YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/460
KARAR NO : 2022/6201
KARAR TARİHİ : 25.10.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26/04/2004 gününde verilen dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve kâl talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, kayden paydaşı oldukları 85, 94 ve 95 parsel sayılı taşınmazlara, paydaş olan davalılar …, …, …, …, . … ve … ile kayıtla ilgisi olmayan diğer davalılar tarafından ağaç dikmek ve ev yapmak suretiyle müdahale edildiğini, paylarını kullanmalarına engel olduklarını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalı …, …; çekişme konusu taşınmazlarda paydaş olduğunu ve bir kısım yerleri kendisinin kullandığını, bazı bölümleri de oğlu olan davalı … ile kızları yani paydaş olmayan diğer davalıların eşleri arasında paylaştırdığını beyan etmiş, davalılar … ve …; taşınmazda eşlerinin paydaş olduğundan aleyhlerindeki davanın husumet yönünden reddini savunmuşlar, davalı …; taşınmaz üzerindeki inşaatın eşine ait olduğunu belirterek, davanın reddini istemiş, davalı …; payı kadar yer kullandığını ifade etmiş, davalı …’ta; davanın reddini savunmuş, diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece (ilk kararda), davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı … dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11.06.2009 tarih ve 2009/5486 Esas, 2009/6710 Karar sayılı ilamı ile “…94 parsel sayılı taşınmaza sadece paydaş davalı … …’in, 95 sayılı parsele ise yalnızca paydaş davalı … …’in tamamını kullanmak suretiyle el attıkları, başka bir ifadeyle 94 sayılı parsele … … dışındaki ve 95 parsel sayılı taşınmaza … … dışındaki davalıların herhangi bir müdahalelerinin bulunmadığı keşfen saptandığı halde, tüm davalıların çekişmeli taşınmazların her birine ayrı ayrı el attıkları kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece (ikinci kararda), davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalılardan …, …, … tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.02.2011 tarih ve 2011/102 Esas, 2011/1638 Karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Diğer davalıların temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalılardan …’ın temyiz itirazına gelince;
Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen bilgi ve belgelerden Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/61 Esas sayılı dava dosyası ile eldeki davanın davalılarından …’ın 85 parselde bulunan tecavüzlü yapısı nedeniyle temliken tescil isteğinde bulunduğu ve davanın halen derdest olduğu görülmektedir.
Hal böyle olunca; eldeki davada yıkım isteği de bulunduğu gözetildiğinde, davalı … tarafından açılan temliken tescil davası sonucunda verilecek hükmün yıkım kararına etkili olacağı açıktır. Davalı … tarafından açılan temliken tescil davasının sonucunun beklenerek, temliken tescil davasında verilecek hükme göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalı …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerindedir.…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece (üçüncü kararda), 15/01/2013 tarih ve 8 sayılı HSYK kararı ile Hasanbeyli ilçesi, Bahçe ilçesinin yargı alanından ayrılarak “Osmaniye” yargı alanına dahil edildiği gerekçesiyle, yetkisizlik kararı verilmiştir.
Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından (dördüncü kararda), davanın açıldığı tarih itibarıyla Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisinin devam ettiği, Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisinin idari nitelikteki kararın alındığı tarihten sonra açılan davalar için söz konusu olduğu gerekçesiyle, yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 10.12.2015 tarih ve 2015/13786 Esas, 2015/12455 Karar sayılı ilamında belirlen gerekçe ile Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı geri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda (beşinci kararda), davanın kabulü ile davalı …’un dava konusu 85 nolu parsele yönelik müdahalesinin men’ine, müdahaleye konu ağaçlar ve 10/03/2005 tarihli fen raporunda belirtilen (dava konusu 85 nolu parsel) içerisinde kalan evin tecavüz edilen kısmın kal’ine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesi ve kal talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
UYAP vasıtasıyla yapılan kontrolde, çekişme konusu eski 85 parsel sayılı taşınmazın 6.945,00 m2 yüzölçümü ile tapuda kayıtlı iken, 3402 sayılı Yasa’nın 22/A maddesi gereğince yapılan yenileme çalışmaları sonucu oluşan 123 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ise 6.846,67 m2 yüzölçümüne sahip olduğu görülmektedir.
Dava konusu tapu kaydının, 3402 sayılı Yasa’nın 22/A maddesi uyarınca yenilemenin tescili sebebiyle pasif hale geldiği anlaşıldığından, sicil kaydı kapatılan ve bu nedenle üzerinde işlem yapma olanağı kalmayan tapu kaydına istinaden karar verilmiş; ayrıca hükme esas alınan 10.03.2015 tarihli fen bilirkişi raporundaki kroki ölçeksiz olup, taşınmazın koordinatları belirlenmemiş ve hüküm vermeye yeterli şekilde hazırlanmamıştır.
O halde; mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle dava konusu taşınmaz ile komşu (eski 372) 123 ada 12 parsel sayılı taşınmazların güncel tapu kayıtları ikmal edildikten sonra, uzman bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılması, davacıların çekişmeye konu ettiği yerin neresi olduğu, davalının hangi taşınmaz alanını kullandığının ve (var ise) davacı yerine ne kadar müdahalesi bulunduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması, bu şekilde tespit edilecek yerin m2sinin, koordinatlarının, hangi ada ve parsel içinde kaldığının (gerekçeleri ile birlikte) belirlenmesi, bilirkişilerden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre (dosya kapsamına uygun) bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, davalı vekilinin bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.