Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/2516 E. 2022/7308 K. 29.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2516
KARAR NO : 2022/7308
KARAR TARİHİ : 29.11.2022

MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.11.2009 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.12.2021 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29.11.2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. … … ile karşı taraftan davacı vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R
Mahkemece, Yargıtay 8 Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 8.400,00 TL Yargıtay duruşma vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.

İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Mahkemece, inanç sözleşmesinde yazılı bir delil bulunmadığı, ancak tarafların ortak murisi …’e verilen vekaletname ile bankadan çekilen paralar ve banka dekontlarının delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacının inanç ilişkisini kanıtladığını kabul edilerek, taşınmazların tapusunun iptaline karar verilmiştir.
İnanç ilişkisinde, inananın inanılana vermiş olduğu vekaletname, içeriğinde inanç sözleşmesini içermiyorsa, yazılı delil yahut delil başlangıcı niteliğinde değildir. Bunun yanında inanılanın vekaletname ile inananın banka hesabından para çekmiş olması, gönderilen para havalelerini kabul etmiş olması, havalede inanca ilişkin bir beyanı ihtiva etmiyorsa, yine delil başlangıcı olarak kabul edilemez. Bu sebeple davacının inanç sözleşmesini yukarıda belirtilen deliller ile ispatlandığı söylenemez. Davanın reddi gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun kararına iştirak edememekteyiz.