Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/3269 E. 2023/4411 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3269
KARAR NO : 2023/4411
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/418 E., 2022/654 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzenine ilişkin nedenlerle kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/226 E., 2021/222 K.

Taraflar arasındaki Mera Komisyon kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzenine ilişkin nedenlerle kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dilekçesinde; davacı Hazineye ait arazilerin mera tespit çalışmalarına başlamadan önce Maliye Bakanlığından izin alınması gerektiğini, dava konusu Mera Komisyon Kararında Hazineye ait arazinin vasfı değiştirilirken, Maliye Bakanlığının iznine başvurulduğuna dair herhangi bir açıklama bulunmadığını, bu haliyle alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mera Komisyonunun 17.10.2018 tarih ve 632 karar numarası ile aldığı karar doğrultusunda Aksaray Yeşilova Kasabası … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 6056 numaralı mera parselinin, cins değişikliği yapılmadan önce kendisi tarafından ekildiğini, kadimden beri tarım arazisi olarak kullanılan söz konusu parselin bir kısmının kendisi ve bir çok kısmının da başkaları tarafından kullanıldığını, 2018 yılında Mera Komisyonu kararıyla mera vasfıyla tapuya tescil edildiğini, davalı kurum tarafından yapılan bu işlemin hukuka uygun olmadığını, 17.10.2018 tarih, 632 karar numaralı, Aksaray İl Mera Komisyon Kararının iptaliyle, Hazineye ait 6056 numaralı taşınmazın Mera Kanunu kapsamından çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından 17.10.2018 tarih ve 632 … Aksaray İl Mera Komisyon kararının iptali için açılan iş bu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Aksaray ili, Yeşilova Belediye Başkanlığının 2017 tarih ve 49479459/166 … yazısıyla; Yeşilova Kasabasında 7773 büyük baş ve 17659 küçük baş hayvan olmak üzere toplamda 25432 hayvan varlığının bulunduğu ve mevcut mera alanlarının hayvan varlığı sayısı yönünden yetersiz kaldığının belirtildiği, kasabada mevcut mera alanlarının tespit edilerek, uygun olabilecek Hazine arazilerinin meraya dönüştürülmesinin talep edildiğini, bu kapsamda da mevcut dava konusu edilen Komisyon kararı alınırken mevzuatın amir hükümleri kapsamında gerekli inceleme ve çalışmaların yapıldığını, meraya dönüştürülmesi düşünülen Hazinenin mülkiyetinde bulunan alanlardan, meraya dönüştürülmelerinde bir sakınca olmadığı ilgili resmi kurumlarca bildirilen alanların meraya dönüştürülmesine karar verildiğini, dolayısıyla kararın hukuki olmadığı bahsinin gerçeği yansıtmadığını, Aksaray İl Mera Komisyon kararının hukuka uygun şekilde mevzuatın amir hükümlerine riayet edilerek alınmış bir karar olduğunu, söz konusu kararın iptaline ilişkin talebin hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, Maliye Bakanlığından izin alınmadan tahsis işlemi yapıldığını, Mera Komisyonunun yaptığı tespitlerin yerinde olmadığını belirterek, istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1. Davacı vekilinin Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/226 Esas, 2021/222 Karar … 12.10.2021 tarihli kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca anılan mahkeme kararının kamu düzenine ilişkin nedenlerle kaldırılarak, kaldırılan kararın yerine yeniden hüküm tesisine;

2. Davacının davasının aktif dava ehliyeti olmadığından reddine,

3. Bölge Adliye Mahkemesi; ”…ortada yürürlükte bulunan bir mera komisyon kararı bulunmasına karşın taşınmazı işgal eden davacının aktif dava ehliyeti yoktur. Davanın bu nedenle reddi gerekir. Kabule göre de, davalı Valiliğin pasif dava ehliyetinin bulunmadığının gözetilmemesi doğru değildir.” gerekçesi ile karar vermiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı, Mera Kanununun 22 nci maddesi gereği meradan yararlanma … olduğunu, Maliye Bakanlığından izin alınmadan tahsis işlemi yapıldığını, Mera Kanunu’nun 5/a maddesi kapsamında bir taşınmaz olmadığını, tarla özelliğinde olduğunu, komisyon çalışmalarının eksik ve hatalı yapıldığını belirterek, hükmü temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mera Komisyon kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma … olan köy tüzelkişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır.

2. 4342 sayıl Mera Kanununun 9 uncu maddesine 4916 … yasanın 27 nci maddesi ile eklenen 7 nci fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 … Mera Kanununun 5 nci maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan Yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır.

3. 4342 … Mera Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılan tanımlamaya göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir.

Eldeki davada tahsis iş ve işlemleri 4342 … Mera Kanunu uygulanmak suretiyle yapıldığından öncelikle, Mera Kanunu’nun amacı, arkasından “tahsis” sözcüğünden neyin anlaşılması gerektiği ve Mera Kanunu’na göre köy veya belediyelere mera tahsisi yapılırken üzerinde durulması gereken kuralların neler olduğu hususları irdelenmelidir.

4342 … Mera Kanununun 1 nci maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır” şeklinde açıklanmıştır. Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir.

Aynı Kanunun 3 üncü maddesinde yapılan tanımlamalara göre, tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini ifade eder.

Tahsis, 4342 … Mera Kanununun 3 üncü maddesinde; çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, münferiden ya da müştereken yararlanılmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılması olarak tarif edilmiştir. Kuşkusuz bir tahsis işleminin yapılabilmesi o konuda yasal düzenleme olmasına bağlıdır. Tarihi sürece bakıldığında, Osmanlı Hukukunda tahsisin kesin nitelikli olan padişah buyruk ve iradesini gösteren belgelerle (fermanlarla) yapıldığı görülmektedir. Cumhuriyet döneminde ise tahsise olanak sağlayan çeşitli kanunlar çıkarılmıştır. Bu husustaki ilk düzenleme 474 … Kanunla yapılmış, kanun kapsamına giren bölgelerde tahsis belgesi vermeye illerde valilik, ilçelerde kaymakamlık yetkili kılınmıştır. 2502 … kanuna göre tahsise mahalli hükümet yetkilidir. 4753 … Çiftçiyi Topraklandırma Kanununda tahsise yetkili makam toprak tevzi komisyonları olarak kabul edilmiştir. 1757 … Kanun, 3083 … Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu ve 3202 … Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki kanunlarda da benzeri hükümler bulunmaktadır. 4342 … Mera Kanunu ise tahsise yetkili merciyi yine bu kanuna göre kurulan ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı adına yasanın öngördüğü iş ve işlemleri yürüten mera komisyonu olarak benimsemiş bulunmaktadır.

Her ne kadar Mera Kanununun 4/2 maddesindeki “Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur” hükmü karşısında Mera Komisyonlarının henüz çalışmaya başlamadığı yerlerde kadim yararlanma iddiasının dinlenmesi mümkün ise de komisyonun çalışmalara başladığı alanlarda yasadan kaynaklanan idari bir tasarrufla yapılan tahsise karşı bu tür bir iddiaya dayanılamaz.

Özetlenerek belirtmek gerekirse; daha önceleri fermanlarla ya da kanuni düzenlemeye uygun yetkili makamlar tarafından tahsis edilen veya geleneksel olarak mera, yaylak ve kışlak olarak kullanıldığı tespit edilen yerlerin Mera Kanununun getirdiği hükümlere uygun olarak tespiti ile ölçümlemesi yapıldıktan sonra yeniden bir veya birkaç köy ya da belediye tüzel kişiliklerine yararlanmaları amacıyla tahsisine Mera Komisyonları yetkilidir. Çünkü sonraki dönemlerde mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanma iddiaları ancak Mera Kanununun 21/1 maddesi gereği özel sicildeki kayda göre ispatlanabilir. O yüzden hak sahibi olabilmek için öncelikle lehe tahsis kararı bulunmalıdır.

Kuşkusuz, Mera Komisyonları Kanun’un 5 nci maddesine göre mera, yaylak ve kışlak kapsamına alınan bir yerin bir veya birkaç köy ya da belediye tüzel kişiliklerine yararlanmaları amacıyla tahsisini gerçekleştirirken yasanın öngördüğü kıstasları aramak ve tahsisi bu ölçülere uygun yapmak zorundadır. Bu konudaki Mera Kanununun 11 inci maddesi hükmü “Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır. Hesaplamada, bir büyükbaş hayvan birimi için verilmesi gerekli olan mera, yaylak ve kışlak alanı üzerinden o yerlerdeki çiftçi ailelerinin otlatma … bulunur” 12 nci madde hükmü ise; “Komisyon, 11 inci maddeye göre belirlenen ihtiyacı karşılayacak miktarda mera, yaylak ve kışlaklar ile bunlarla ilgili sulama ve geçit yeri olarak tespit edilen alanları halkın ortak olarak yararlanmaları amacıyla, o köy veya belediye tüzel kişiliğine tahsis eder ve tahsis kararı valiliğin onayına sunulur. Bu kararda tahsis edilen yerin niteliği, miktarı, sınırları, hayvan sulama ve geçit yerleri, tahsis amacı, otlatma kapasitesi, aile işletmelerinin büyükbaş hayvan birimi üzerinden otlatma … ve otlatabilecekleri hayvan sayısı da belirtilir…” şeklindedir. Görülüyor ki Mera Kanunu, komisyonca tahsis işlemi gerçekleştirilirken kadim yararlanma biçimini veya mera, yaylak ve kışlakların hangi köy veya belediyenin idari sınırları içinde ise o köy veya belediyeye tahsis edilmesi gerektiğini bir ölçü olarak kabul etmemiştir. Mera Kanunu’nun tahsis için kabul ettiği kıstas o köy veya belediyenin mera, yaylak ve kışlaklara olan ihtiyacıdır. İhtiyaç unsurunun belirlemesi yapılırken gözetilmesi gereken ölçütlerin neler olduğu de özellikle yasanın 11 inci maddesinde sıralanmıştır. Öte yandan ihtiyaç tespiti yapılırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenen normların dikkate alınması da zorunludur.

3. Değerlendirme
1. Dava konusu taşınmaz tapuda Hazine adına kayıtlı olup, mera tahsis çalışmaları sırasında mera kaynakları arasına alınarak tahsis edildiği anlaşılmaktadır. 6056 No.lu parsel Aksaray Kadastro Müdürlüğü tarafından güncelleştirme sonucu 665 ada 3 No.lu parsel olduğu, yapılan inceleme, araştırma ve uzman bilrkişi raporlarına göer Mera Komisyon Kararının yasaya uygun olduğu, davacının mülkiyet iddiasında bulunmaksızın sadece tahsisin iptalini istediği, taşınmazın ecrmisil ödenerek kullanılan arazi olduğunun bildirildiği, bu hâli ile aktif dava ehliyeti olmadığı gibi davalı idarenin de pasif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddi yerinde görülmüştür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.