Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/5010 E. 2023/739 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5010
KARAR NO : 2023/739
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu 136 ada, 8 parsel sayılı, 184,89 metrekare sahalı dükkanın tamamının müvekkili idareye ait olduğunu, bunun 149,89 metrekarelik kısmının davalı tarafından geçiş yolu-avlu, ikametgah kullanımı olarak işgal edildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 01.08.2013-31.08.2015 tarihleri arasında birikmiş 13.640,00 TL işgal tazminatının işgal tarihinden itibaren işleyecek yasal kademeli faizi ile birlikte, tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı ise; dava konusu taşınmaz üzerinde, davacının iddia ettiği oranda bir kullanımın söz konusu olmadığını, adı geçen taşınmaz üzerinde, dava dışı üçüncü şahıslar tarafından da kullanımın olduğunu, dolayısıyla iddia edilen kullanım tutarını, davayı kabul etmediklerini, gerek kullanım oranı ve gerekse talep edilen miktarı reddettiklerinden, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde: “…davanın kısmen kabulü ile dava konusu İstanbul İli,136 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın 149,89 metrekarelik kısmının davalı tarafça haksız işgali nedeniyle toplam 7.650,00 TL ecrimisilin her dönem ayrı ayrı tahakkuk tarihi itibariyle hesaplanacak kademeli yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafın ıslah dilekçesinin reddine” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesince: “…dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, aynı davalıya karşı daha önce İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.10.2013 tarihli ve 2013/462 Esas, 2015/134 Karar sayılı dosyası ile aynı taşınmaz için dava açarak 139,52 metrekaresinin haksız şekilde işgal edildiğinden bahisle; 01.05.2009-31.07.2013 arası birikmiş 20.052,00 TL ecrimisil talep edildiği ve Mahkeme 18.819,95 TL üzerinden davanın kısmen kabul edildiği anlaşılmıştır. Davacının temyiz dilekçesi ekinde bulunan iş bu kararın kesinleşme şerhi bulunmamaktadır.Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara TÜİK ce yayınlanan ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber rayiçe göre ecrimisil tespit edilen dönem üzerinden 5 yıl geçtikten ve sonraki dönemde taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir. O halde Mahkemece, dosyanın yeniden bilirkişi heyetine verilerek hesaplamanın, davalının dava konusu taşınmazda 56 numaralı dış kapının 2 numaralı dairesinde oturduğu nazara alınarak yapılması istenmelisi ve İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/462 Esas, 2015/134 Karar sayılı dosyası getirtilerek hüküm kurarken dikkate alınmamasının doğru olmadığı…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde: “…bozma ilamı doğrultusunda belirtilen mahkeme dosyası da dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırarak ecrimisil tespitinde bulunmuş, davacının sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde kullanımın yarısının dava dışı Saliha Zehra Demirbaş’a ait olduğunu belirttiği, diğer yarısının da davalıya ait olması sebebiyle davalının talebini 7.650,00 TL olarak belirlediği, toplam miktar 7.650,00 TL kabul edilerek, ayrıca davalı bizzat katıldığı son celsede bilirkişi raporuna göre karar verilmesini kabul ettiği…” gerekçesiyle davanın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen ecrimisilin tümüne karar verilmesi gerektiğini, hatalı karar verildiğini savunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).

2. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

3. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.

4. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.

5. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, önceki dönem belirlenen ecrimisil miktarına endeks uygulanmak suretiyle verilen kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.