YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2362
KARAR NO : 2023/3563
KARAR TARİHİ : 22.06.2023
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2590 E., 2021/2637 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/546 E., 2021/442 K.
Taraflar arasındaki zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalılardan Amasya Belediyesinin adına kayıtlı taşınmazda 1991 yılında ev yaptığını, elektrik ve su aboneliği alarak 27 senedir kullandığını, Belediye Başkanlığından kendisinin ve aynı muhitteki komşuların yerlerin kendilerine satılması için talepte bulunduklarını, Belediye Başkanlığınca tapu verileceği söylenerek oyalandığını ancak taşınmazın davalı şirkete 4 sene önce satıldığını öğrendiklerini beyanla 588 ada 133 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde; davanın hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, davacının taleplerini haklı kılacak ve aksini ispat edecek herhangi bir resmi senedi bulunmadığını, zamanaşımı def’inde ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkili şirket tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45 nci maddesi uyarınca yapılan açık arttırma usulü ile 143.000,00 TL bedel karşılığında alındığını, buna ilişkin 24.03.2015 tarihli Belediye Meclis Kararının ortada olduğunu, ihale bedeli ve diğer ödentilerin 17.04.2015 tarihinde ödenmek suretiyle tapuda devir ve ferağ işlemlerinin yapıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın bidayetten beri davalı belediyenin tapulu taşınmazı olduğu ve bu hususu davacının bildiği, dava konusu taşınmaz üzerine yaptığı yapıları yaparken de parselin davalı belediye adına kayıtlı mülkiyet olduğunu bildiği dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve kendi duruşma beyanları ile sabit olduğundan davacının iyi niyetli işgalci olduğunun kabul edilemeyeceği, tapulu taşınmazlara karşı iyi niyet ve zaman aşımı ileri sürülemeyeceği gerçeğinin bulunduğu, dava konusu taşınmazın davalı kurum belediye tarafından usulüne uygun yöntemle ihale ile satıldığı, ihalenin ilan edildiği ve davacının ihaleye iştirak etmediği, ihalenin denetimine ilişkin usullerin ayrıklığı bir yana davacıya tebliği gerektirir belediyede bir mülkiyet veya irtifak kaydı olmadığı, taraflar arasında taşınmazın tasarrufuna dair akti bir ilişkinin de tespit edilemediği, davacının ev olarak yaptığı yapının yarı kısmının dava dışı 132 numaralı parselde kaldığı, su aboneliği için mülkiyet kaydının aranmadığı, eldeki davanın TMK’nın 712 ve 713 kapsamında olmadığı, taşınmazın niteliği ile davacının parsele vaki tasarrufunun anılan maddelerle telifi kabil olmadığı değerlendirilmekle, yapılan ihalede usule aykırı işlem tespit edilmediği gibi davacının ihalenin katılımcısı olmadığı ve ihale onayının 23.05.2015 tarihi olduğu, davanın 27.09.2018 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinde ihale kelimesi anılmadığı gibi ihale usullerine yönelik bir itiraz ve buna dayanak kanıt da anılmadığı, bu değerlendirmelerle varılan hukuki kanaat ile davacının davası TMK’nın hükümlerine göre her iki davalı hakkında kabul edilebilir görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili stinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Kendisi ve çevresindeki gecekondu sahiplerinin Amasya Belediye Başkanlığı’na müracaat ederek su bağlanması talebinde bulunduklarını, ilgili Belediye’nin kaçak olarak yaptıklarını bildiği binalara su ve elektrik aboneliği verdiğini,
Belediye tarafından taşınmazın ilerleyen zamanda imara açıldığında zilyetlik hakkından dolayı önceliğin gecekondu sahiplerine ait olduğunu söylendiğini, 1991 yılından beri beklemekte olduklarını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çıkardığı Kanunla birlikte herkesin kaçak yaptığı binaların yeri ile birlikte müracaat ederek parası yatırılmak suretiyle yapı kayıt belgesi verileceğini açıklaması sonucu kendisinin de yaptığı müracaatında kendisine 19.800,00 TL para ödeterek yapı kayıt belgesini verdiklerini,
İhaleden haberi olsa idi ihaleye girip almak için girişimde bulunacağını, yasalarda bile zilyetlik söz konusu olup bir yerin satışı yapılacaksa önceliğin zilyetlik yapan kişiye tanınacağını ya da bilgi verilerek satışa çıkartılacağını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
İstinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle hüküm temyiz edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.