Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/3676 E. 2023/4887 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3676
KARAR NO : 2023/4887
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2633 E., 2022/1230 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/9 E., 2021/250 K.

Taraflar arasındaki haciz şerhlerinin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Konut Yapı Kooperatifi tarafından yapılan kura çekilişi sonucunda Konya ili, Selçuklu ilçesi, … Mahallesi 16190 ada 14 parsel de bulunan B Blok 9 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın müvekkili …’e, aynı yer D Blok 8 Bağımsız bölüm numaralı dükkanın da … Kar’a verilmesine karar verildiğini, müvekkillerinin bu karara dayanarak tüm sorumluluklarını yerine getirdiklerini, ödemelerini eksiksiz olarak yaptıklarını, müvekkilleri adına tescil edilmesi gereken bu taşınmazların kooperatif adına tescil edildiğini ve taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, sonrasında taşınmazların üçüncü kişilere devredilerek müvekkillerini zarara uğratıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … Büyükuğur vekili cevap dilekçesinde; görev itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olup davacı ile kooperatif arasındaki iç ilişkiden kaynaklanan sorunlardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, dava konusu taşınmazların tescilsiz şekilde kooperatif üyesine geçemeyeceğini, müvekkilinin alacağının kura öncesinde ve sonrasında da mevcut olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, taşınmazlara ilişkin herhangi bir hukuki girişimi olmayan davacıların kooperatifin tasfiye haline geçtikten sonra davayı açmış olmalarının manidar olduğunu, davacılar tarafında taşınmazlar üzerine herhangi bir şerh konulmadığını, kooperatiften alacaklı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Deliller değerlendirildiğinde; Davacı taraf davaya konu taşınmazı kura yoluyla kazandığını ve kuradan önce konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ise de dosya kapsamında yapılan inceleme de taşınmazların tescilsiz kazanılma halleri MK 705 inci maddesinde belirtildiği üzere miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal ve kamulaştırma halidir. Bu durumda davacı taraf kooperatif tarafından çekilen kura neticesinde davaya konu taşınmaz tescil edilmeden mülkiyeti kazanma hali söz konusu olamayacağından davacının hacizlerin kaldırılması talebinin hukuka uygun olmadığı kanaatine ulaşıldığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1163 … Yasa’nın 2 nci maddesi uyarınca, kura tarihi itibariyle taşınmazların mülkiyetlerinin davacılara geçtiğini, kooperatif üzerindeki kayıtların yolsuz olduğunu, müvekkillerinin kooperatif ortakları olarak tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ve kooperatife herhangi bir borçlarının bulunmadığını, olayda tescilden önce mülkiyet iktisabının gerçekleştiğini, müvekkillerine ait taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması gerektiğini, kooperatif kayıtlarının getirtilmediğini ve teknik konularla ilgili bilirkişi raporu aldırılmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Dava, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi davanın reddine karar vermiş, hükmü davacılar vekili istinaf etmiştir.

Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir.

İcra İflas Kanununun 91 inci maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi … Medeni Kanununun 1010 uncu maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma … sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.

Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi … Medeni Kanununun 1010 uncu maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür.

Ayni hakların doğumu için tescil zorunludur. Yenilik doğurucu bir mahiyeti bulunan tescil yapılmadıkça ayni hak, tasarruf edilebilir nitelik taşımayacağı gibi aleniyet de kazanamaz.

TMK’nın 705/1 inci maddesi gereğince “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.” TMK’nın 705/2 nci maddesi gereğince de; miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”

TMK’nın 1022/2 nci maddesinde tescilin etkisinin yevmiye defterine kayıt tarihinde başlayacağı açıklanmıştır. Bu şekilde mülkiyet … tescil edilmesi halinde aleniyet kazanarak herkese karşı ileri sürülebilir bir duruma gelir. “…Hemen belirtmek gerekir ki, … Hukuku’nda, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması için prensip olarak tescil şart kılınmıştır. Nitekim 4721 … … Medeni Kanununun 705 inci maddesine göre, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescil ile olur.

Öte yandan, … Hukukunda tescil ilkesi mutlak değildir. Bazı hukuki sebeplerin varlığı halinde tescil yapılmadan önce de taşınmaz mülkiyeti devredilmiş ve kazanılmış olur. Ancak, tescil prensibinin istisnasından söz edebilmek için bu istisnanın mutlaka kanun tarafından öngörülmüş olması gerekir. Taşınmaz mülkiyetinin tescile dayanmayan kazanımı hallerinin neler olduğu, TMK’nın 705/2 nci maddesi ile aynı Kanunun 54, 105 ve 599 uncu maddelerinde, kısmen de mülga 6762 … … Ticaret Kanununun 151 inci maddesinde gösterilmiştir. TMK’nın 705/2 nci maddesi gereğince; “Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”

… Medeni Kanununun 705/1 maddesi gereğince miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma hallerinde mülkiyet, tescilden önce kazanılır. Bu durumda taşınmaz, tescil ya da şerh edilmiş olan bütün yükleriyle birlikte yeni malike geçer. İyiniyetli olması şartıyla tescilsiz kazanımda bulunan kişiye karşı, kütükten anlaşılmayan bir hak ileri sürülemez, yani TMK m. 1023 hükmü bu kişi hakkında da uygulanır. Mülkiyeti tescilsiz olarak kazanan kişi, tescilden önce de bir malikin sahip olduğu bütün hak ve yetkilerden yararlanır fakat bu hak ve yetkiler mülkiyet … tapuya tescil edilmedikçe iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez, çünkü henüz açıklık kazanmış değillerdir. Bu sebepledir ki bu kişinin, tescilsiz kazanmış olduğu mülkiyet hakkını vakit geçirmeden hemen tescil ettirmesinde büyük yarar vardır. Sonradan yapılan tescilin sadece bildirici mahiyeti vardır (Jale G. Akipek, … Eşya Hukuku, Aynî Haklar, İkinci Kitap, Mülkiyet, İkinci Bası, Sevinç Matbaası, Ankara, 1973, s.121-122).

Bununla birlikte, tescile dayanmayan kazanımlarda tescil yapılmadığı sürece tasarruf işlemleri yapılamaz, çünkü taşınmazı tescilsiz iktisap eden kişi, tapu kütüğünde malik olarak gözükmemektedir.

Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazların kooperatif adına kayıtlı iken ferdileştirme neticesinde 26.11.2018 davacılara geçtiğine ve terkini talep edilen hacizlerin ise ferdileştirmeden önceki tarihlerde işlendiğine göre şerh lehdarlarının TMK’nın 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanırlar…”

Gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar vermesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı müvekkillerin kooperatife ve davalılara karşı bir borcu bulunmadığını, dolayısı ile taşınmazlar üzerine konulan hacizleri haklı kılacak bir sebep olmadığını,

2. TMK’nın 705inci maddesi hükmüne göre tescilden önce mülkiyet iktisabı gerçekleşmiş olduğunu, 1163 … Kooperatifler Kanunu 2 inci maddesi uyarınca yazılı olarak taşınmazın temlikinin geçerli olması nedeniyle kooperatif adına olan kaydın yolsuz hale geldiğini,

3. Deliller toplanmadan karar verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 … … Medeni Kanunu’nun 1009 uncu maddesi uyarınca; “…şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir. Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir.”

2. 4721 … … Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi uyarınca; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.