Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/4569 E. 2023/5127 K. 26.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4569
KARAR NO : 2023/5127
KARAR TARİHİ : 26.10.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1152 E., 2022/446 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/44 E., 2020/75 K.

Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince hukuki yarar bulunmadığndan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun HMK’nın 353/1-b-1 nci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, İzmir ili, Karaburun ilçesi, Sarpıncık Mahallesi, 365 parsel … taşınmazın maliki olup komşu 1457 parselin ise Hazine adına tescil edildiğini, oysaki müvekkilinin önceleri bu iki taşınmazı birlikte ekip biçtiğini ve her iki perselde de zeytin ağaçlarının bulunduğunu, ancak Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davayı ekonomik nedenlerle takip edemediği için 1457 parsel … taşınmazın Hazine adına tesciline engel olamadığını beyan ederek; 1457 parsel … taşınmaz üzerindeki 25-30 adet zeytin ağacının mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; davacının tek başına dava açamayacağını, Karaburun Kadastro Mahkemesinin kesinleşen 1990/229 Esas, 1994/646 Karar … ilamı uyarınca dava konusu parselin, 365 parselden ifraz edilerek Hazine adına tescil edildiğini, anılan davanın … Yıkılmaz mirasçıları ile Hazine arasında görüldüğünü, davacı …’ın ise kadastrodan önce mevcut olduğunu iddia ettiği muhtesatların tespiti ve aidiyetini istediğini, oysa tutanaklarda belirtilen sınırlandırma ve tespitlere karşı on yıl geçtikten sonra itiraz olunamayacağını ve dava açılamayacağını, on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, mevcudiyeti iddia edilen muhdesat kadastro mahkemesindeki dava sırasında mevcut olsa idi, zaten mahkeme tarafından dikkate alınarak ve 3402 … Yasa’nın 19/2 nci maddesi uyarınca beyanlar hanesinde muhdesatların gösterilmiş olacağını, taşınmaz üzerinde herhangi bir muhdesat görülmediği için karar yerinde muhdesata ilişkin hüküm kurulmadığını, sonradan oluşturulan muhdesat üzerinde davacı tarafın hak iddia etmesinin veya adına tespit yaptırmasının mümkün olmadığını beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Somut olayda; taraflar arasında dava konusu edilen taşınmaz ile ilgili açılmış ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığı, taşınmaz ve muhdesatın kamulaştırmaya konu olduğuna dair herhangi bir iddia, savunma, bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından mülkiyeti Maliye Haziineye ait taşınmaz üzerindeki zeytinlerin kendisi tarafından bakılıp yetiştirildiği, kendisine ait olduğu iddiasıyla açtığı davada hukuki yararlarının bulunmadığı…” gerekçesiyle; hukuki menfaat yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarladığını, dava konusu taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarını kullanan ve meyvesini toplayan davacının bu durumun tespitini istemekte hukuki yararı bulunduğunu, davanın reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu, mahkemece ön inceleme duruşmasında davanın reddine karar verildiğinden, vekalet ücretinin de yarısına hükmedilmesi gerekirken, tamamına hükmedilerek karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu belirterek, mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı vekili; davalı Hazine vekili 14.04.2021 tarihli istinafa cevap ve katılma yoluyla ileri sürdüğü istinaf dilekçesi ile; mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru ise de kararın gerekçesinin hatalı olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan değil hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkemece verilen kararın talepleri gibi düzeltilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“… Tüm dosya kapsamına göre; muhtesat tespiti talebiyle açılan davanın yargılaması sonunda; dava konusu taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi ve kamulaştırma talebiyle açılmış dava ve kentsel dönüşüm işlemi bulunmadığı, davalı Hazine adına kayıtlı dava konusu taşınmazda müşterek malik olmayan davacının taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının kendisi tarafından yetiştirildiğinin tespiti talebiyle açtığı davada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle mahkemece, davanın reddine karar verilmesi isabetli olup öte yandan ön inceleme duruşmasından sonra davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı lehine maktu vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesi isabetli olduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 … HMK’nın 353/(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı Hazine vekilinin davanın hükdüşürücü sürenin geçmesi nedeniyle esastan reddine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle, kararın gerekçesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf talebinin ise; davacı tarafından, dava konusu taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının kendisi tarafından yetiştirildiğinin tespiti talebine ilişkin davasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan davanın esasına girilmeden ret kararı verilmesi sonuç itibariyle doğru olduğundan, sonuca etkili görülmeyen istinaf isteminin de 6100 … HMK’nın 353/(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle; davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; İstinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle hükmü temyiz etmiştir.

Davalı vekili; İstinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle hükmü temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri.

2. Bilindiği üzere ve kural olarak tespit davalarında; tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” denilmektedir.

3. 6100 … Kanunun 114 üncü maddesinin (h) bendine göre, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verir.

4. Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesat aidiyetinin tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.

4721 … … Medeni Kanununun ilgili maddeleri şöyledir:
“A. Taşınmaz mülkiyetinin içeriği
III. Arazideki yapılar
1. Arazi ve yapı malzemesi

B. Tazminat
Madde 723- Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.

Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hâkim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir.

Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hâkimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.

IV. Araziye dikilen fidanlar
Madde 729- Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır. Ağaçlar ve ormanlar üst hakkına konu olamaz.”

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile bölge adliye mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.