Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/3471 E. 2023/4651 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3471
KARAR NO : 2023/4651
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1851 E., 2022/555 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/560 E., 2021/157 K.

Taraflar arasındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Ş. … Köyü, 361 ada 12 parsel … taşınmazın 1964 yılında davacı tarafından satın alındığını, ancak baba korkusu ve büyüğe saygısızlık olmasın diye taşınmazın 1/2 payının davalı kardeşi adına tapuya tescil edildiğini, 1973 yılında arsa üzerine ev yapıldığını, bina yapımında davalı …’in hiçbir katkısı olmadığını, davalı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, taşınmaz üzerindeki yapının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazda davacı ile birlikte hissedar olduklarını, taşınmazın kullanımı hususunda anlaşamamaları üzerine ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, muhdesatın aidiyetinin tespiti bakımından davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, arsanın babaları … … tarafından satın alındığını, arsa üzerindeki yapının da babası … … tarafından yaptırıldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarının uyuşmazlığı aydınlatamadığı, bina yapımına ışık tutacak yazılı kanıt sunulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararında elektrik faturasının davalı adına olduğu belirtilmiş ise de, elektrik aboneliğinin davacı adına olduğunu, buna dair faturanın dosya içerisinde bulunduğunu, yine davalı tarafından davalının akrabalarının tanık olarak dinletildiğini, davacı tanıklarının ise 3.kişi konumunda olan evi yapan … ve malzemelerin alındığı esnaf olduğunu, tanık beyanlarının uyumsuz olduğundan bahisle ret kararı verilemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerinde bulunan yapıyı kendisinin yaptırdığını öne sürerek yapının kendisine aidiyetinin tespitini talep ettiği, ancak toplanan tüm deliller kapsamıyla davacının dava konusu taşınmazda mevcut yapının yalnızca kendisinin emek ve gelirleri ile meydana getirildiğini duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu yapının 40-50 yıllık olduğunu, bu nedenle yazılı belge ile ispatın imkansız olduğunu, evin yapım aşamasında çalışan aşamaları gören kişilerin tanık olarak dinlendiğini, ancak mahkemece dinlenen tanık beyanlarında uyuşmazlık olduğu gerekçesiyle davanın reddedildiğini, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK. mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki … ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarih ve 1/3 … Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

2. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK mad.106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad.114/1-h, 115).

3. Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.