Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/4919 E. 2023/2419 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4919
KARAR NO : 2023/2419
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede;

I. Birleştirilen İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/197 Esas sayılı dosyasının davacıları olan …, …, …, …’ın vekilleri Av. …. ve Av. ….’in vekillikten istifa ettiği, istifa dilekçelerinin birleştirilen dosya davacısı …’a tebliğ edilmediği ve gerekçeli karar tebligatlarının birleştirilen dosya davacısı asillere yapıldığı ancak birleştirilen dosya davacılarının dosyada mevcut vekaletnamelere göre istifa eden vekillerinden başka avukatlarının bulunduğu, vekil varken asile tebligat yapılamayacağı anlaşıldığından birleştirilen dosya davacısı …’a vekillerinin istifa dilekçesinin tebliğ edilmesi, birleştirilen dosya davacıları …, …, …, …’ın istifa etmeyen yetkili vekillerine gerekçeli kararın, tavzih kararının ve temyiz başvuru dilekçelerinin tebliğ edilmesi, kanun yoluna başvuru süresinin beklenilmesi, kararın süresinde temyiz edilmesi hâlinde ise temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi suretiyle belirtilen usuli işlemler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekir.

II. 1. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun;
a. “Bilinen Adreste Tebligat” kenar başlıklı 10 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”

b. “Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi” kenar başlıklı 20 nci maddesinde, “13, 14, 16, 17 ve 18’inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21’inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18’inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.”

c- “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” kenar başlıklı 21 icni maddesinde, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.”,

2. Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin; “Bilinen adreste tebligat” kenar başlıklı “16. maddesinde “(1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79’uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.” hükümlerine yer verilmiştir.

3. Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun’la değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanun’un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanunu’nun 10/1 inci maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 nci maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2 nci maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.

4. Tebligat Kanunu’nun 10/2 ve 21/2 nci maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2 nci maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36 ncı maddesine ve Tebligat Kanunu’nun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.

5. Davacı …’ın mirasçısı olan … ve … ile asıl dosya davacısı … adına yapılan gerekçeli karar, tavzih kararı ve temyiz başvuru dilekçeleri tebligatının yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK’nın 10/2 nci maddesi gözardı edilmek suretiyle, adlarına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK’nın 21/2 nci maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşıldığından adı geçenlere 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli karar, tavzih kararı ve temyiz başvuru dilekçelerinin tebliğinin sağlanması, kanun yoluna başvuru süresinin beklenilmesi, kararın süresinde temyiz edilmesi hâlinde ise temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi suretiyle belirtilen usuli işlemler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekir.

KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.