Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/4262 E. 2023/5431 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4262
KARAR NO : 2023/5431
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1435 E., 2022/865 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/66 E., 2019/447 K.

Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer … ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili dava dilekçesinde; tapuda 31 pafta, 1392 parselde kayıtlı taşınmazın 18000/20000 hissesinin davalıların murisi … … adına kayıtlı olduğunu, … …’ın 07.11.1989 tarihinde öldüğünü, davacıların murisi ve devamında davacıların bu taşınmazın 240 m²’lik kısmına 1979 tarihinden bu yana 1 katlı bina yaparak ve … olarak kullandıklarını, taşınmazda 20 yılın üzerinde zilyet olduklarını, tapudaki … …’ın ölümünden 20 yıl geçmesine rağmen mirasçıları tarafından intikalin yapılmadığını, tapunun hukuki değerini yitirdiğini belirterek … … adına olan kaydın iptalini ve 20 yıldan fazladır zilyet olan davacılar adına 240/20000 payın tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacılar vekili 01.11.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporunda kullanımlarında olan yerin 348 m² olarak tespit edildiğini ileri sürerek dava değerini 415.800,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
1. Davalılar … vd. vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın tapulu olup olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına konu olmayacağını, davacının dayandığı ölüm nedeninin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … cevap dilekçesinde; taşınmazın tapulu olup olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına konu olmayacağını, davacının talebinin mülkiyet hakkına aykırılık oluşturduğunu, murislerinin ölümü ile tescile gerek kalmadan kanun gereği hakların kazanıldığını, mirasçıların mülkiyet hakkının devam ettiğini, taşınmazın fiilen kullanmama hakkını da içerdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı … vekili beyan dilekçesinde; davacıların dayandığı hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların murisi ile devamında mirasçılarının taşınmazın bir kısmında ev yaptıkları, bu evde oturdukları ve ev dışındaki bir kısmını da … olarak 1979 yılından beri kullandıkları, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/108 Esas ve 1999/223 Karar sayılı kararıyla taşınmazın … … adına kayıtlı 240/20000 hissesinin iptali ile … oğlu … … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, yine aynı dosyada … …’in fiili kullanımında olan kısmın yüzölçümünün 404,00 m² olarak hesaplandığı, dosyamızda yapılan keşifte ise 404,00 m² dışında ayrıca B harfi ile gösterilen 214,00 m²’lik kullanımın da söz konusu olduğu, davacılar lehine tesciline karar verilen 240,00 m²’lik yer haricinde 378,00 m²’lik bir kullanımlarının da bulunduğu, davacıların bu yerdeki zilyetliklerinin tapu malikinin ölümünden itibaren geçen 20 yılı aşan süre boyunca nizasız ve fasılasız olarak gerçekleştiği, bu süre içerisinde tapu kayıtlarında dava tarihine kadar herhangi bir intikal yapılmadığı, ayrıca yapılan keşifle bilirkişi raporlarından bu yerin davalılar tarafından açılan müdahalenin men’i davasına konu yerlerden olmadığı, böylelikle 4721 sayılı TMK’nın 713 üncü maddesindeki nizasız fasılasız hâlde 20 yıl malik sıfatıyla zilyetliğinin gerçekleştiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalılar … vd. vekilleri istinaf dilekçesinde özetle; tapulu taşınmazın Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi uyarınca tesciline karar verilemeyeceğini, davacıların nizasız ve fasılasız kullanımlarının olmadığını, zira taraflarınca belediyeye 2008 yılına kadar … vergilerinin yatırıldığını, ayrıca taşınmaza ilişkin açılan önceki davaların da bu … engellediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. … vd. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların nizasız ve fasılasız kullanımlarının olmadığını, taşınmaz hakkında pek çok dava olduğunu, davacının dava dilekçesinde 240 m²’lik yerin tescilini istediğini; ancak mahkemece 378 m²’lik yerin kabulüne karar verildiğini, raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verildiğini, daha önce dava konusu yapılan 240 m²’lik yerin yeniden dava konusu edildiğini, elbirliği mülkiyetine tâbi yerlerde her türlü uyuşmazlığın niza sayılacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı murisinin farklı hukuki sebeple nizalı payların kayıt maliki … … mirasçıları aleyhine açtığı ve gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil davasında satış vaadi sözleşmesinde belirtilen miktar kadar kabulüne karar verildiği, hüküm kurulmayan fazlaya ilişkin kısma dair sözkonusu davanın çekişme yarattığının ve zamanaşımı süresini kestiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı; ancak davacı murisinin 1991 yılında açtığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı davada yapılan keşif ve takiben 18.01.1994 tarihli bilirkişi raporunda, davacıların zilyetliğindeki alanın 404 m² olarak belirlendiği, söz konusu davanın açıldığı ve keşfin yapıldığı tarih ile Anayasa Mahkemesinin iptal tarihi gözönüne alınarak 404 m²’den fazlasına ilişkin bölüm yönünden süre koşulunun oluşmadığı, Mahkemesince 404-240 m²= 164 m² taşınmaz bölümü bakımından zilyetlik ve süre koşullarının gerçekleştiği nazara alınarak buna göre karar verilmesi gerekirken, B ile gösterilen bölüm bakımından da kabul kararı verilmesi doğru olmadığı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda B harfiyle gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar … ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar … vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların nizasız ve fasılasız kullanımlarının olmadığını, taşınmaz hakkında pek çok dava olduğunu, talep aşılarak ve raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verildiğini, gazete ilânlarının yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer … “…maliki 20 yıl önce ölmüş” hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar … ve … vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.