YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2460
KARAR NO : 2022/6100
KARAR TARİHİ : 20.10.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.04.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.12.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20/10/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı vekili, önalım hakkına dayanarak, davalı adına olan payların tapusunun iptali ve adına ayrı ayrı tescilini istemiştir.
Davalı vekili cevaben tapu kayıtlarının bilahare tapulaştırma sebebiyle kapandığını ve yeni kayıt oluştuğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesinin kabule dair kararının temyizi sonrası, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 14/05/2018 tarihli ilamı ile hüküm davalı yararına bozulmuştur.
Bozma sonrası, ilk derece mahkemesi taraf teşkilini tamamlamış ve neticeten Direnme kararı vermesi üzerine, dosya yeniden temyiz yolu ile Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gelmiş, yapılan inceleme sonucu direnme kararı usule aykırı bulunmakla yapılan değerlendirme sonucu Dairece 11/12/2018 tarihinde yeniden bozma kararı verilmiştir.
İlk derece mahkemesi bu son bozma ilamına uymuş ve yapılan yargılama sonucunda, işbu temyiz incelemesine konu davanın reddine dair 23/12/2021 tarihli hükmünü vermiş olup, yapılan değerlendirme sonucu sayın çoğunluğun onamaya ilişkin görüşlerine karşılık olmak üzere karşı oyumuz aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
1-HMK’nın 373. maddesine göre, ilk derece mahkemesinin bozmaya karşı direnme hakkının bulunduğu açık olup, yukarıda belirtildiği gibi ilk derece mahkemesinin 04/07/2018 tarihli kararında direnme yönünde karar tesis ettiği açıktır.
2-Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 11/12/2018 tarihli ikinci bozma ilamında hüküm fıkrasının ilk hükümle aynı olmasına karşılık, gerekçe kısmında yeni delillerden bahsedilmesini tutarsızlık olarak belirlemiş ve neticeten olayda yeni hüküm bulunduğundan dolayı işin esasına girerek bozma ilamı tesis etmiştir.
3-Direnme halinde, HMK 373/5. maddesine göre dosyanın öncelikle, bozma kararını veren daireye geleceği, inceleme sonucu karar yerinde bulunursa Dairenin, kararının düzelteceğinin belirtildiği; bu işlem dışında Dairenin, işbu direnme kararını, olayımızda olduğu gibi inceleme imkanının bulunmadığı ve dosyanın karar verilmek üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi gerekmektedir.
4-Böylece kanun koyucu nihai olan direnme kararına karşı yapılan temyiz talepleri yönünden, kademeli bir inceleme yöntemi belirlediği anlaşılmaktadır.
5-Bütün bu açıklamalar dikkate alındığında şartları oluşmadığı halde Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11/12/2018 tarihli yeniden bozma kararı, usule aykırılık teşkil etmektedir.
6-Direnme kararının şeklen uygun olup olmadığı ve mahkemenin yeni hüküm verip vermediğini değerlendirme yetkisi sadece Hukuk Genel Kuruluna ait bir yetki olduğu için, Dairece, direnme kararı şekle aykırı bulunsa dahi öncelikle dosyanın yetkili ve görevli Genel Kurula gönderilmesi gerekir.
7-Belirtilen usul kurallarına aykırı şekilde, 14. Hukuk Dairesinin yeniden bozma kararı vermesi ve bu karara uyularak davanın reddine karar verilip, dairenin sayın çoğunluğunca işbu 3. kararın onanmasına karar verilmiş olması yok hükmünde sayılması gerekir.
8-Bütün bu açıklamalar gereğince dairemizce, öncelikle 11/12/2018 tarihli direnmeyi yok sayan ve yeniden bozma gerekçesi üreten kararının usule aykırılığının tespiti ve dosyanın asıl inceleme mercii olan Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi gerekirdi.
9-Direnmeye ilişkin açık usul hükümleri gereğince, Genel Kurulun yerine geçerek, 14. Hukuk Dairesince ikinci bozma yapılması usule ve kanuna aykırı bulunmakla öncelikle bir yetki aşımıdır.
Davacı için daha güvenli olan Hukuk Genel Kurulu tarafından dosyanın incelenmesi engellenmiş ve erişim yolları kapatılmıştır.
10-Ayrıca bu durum sürpriz karar verme ilkesine ve dolayısıyla … yargılanma hakkına da açıkça bir ihlal niteliğinde bulunmakla, davacı yönünden insan haklarının ihlali niteliğindedir.
11-Neticeten işbu temyiz edilen dosyanın, dairemizce incelenme imkanı bulunmadığı, incelemenin Hukuk Genel Kuruluna ait olması gerekçesi ile çoğunluk kararına muhalifim.