Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/3264 E. 2023/4395 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3264
KARAR NO : 2023/4395
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/891 E., 2022/995 K.
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/116 E., 2021/292 K.

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili; müvekkilinin 123 ada 3 parselde bulunan taşınmazın 16.457,560 metrekaresinin maliki olduğunu, 08.10.2019 tarihli kira sözleşmesi ile asıl dava davalısı … …’dan 9.839,11 metrekaresini de kiraladığını, hissedarlar olan ve veraseten intikal eden … …, … …, … …, … … …, … ve … … ile birlikte müvekkilinin taşınmazın 16.457,56 metrekaresini kullandıklarını, davalı …’un ise davaya konu taşınmazın 15.154,16 metrekarelik kısmının hissedarı olduğunu, davalı tarafın dava konusu taşınmazın 25.000,00 meterkarelik kısmını işgal ettiğini, haksız olarak 10 dönümlük yerine tecavüz ettiğini, dava konusu taşınmazla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını ve halen yargılamanın devam ettiğini, davalının davacıya ait dava konusu taşınmazdaki derin kuyuyu doldurduğunu, kullandıkları dinamoya müdahale ettiğini, çalışmaz hale getirdiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazda davacının payı oranında el atmanın önlemesine, 1.000,00 TL ecrimisilin (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) davalıdan her senenin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının suya el atmasının önlenmesine, su dinamosu ve kuyuya vaki müdahalesinin önlenmesine, hayvanların ve davacının hissedarı olduğu arazisini sulanması için davacı lehine davalının hissedarı olup kullanımından olduğu taşınmazdan davacı lehine sulama kaynağından dinamo ve su boru hattı ile geçiş için izin verilmesine karar verilmesini istemiştir.

2. Birleştirilen davada davacı vekili; dava konusu 123 ada 3 parsel … taşınmazda davalı ile dava dışı babası …’un suya el atmasının, su dinamosu ve kuyuya müdahalesinin önlenmesine, hayvanların ve davacının hissedarı olduğu arazinin sulanması için davacı lehine davalı ile dava dışı babası …’un hissedarı olup kullanımında olduğu taşınmazdan davacı lehine sulama kaynağından dinamo ile su boru hattı ile geçiş için izin verilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, asıl ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 11.11.2021 tarihli ve 2020/116 Esas, 2021/292 Karar … kararı ile davacı ve asıl dava davalısı …’un taşınmazda paylı mülkiyet hükümleri gereği malik oldukları, keşifte mahkeme gözlemi, dinlenilen tanıklar ve alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın dört kısımda kullanılmakta olduğu, zeminde fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen kısmın davacı … tarafından kullanılmakta olduğu, bunun dışında kalan A, C ve D harfi ile gösterilen alanların davalı … tarafından kullanılmakta olduğu ve birleştirilen dava davalısı … tarafından zeminde bir kullanımın bulunmadığı, dinlenilen tanık beyanlarından, her ne kadar taşınmaz üzerinde fiili taksim olduğu belirtilmiş ise de; taşınmazda tüm malikleri kapsar bir fiili taksim bulunmadığı, bu durumun 26/07/2021 tarihli dilekçesinde de davacının kabulünde olduğu, taşınmazın sadece davacı ve davalı … arasında yapılan paylaşım şeklinde kullanılmakta olduğu, davacı …’un taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yerin olduğu, davacının asıl davada davalı …’a yönelik el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinin, davacının payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer bulunması nedeni ile dinlenme şansı bulunmadığı davacının asıl dosyada davalı …’a karşı ileri sürmüş olduğu suya vaki el atmanın önlenmesi ve mecra irtifakı talebinin değerlendirilmesinde; davacı ile davalı …’un taşınmazda paylı mülkiyet hükümleri gereği paydaş oldukları, … Medeni Kanununun 718, 742, 756, 760 ıncı maddeleri ve 837 nci maddesi hükümleri komşu taşınmazlar için düzenlenmiş olup davacılar ortak taşınmazda paydaş olmaları nedeniyle davalının el atmasından söz edilemeyeceği ve yine mecra irtifakının da bir taşınmaz lehine ve diğer taşınmaz aleyhine hüküm kurulabilecek olması; birleştirilen dava davalısı …’a yönelik taleplerinin değerlendirilmesinde ise; yapılan keşif neticesinde, dava konusu taşınmazda davacı ile asıl dosya davalısı …’un kullanımlarının bulunduğu, davalı … vekilince her ne kadar davalı …’un kullanımı olduğu belirtilmiş ise de dinlenen tanık beyanlarında kullanımın davalı …’a ait olduğu, davalı …’un herhangi bir kullanımı bulunmadığı gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı eşine ait taşınmazlardaki hisselerini yıllardan beri süre gelen fiili kullanım durumuna göre eşi ile birlikte kullandığını, davalı …’un dava konusu taşınmazın hissedarı olmadığını, uyuşmazlığın çözümünde fiili taksim hususunun değerlendirilmesinin hatalı olacağını, ecrimisil talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiğini, intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince 22.04.2022 tarihli ve 2022/891 Esas, 2022/995 Karar … kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve suya el atmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

2. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 … İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden … normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 … kararı). 25.05.1938 tarih ve 29/10 … Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

3. Yine 4721 … … Medeni Kanunun 837 nci maddesi: “Başkasının arazisinde bulunan kaynak üzerinde irtifak …, bu arazinin malikini suyun alınmasına ve akıtılmasına katlanmakla yükümlü kılar. Bu hak, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, başkasına devredilebilir ve mirasçıya geçer. Kaynak …, bağımsız nitelikte ve en az otuz yıl için kurulmuş ise tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebilir.” düzenlemesine ihtiva etmektedir.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

04.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.