Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/4090 E. 2022/8016 K. 26.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4090
KARAR NO : 2022/8016
KARAR TARİHİ : 26.12.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, tenkis talebinin kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacılar vekili dilekçesinde, müvekkillerinin murisinin kendisine ait taşınmazdaki hisselerini, noterden yaptığı resme vasiyetname ile davalılara bıraktığını, ancak bu tasarrufun muvazaalı olup mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile yapıldığını, beyan ederek muvazaa sebebi ile tapunun davacıların hisseleri oranında iptali, adlarına miras hisseleri oranında tapuya tescili, olmadığı takdirde, geçersiz vasiyetnamenin iptali ve davacıların hissesine mukabil miktarda tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar savunmalarında, vasiyetnamenin iptalini gerektirecek yasal bir nedenin bulunmadığını, tenkis şartlarının gerçekleşmediğini ifade etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince ilk olarak, dava konusu taşınmazda, davanın ikamesi sırasında ve halen davalı tarafların hak ve hisse sahibi olmadıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06/07/2010 tarihli ilamıyla; mahkemece, vasiyetname ile yapılan tasarrufun tenkise tabi olup olmadığı, mirasçıların saklı paylarını aşan bir durumun bulunup bulunmadığının saptanmasından sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, murisin ölüm tarihi itibari ile terekenin toplam değeri 560.196,00 TL olduğu, davacıların toplam 12.283,00 TL’lik saklı payı ihlali göz önünde bulunduğunda terekenin değerine ve hayatın olağan akışına göre zarar verme kastının olmadığı, toplam terekenin değerinin ihlal edilen saklı paya oranının çok cüzi kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. YARGITAY BOZMA KARARI
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 01/11/2018 tarihli ilamında; muris tarafından yapılan vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabi olduğundan, saklı payının ihlali nedeniyle tenkise ilişkin hükümlerin uygulanarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; vasiyetnamenin iptali yönünde ikame edilen davanın reddine, tenkis istemli açılan davanın; … yönünden kabulü ile; 51.540,00 TL tenkis alacağının dava tarihi 27/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya ödenmesine, … …’nun mirasçısı sıfatıyla davaya devam eden; …, … ve …’nun ikame etmiş olduğu tenkis davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile; 12.885,00 TL tenkis alacağının dava tarihi 27/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya ödenmesine, 12.885,00 TL tenkis alacağının dava tarihi 27/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, 12.885,00 TL tenkis alacağının dava tarihi 27/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Nedenleri
1.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; usulüne uygun olarak sabit tenkis oranı hesaplanmadığını, murisin mirasçılardan mal kaçırma kastının bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun uzman bilirkişi tarafından düzenlenmediğini, tenkis talebinde faiz istemi olmadığı halde faize hükmedildiğini ileri sürerek hükmü temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1. Dava, vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk
1. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile  kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564 üncü maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.

2. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565 inci maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570 nci maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561 inci maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563 üncü maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

3. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m. 564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.

4. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564 üncü maddedeki tercih … gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih … doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür’atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.

3.Değerlendirme
1. 4721 sayılı TMK’nın 564 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında “tasarruf konusu malın vasiyet alacaklısında kalması durumunda, malın tenkis sebebiyle verilmesi gereken, aksi halde tasarruf oranı içinde kalan kısmının karar günündeki değerinin para olarak ödetilmesine karar verilir” hükmü düzenlenmiştir. Bu bakımdan mahkemece usulüne uygun olarak murisin ölüm tarihindeki değerlere göre sabit tenkis oranını belirlenmesinden sonra, TMK 564 üncü maddesine göre taşınmazın karar tarihine en yakın bedeli saptanıp, süratle bu değerin sabit tenkis oranına çarpımı ile bulunacak değerin tasarruf içinde kalan kısmının ödetilmesine karar vermekle yetinilmesi gerekir. Ne var ki mahkemece hükme esas alınan 16.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda yasaya aykırı olarak terekenin tercih tarihindeki değerleri esas alınması suretiyle saklı payın hesap edilmesi ve buna göre sabit tenkis oranın bulunması doğru görülmemiştir.

2. Öte yandan, sabit tenkis oranı bulunduktan sonra, taşınmazın karar tarihine en yakın değerinin tespit olunarak sabit tenkis oranına çarpılması suretiyle tenkis alacağına hükmolunması gerekir. Mahkemece, sabit tenkis oranın sadece bu orana göre taşınmazın bölünebilir olup olmadığının sorulmasıyla yetinilerek, davalıdan bölünemezliğin tespit edilmesi ile tercihinin sorulmadan, taşınmazın hesap edilen güncel değerinin saklı pay oranında doğrudan tenkisine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.

3. O halde mahkemece yapılması gereken iş usulüne uygun olarak murisin ölüm tarihindeki değerlere göre sabit tenkis oranını belirlenmesinden sonra, bu orana göre taşınmazın bölünebilir olup olmadığının usulüne uygun olarak sorulması, buna göre davalının tercih hakının doğacağı gözetilerek davalıdan tercihinin sorulması, bölünemezliğin tespiti halinde ise TMK 564 üncü maddesine göre taşınmazın karar tarihine en yakın bedeli saptanıp, süratle bu değerin sabit tenkis oranına çarpımı ile bulunacak değerin ödetilmesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yetersiz ve hatalı bilirkişi raporuna göre hesaplanan sabit tenkis oranın belirlenerek, hatalı sabit tenkis oranına göre bölünemez olduğunun tespitine karar verilen taşınmazın doğrudan saklı pay oranında tespitine karar verilmiş olması doğru görülmemiş hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

VI.KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan kararın BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

26.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.