Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/2985 E. 2023/4434 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2985
KARAR NO : 2023/4434
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2323 E., 2022/430 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/883 E., 2019/537 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların … … mirasçıları olduğunu, dava konusu taşınmazların tapuda ”…: … oğlu” adına kayıtlı olmasına rağmen aslında kendi murisleri ”… … oğlu …” adına kayıtlı olması gerektiğini, imar uygulaması neticesinde tapunun revizyon görmesi sırasında hata ve isimlerin karışıklığı neticesinde ”… oğlu …” adına kayıt gördüğünün ileri sürerek Osmaniye, Merkez ilçesi, 45 ada 322, 323, 324, 334 ve 1888 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7 parsellerin maliki olan ”… oğlu …” adına olan tapu kaydının iptali ile ”… … oğlu …” olarak düzeltilmesi talep edilmiştir.

II. CEVAP
Davalı süresinde cevap vermemiş, aşamada davalı vekili davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1. Dava konusu taşınmazın ilk tesis tarihinden itibaren tedavüllü tapu kayıtlarının incelenmesinde ilk tesis kadastrosunun yapıldığı ve kesinleştiği 05/11/1975 tarihinde dava konusu taşınmazların geldisi olan 45 ada 3 parsel … taşınmazda kadastro tespitinin …: … oğlu adına yapıldığı,

2. Kadastro tespitinde ”… … oğlu …” adına herhangi bir tespit yapılmamış olduğu,

3. Kadastro tarihinden imar uygulamasının yapıldığı tarihe kadar ve imar uygulamasından sonra da adına kadastro tespiti yapılan ”…:… oğlu” isminde ve kaydında herhangi bir değişikliğin bulunmadığı,

4. Davacıların mülkiyet iddiasının kadastro öncesi sebeplere dayalı olduğu ve kadastro tarihi 05/11/1975 tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşümü süresinin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde,
1. Dava konusu parsellerdeki malik … oğlu …’in hissesinin herhangi bir tapu kaydıyla tedavül görmediği, hissesinin 45 ada 3 parselde T. Sani 1312 tarih ve 12 sıra numaralı tapu kaydıyla tescilli olduğunun belirtildiği, 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı kabul edilecek olsa bile 2006 yılında İmar uygulaması ile tapu kaydı intikali gerçekleştiğinden davanın 2014 yılında 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, Mahkemenin taşınmazın olağanüstü zamanaşımı nedeniyle kazanılması hususunu değerlendirmeyerek yine hukuki nitelendirmeyi eksik ve hatalı yaptığını, dava konusu taşınmazların zilyetliğinin; sırasıyla müvekkil davacıların kök murislerinden … oğlu … …, … … oğlu …, … … mirasçıları
ve bu mirasçıların mirasçıları olan davacılarda bulunduğu ve adı geçenler tarafından düzenli olarak kullanıldığının dosya kapsamı ile açık olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hak düşürücü sürenin geçmediği, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 … Kanun’nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine

gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.