Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/45 E. 2023/2267 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/45
KARAR NO : 2023/2267
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, terditli olarak tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalı … vekili Av……geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; dava konusu taşınmazın haricen müvekkili tarafından satın alındığını ancak tapusunun devredilmediğini, taşınmazın davalı …’a satılarak ödenen bedelin 5 yıllık kira bedeli olması için teklifte bulunduğunu, ancak henüz 1 yıl dolmadan hakkında tahliye davası açıldığını belirterek, davacı tarafından ödenmiş bulunan bedel karşılığında tapu kaydının %66’lık kısmının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde %66’lık kısma isabet pay değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili; dava dilekçesinde belirtilen hususları kabul etmediklerini ve davacının iddialarının yersiz olduğunu, müvekkilinin taşınmazı iyi niyetle tapuda satın aldığını, satış bedelini ödediğini, ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı … vekili; dava dilekçesinde talep sonucunun açıklanmadığını, davacının basiretli bir tacirden beklenilecek özen ve ihtimamı göstermediğini ve yetkisiz kişilerle kira kontratları ve sair işlemlerde bulunduğunu, davacının müvekkiline ödemelerde bulunduğu iddialarının gerçeklerle bağdaşmadığını, davanın kira kontratına dayalı ileri sürüldüğü anlaşılan talepler yönünden dosyanın tefrikine, mümkün olmaması halinde bu taleplerin görev yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2018 tarih ve 2016/654 Esas, 2018/495 Karar sayılı kararı ile; davacının tapu iptal tescil talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği, davacının terditli olarak bedel iadesi talebi olduğu, davalı …’e yapılan bir ödeme bulunmaması sebebiyle taraf sıfatı bulunmadığından … açısından davanın reddine karar verildiği, ancak davalı …’a taşınmaz satımı ile ilgili ödeme yapıldığı belirtilerek bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde iadesi gerektiğinden … yönünden davanın kabulüne, 340.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.01.2019 tarih ve 2019/12 Esas, 2019/40 Karar sayılı kararı ile;  harici satış sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle davacı vekilinin tapu iptal tescil talebine yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği; davalı … vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; yargılama sırasında süresinde zamanaşımı itirazının ileri sürülmediği anlaşılmakla buna ilişkin itirazının reddine karar verildiği, sebepsiz zenginleşme yönünden verilen karar hakkındaki itirazına gelince; dosyaya sunulan senetlerin üzerinde iptal ibaresinin bulunduğu, mahkemece senetlerin aslının dosyaya istenip incelenmeden karar verildiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dosya mahkemesine iade edilmiştir.

4. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar sayılı kararı ile; davacı tarafın dayandığı senetlerin onaylı suretleri dosya arasına alınarak incelendiği, ….. A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanının davalı …’nin babası olan İbrahim olduğu tespit edildiğinden taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesinin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek tanıkların dinlendiği, sözleşmede yer alan senetler ile dosyaya sunulan senetlerin aynı senetler olduğu, taşınmazın devredilmemesi sebebiyle davalı …’nin 340.000,00 TL sebepsiz zenginleştiği, tazminat davası yönünden davalı … aleyhine açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine, davalı … yönünden açılan davanın kabulüne, 340.000,00 TL’nin davalı …’den tahsiline, terditli talep yönünden karar verilmiş olması nedeniyle asıl talep olan tapuyu iptal ve tescil yönünde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanın tüm alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacı yanın dilekçesinin sonuç kısmında dava değerinin açıkça belirtilmemiş olmasına rağmen yerel mahkemenin 340.000,00 TL üzerinden davayı kabul etmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin ne ilgili kira sözleşmesiyle ne satışla ne de satış bedelinin tahsiliyle ilgili işlemlerle ilgisinin olmadığını, kabul anlamına gelmemek koşul ve kaydıyla … Yapı Ltd. Şti’nin temsilcisiyle müvekkili arasındaki akrabalık ilişkisi üzerinden müvekkilinin aleyhine hüküm kurulmasının hukukun temel ilkelerine açıkça aykırı olduğunu, bahse konu belgelerin gerçekliğinin, müvekkiline ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadan hüküm kurulduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar sayılı kararı ile; davalı … tarafından istinaf aşamasında zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da, daha önce dairenin 2019/12 Esas 2019/40 Karar sayılı kaldırma kararında söz konusu itiraz değerlendirilerek reddedildiğinden istinaf aşamasında bu sebebe dayanılamayacağı, hükmün bedel ödenmesine yönelik kısmına yapılan istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil istenemeyeceği, tarafların sadece vermiş olduklarını geri isteyebileceği, davacının senet ve çek vermek suretiyle toplam 340.000,00 TL ödediğini iddia ettiği, dosya arasında bulunan davacı ile yapılan sözleşmeyi … İnşaat adına…..’nın yaptığı, … şirketinin yetkilisinin davalı …’nin babası…..olduğu, sözleşme tarihinde dava konusu taşınmazın İnci adına kayıtlı olduğu, dosyada bulunan senetlerin davacı tarafından İnci lehine düzenlendiği ve üzerinde iptal yazısı bulunduğu, kaldırma kararı yapılan incelemede dosyaya sunulan senet fotokopilerinin sözleşme örneğinin içeriğinde geçen senetler olduğu ve hepsinin davalı … tarafından ciro edilerek bir kısmının…..i’ye, bir kısmının …. Yapı ve Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti’ne verildiği, her ne kadar sözleşme davalı … ile yapılmamış ise de; sözleşme tarihi itibariyle taşınmazın malikinin İnci olması, senetlerin İnci lehine düzenlenmesi ve davalı … tarafından ciro edilip, babası İbrahim …’ye ya da … şirketine verilmesi, tanık beyanları da dikkate alındığında ….. şirketi ve çalışanının davalı … adına iş yaptığı, davalı …’nin …. şirketiyle işbirliği içinde olduğu, davacının geçersiz sözleşme sebebiyle verdiği paranın iadesini isteme hakkına sahip olduğu, senet aslının borçluya iade edilmiş olmasının borcun son bulduğuna ilişkin bir karine teşkil ettiği ve aksinin ispatlanmadığı gerekçesiyle mahkemece taleple bağlı kalınarak 340.000,00 TL tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının davalı … ile yaptığı taşınmaz satım sözleşmesinden sonra bu ilişkiyi sonlandırarak davalı … ile kira ilişkisi kurduğu, bu aşamadan sonra davacının tüm taleplerini …’a karşı ileri sürebileceği, davacı müvekkili ile davalı …’ın işbirliği içerisinde olduğu iddia edilmiş ise de bunun kanıtlanamadığını belirtilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 70 inci, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237 inci, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 89 uncu maddesi uyarınca resmi biçim koşuluna uyularak yapılması zorunludur.

3. Kural olarak, 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre; …harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Buna göre, davacı tarafından bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.