Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/2582 E. 2023/3387 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2582
KARAR NO : 2023/3387
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 5403 sayılı Kanun’un 8/İ maddesinden kaynaklanan ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 736 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın davacıya, aynı yer bitişik 736 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğunu, davalının bu taşınmazı önceki maliklerden 20.02.2017 tarihinde satın aldığını, davacının 2017 yılı Nisan ayı ortalarında öğrendiğini, her iki taşınmazın sınırdaş tarım arazisi niteliğinde olduğunu, davalının satın aldığı 7 parsel sayılı taşınmazı satın alma konusunda davacının ön alım hakkı bulunduğunu belirterek İzmir ili, Ödemiş ilçesi, …. Mahallesi …. pafta, … ada, 7 parselde kayıtlı taşınmazın davalı adına kayıtlı olan kaydının ön alım hakkı sebebiyle iptali ile davacı adına tapu sicilinde tesciline, satış bedeli olan 10.000,00 TL’si ile alıcıya düşen tapu giderlerinin depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın satış değeri işlem tarihinde 10.000,00 TL olarak gösterilmişse de tarafların vergi cezasından çekindiklerinden harcı 500.000,00 TL üzerinden tamamladıklarını, davacının kötü niyetli olduğunu, taşınmazı davacıya satan eski malikin taşınmazı satacağını ve talep ettiği miktarı davacıya söylediğini, talep edilen bedelin fazla geldiği için davacının taşınmazı satın alamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafın her ne kadar tapuda satış işleminde bedelin düşük gösterildiğini ve gerçekte 500.000,00 TL’ye satın alındığını belirterek satıştan sonra eksik tapu harcını ikmal ettiklerine ilişkin dekontları ibraz etmişlerse de alıcının satış işleminin tarafı olduğu için kendi muvazaasına dayanamayacağından bu savunmalarına itibar edilmediği gerekçiyle davanın resmi senetteki satış bedeli üzerinden kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dosyada toplanılan delillerden, müvekkilinin taşınmazı 500.000,00 TL’ye aldığının sabit olduğunu, tapu devri esnasında takipçinin daha az harç ödenmesi için taşınmazın emlak beyan değeri üzerinden işlem yapmış olmasının, taşınmazın gerçek değerini değiştirmeyeceğini, tapu devrinde gerçek satış değerinden çok yüksek bir bedel gösterildiğinde, ön alım hakkı sahibinin muvazaa iddiasıyla dava açma hakkı olduğuna göre taşınmazın tapuda gösterilen değerden çok daha fazla değerde olduğu hususunun davada nazara alınması gerektiğini, müvekkilinin yaptığı ödemelerin, bilirkişi raporu ile de taşınmaz değerinin 20.02.2017 tarihi itibariyle 491.366,36 TL olarak belirtilmiş olması nedeniyle iddialarını doğruladığını, davacının kötüniyetli olduğunu, keşifte dinlenilen tanıklar, …,…,…. ve…..’in beyanları nazara alındığında davacının tarlanın 550.000,00 TL’ye satılık olduğunu bildiğini, 350.000,00 TL fiyat teklifinde bulunduğunu, buna rağmen satıştan Nisan 2017 tarihinde öğrendiğine ilişkin beyanının da doğru olmadığını, müvekkilinin tarlayı 500.000,00 TL’ye alıp, tapuda satış bedeli olarak 10.000,00 TL göstermiş olmasından dolayı yasal hakkını kötüye kullanarak, keşif ile de belirlendiği gibi 500.000,00 TL değerdeki bir tarlayı 1/50 değerde satın almak istediğini, TMK’nın 2 nci maddesi gereğince hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumadığını, müvekkilinin taşınmazı satın alabilmek için iki adet dairesini sattığını, tarla sahiplerine 500.000,00 TL ödediğini, delil listesinde yaptığı ödemeler ve sattığı dairelerin tapu kayıtlarının dosyaya celbini talep etmiş olmalarına rağmen mahkemenin bu delilleri toplamadan eksik inceleme ile karar verdiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uzman bilirkişi raporu ile yapılan saptamaya göre davacının maliki olduğu 8 parsel numaralı taşınmaz ile davalının satın aldığı 7 parsel numaralı taşınmazların tarımsal bütünlük taşıyan sınırdaş tarım arazileri olduğu, dava konusu 7 parsel numaralı taşınmazın ekili tarım arazisi olup, yeter gelirli tarım arazisi niteliği taşımadığı, her ne kadar tapudaki satış bedeli, gerçek bedel üzerinden düzeltilmiş ise de düzeltme başvurusunun, davanın açıldığı 27.04.2017 tarihinden sonra olmak üzere, 22.05.2017 tarihinde yapıldığı, bu nedenle düzeltme işleminin davalı yararına değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gibi, davalı kendi muvazaasına dayanamayacağından TMK’nın 2 nci madde hükümlerinin de uygulanma olanağı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulü kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5403 sayılı Kanun’un 8/i maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.