YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3229
KARAR NO : 2023/4416
KARAR TARİHİ : 04.10.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1549 E., 2022/347 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI :12.06.2019
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının murisinin 18.07.2016 tarihinde vefat ettiğini, muris tarafından 30.06.2014 tarihinde Karabük 1.Noterliği’nde vasiyetname düzenlendiğini, vasiyetname tarihinde murisin 85 yaşında siroz hastası olduğunu, akıl sağlığının yerinde olmadığını, vasiyetnamenin ise tek hekim raporu yeterli görülerek tanzim edildiğini, ayrıca vasiyetnamenin murise baskı yapılıp iradesi sakatlanarak yapıldığını ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; vasiyetnamenin murisin … iradesiyle düzenlendiğini, murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu, davacının itirazlarının yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurulu raporuna göre murisin vasiyetname tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğu, murisin iradesinin sakatlandığına yönelik iddia bakımından vasiyetnameyi tanzim eden noter katibi ve işlem tanıklarının bayanlarına üstünlük tanındığı, tanıklarca vasiyetnamenin murisin … iradesi ile tanzim edildiğinin beyan edildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; vasiyetnamenin murisin iradesi sakatlanmak suretiyle yapıldığını, sadece davalılar lehine işlem yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, baskı ve iradenin sakatlığı hususunun tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, Adli Tıp 4. İhtisas Dairesinden alınan raporda 30.09.2011 tarihli ilaç kullanım raporları ile 14.04.2014 tarihli hastane kaydının göz ardı edildiği, ve incelenmediği, bu nedenle raporun hükme elverişli olmadığı, İlk Derece Mahkemesince Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınması yönündeki taleplerinin reddedildiğini, bu yönüyle kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla murise ait tüm sağlık bilgilerinin irdelenmesiyle Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 24.04.2019 gün ve 2558 karar numarası raporunun düzenlendiği, raporda murisin işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun belirtildiği, murisin iradesinin sakatlandığına dair davacının dinlettiği tanıkların duyuma dayalı bilgi sahibi olduklarının anlaşıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davacı tanıklarına itibar edilmemesinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararı temyiz ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik ve irade sakatlığı (yanılma, aldatma, korkutma ve zorlama) hukuksal nedenlerine dayalı vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 … … Medeni Kanunu’nun 558 nci maddesinde; ” İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir. Dava, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir. İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.” denilmiştir. Aynı Kanunu’nun 559 uncu maddesinde hak düşürücü süreler düzenlenmiş olup ilgili düzenlemede “İptal davası açma …, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Hükümsüzlük, def”i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.” şeklinde belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
04.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.