoğlu Park Alanı ve Dr. Burhanettin Üstünel Caddesi hâline getirildiğini, Belediyeden dava konusu taşınmaz hakkında kamulaştırma yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine kamulaştırma yapılmadığının öğrenildiğini, Belediyenin hukuka aykırı ve haksız nitelikteki bu işgali nedeniyle Belediyeye 01.01.2003- 31.12.2008 tarihleri arası süreyi kapsayan toplam 93.000,00 YTL ecrimisilin taahhuk ettirilerek talep edilmesine rağmen ödemenin yapılmadığını açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 93.000,00 YTL ecrimisilin işgalin başlangıcından itibaren ve dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, ecrimisil alacaklarının beş yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, dava konusu taşınmazın ilçe belediyesinin yetki ve sorumluluk alanında kalması hâlinde husumet itirazlarının bulunduğunu, ecrimisil talep edilebilmesi nedeniyle taşınmazın kullanımından dolayı bir gelir elde edilmesinin gerekli olduğunu, taşınmazın park ve cadde olarak kullanımının kamusal bir yarar taşıyıp bu kullanımdan dolayı Belediyenin herhangi bir gelir elde etmiş olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile dava tarihi itibari ile toplam 86.901,60 TL ecrimisilin işgalin başlangıcından itibaren yürütülecek kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, artan kısmın reddine karar vermiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesince karar: “…dava açılırken yatırılması gereken başvuru ve nispi harcın davacı kayyımdan tahsil edilmesi gerektiği ve ancak bu gerekliliğin yerine getirilmesi halinde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi gerekirken, anılan hususun gözardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olmadığı…” gerekçesiyle karar bozulmuş, davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş, talebin reddine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda: davanın kısmen kabulü ile toplam 86.901,60 TL ecrimisilin işgalin başlangıcından itibaren yürütülecek kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, artan kısmın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

4. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince karar: “…Somut olayda, davalı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunduğu göz önüne alınıp, az yukarıda anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca iddia savunma ve toplanan deliller çerçevesinde (davacı tarafın talep ettiği ecrimisil dönem aralığı ve davalı tarafın usulüne uygun olarak ileri sürdüğü zamanaşımı gözönüne alınarak dava tarihinden geriye doğru beş yıllık sürenin birlikte değerlendirilerek) ecrimisil miktarının belirlenmesi gerekirken, dava tarihinden geriye doğru beş yılı aşan bir sürenin baz alınarak fazladan ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir, diğer yandan davacı taraf dava konusu taşınmazda kayıt maliklerinden Musa ve Osman’ın paylarına yönelik ecrimisil talep ettiğine göre, anılan kayıt maliklerinin tapudaki pay oranları dikkate alınarak bu oranlara karşılık gelen ecrimisil miktarının hesaplanması gerekirken, hükme dayanak yapılan 12.02.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda bu hususun açıkça belirtilerek hesaplama yapıldığını kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle açıklanan hususlar gözönüne alınarak iddia ve savunma çerçevesinde toplanan delillere göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan nitelikte ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda: davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile 9.700,54 TL’nin 31.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 14.442,00 TL’nin 31.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 15.229,20 TL’nin 31.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, taleple bağlı kalınarak 16.600,00 TL’nin 31.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 15.651,96 TL’nin 18.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine; 25.03.2004 öncesi istemin zamanaşımı nedeniyle reddine, 18.11.2008 sonrası talebin ve fazlaya ilişkin talebin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik incelemeyle hatalı karar verildiğini, tüm talebin kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ecrimisil talebinin kabul edilebilmesi için gelir getiren bir taşınmazın bulunması gerektiğini, tespit edilen harcın da hatalı hesaplandığını, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).

2. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tâbi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

3. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hâkimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.

4. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.

5. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut hâliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, zamanaşımı def’i, talep edilen dönemler ve taleple bağlı kalınarak, davacı tarafın pay durumu dikkate alınarak verilen kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.