Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/2849 E. 2023/4038 K. 21.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2849
KARAR NO : 2023/4038
KARAR TARİHİ : 21.09.2023

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/216 E., 2022/341 K.
KARAR : Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/795 E., 2021/851 K.

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Trabzon ili, Şalpazarı ilçesi, Çamkiriş Mahallesinde kain 172 ada 6 parsel ve kayıtlı taşınmaz üzerindeki beş katlı binanın maliki olduğunu, tarafların kayınpeder- damat şeklinde akrabalık ilişkisinin bulunduğunu, 19.10.1988 tarihli sözleşme ile binanın 4 ve 5 inci katındaki 2 dairenin ve teras katının 1/2’sinin davalıya verilmesi ,davalının da bina inşaatı için bir bedel ödemesi kararlaştırıldığını ancak, davalıların üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebiyle Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/853 Esas sayılı dosyasıyla binanın 4 ve 5 inci katındaki 2 dairenin ve teras katın 1/2’sinin iptali ile davalı adına tesciline, tescil mümkün olmaması hâlinde bedel ödenmesi talep edildiğini, mahkemenin neticede tespit tescil talebini reddederek dairelerin ve teras katın 1/2 bedeli olan 216.384,00 TL’nin davalıya ödenmesine karar verdiğini, bunun üzerine Vakfıkebir İcra Müdürlüğünün 2019/839 numaralı dosyası ile icra takibine borç ödendiğinden davalının 4 üncü kattaki daireyi boşaltmadığını, bu duruma davacının rıza göstermediğini belirterek, davalının müdahalesinin men’ine, haksız ve rıza dışı olarak kullanılan taşınmazın eski hâle getirilerek tahliyesine ve dava tarihinden geriye doğru 24.06.2019 tarihine kadarki döneme ilişkin olmak kaydı ile 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin faiz yürütülerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalıya usulüne uygun olarak davetiyenin tebliğ edildiği, davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarından tarafların arasında yapılmış olan şifaen yahut sözleşmeye dayalı bir kira ilişkisinin bulunmadığı, davacının davalıya karşı yapmış olduğu herhangi bir ihtarın dosyaya ibraz edilmediği, tarafların akraba olduğu gerekçesiyle ecrimisil talebinin reddine; mülkiyet hakkı sahibine üstünlük tanınarak haksız işgalci durumundaki davalının müdahalesinin men’ine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; intifadan men koşulunun aranmayacağını, Mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, taraflar arasında tapu iptal davası görüldüğünü ve kesinleştiğini, dava konusu dairenin kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olduğunu, Mahkeme gerekçesinin aksine keşif esnasında dinlettikleri tanık …’ın “parayı da icra yolu ile almıştır, o günden sonra davacı da davalıya bu sebepten ötürü evi boşaltmasını istemiştir” demek suretiyle davacı müvekkilin icra dosyasının infazı ile birlikte davalının evi boşaltmasını istediğini açıkça ifade ettiğini, buna rağmen Mahkemece bu hususun ispatlanamadığı gerekçesinin yerinde olmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının ecrimisilin reddi yönündeki gerekçesinin yerinde olup, aynı gerekçe ile müdahalenin men’ini reddetmesi gerekirken, çelişki olacak şekilde kira sözleşmesinin bulunmadığından bahisle müdahalenin men’ine karar verilmesinin hatalı olduğunu, eksik araştırmaya dayanarak hüküm kurulduğunu, 24.12.2019 tarihli bir sözleşmenin incelenmediğini, müvekkilin dava dilekçesinin gönderildiği tarihte yurt dışında olduğunu, tebligatların yasaya aykırı yapıldığını, savunma ve mahkemeye erişim haklarının ihlâl edildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu arsa niteliğindeki taşınmazda davacının tek malik olduğu, taşınmaz üzerindeki binada kat irtifakı veya kat mülkiyeti bulunmadığı, paya istinaden davacının davaya konu 4 üncü kattaki dairenin sahibi olduğunu ileri sürdüğü, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davalının taşınmaza el atmasının önlenmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davacı tarafın, ecrimisil tazminatının reddine ilişkin verilen karara yönelik yaptığı istinaf talebi incelemesinde; davaya konu arsa niteliğindeki taşınmazda davacının tek malik olduğu, taşınmaz üzerindeki binada kat irtifakı veya kat mülkiyeti bulunmadığı, paya istinaden davacının davaya konu meskenin tek sahibi olduğu, davalı tarafın ise taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı ve davacı tarafça intifadan men şartı aranmaksızın ecrimisil tazminatı isteyebileceğinin anlaşılması karşısında Mahkemece bu talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

3. Davalının hak sahibi olmadığına ilişkin davanın kesinleşme tarihi ile dava tarihi aralığı içerisindeki dönem için davacı tarafın ecrimisil tazminatı istemede haklı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ecrimisil tazminatının kısmen kabulü ile toplamda 5.995,33 TL’nin her dönem için ayrı ayrı tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin 1.160,00 TL’lik kısmın reddine karar verilmiştir.

4. Dairece 15.03.2022 tarihinde verilen kararda men’i müdahale davası yönüyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek davanın kabulüne karar verilmesine rağmen buna ilişkin vekâlet ücreti ve yargılama giderinden bahsedilmediği, sadece ecrimisil tazminatı ile ilgili istinaf başvurusu kabul edildiğinden ecrimisil dava değeri üzerinden yapılan hesaplama ile bu yönde yargılama giderlerinden bahsedildiği, sehven men’i müdahale davası yönüyle yargılama giderleriyle ilgili değerlendirme yapılmadığı anlaşılarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi gereğince hükümdeki eksikliğin giderilmesi yoluna gidilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirtmiş, tashih kararının hukuka aykırı olduğunu, 6100 sayılı Yasa’nın 305 inci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanamayacağını, yapılan tashin hükmün değiştirilmesi niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kararın eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)305, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 683 ve 995 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.