Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/2277 E. 2023/3559 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2277
KARAR NO : 2023/3559
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun HMK’nın 353/1-b-1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; İstanbul ili, …. ilçesi, ….. Mahallesi, 102 ve 103 parsellerde kayıtlı taşınmazların tamamının müvekkili şirketçe 04.08.1977 tarihinde satın alındığını, ancak davalı …’nün uzun yıllardan beri haksız müdahalede bulunarak ağaç dikip taşınmazın etrafını tel örgüyle çevirdiğini, müvekkilinin kullanmasına ve semerelerinden faydalanmasına izin vermediğini, müvekkilinin zarara uğratılmış olduğunu beyan ederek; dava konusu taşınmazları davalı tarafın haksız işgali nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL ecrimisilin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu yerde 1938 yılında yapılan çalışmalarda taşınmazın orman vasfında olduğunun tespit edilip tapuya tescil edildikten sonra 1959 yılındaki kadastro çalışmalarında dava konusu parsellerin üçüncü kişiler lehine yolsuz tescil edildiğini, oysaki devlet ormanlarının zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağını, orman vasfı bulunması nedeniyle davanın kendilerine karşı değil Hazineye karşı açılması gerektiğini, ayrıca ecrimisil davasının zamanaşımına uğradığını, haksız bir işgalin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…Davacı tarafından mahkememiz davalısı aleyhine, mülkiyeti davacıya ait olan İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, Demirköy Mahallesi, 102 parsel sayılı taşınmaz için 30.01.2013 tarihinde İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/64 Esas sayılı dosyası üzerinden ve 103 parsel sayılı taşınmaz için ise yine 30.01.2013 tarihinde İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/65 Esas sayılı dosyası üzerinden aynı davalı (…) aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında mahkemesince; 103 parsel hakkında açılan davanın kabulüyle 1.941.468.75 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair verilen kararın istinaf aşamasında olduğu; 102 parsel hakkında açılan davanın kabulüyle 10.420.510,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’nden tahsiline, 102 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile “orman” olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 103 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile “orman” olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verildiği, anlaşılmıştır. Taşınmaz malikinin, kamulaştırmasız el atma nedeniyle idarenin fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak mal sahibi kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği de kuşkusuzdur. Davacının, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemiyle açmış olduğu davalarda dava tarihi olan 30.01.2013 itibariyle mülkiyet hakkını bedele dönüştürdüğü, bu tarihten sonrası için artık ecrimisil isteyemeyeceği…” gerekçesiyle 23.05.2013-23.05.2018 dönemi için talep edilen ecrimisil talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların davacının mülkiyetinde olup davalı tarafından el atıldığını, bu nedenle davalıya karşı kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davaları açıldığını, el atma nedeniyle davacının zararını ispat etmesi gerekmediğini, verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek; istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “…Davacı tarafından bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili için İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/64 Esas sayılı dosyası ile 102 parsel yönünden, 2013/65 Esas sayılı dosyası ile 103 parsel yönünden kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat davasının açtığı 30.01.2013 tarihinden sonraki dönem için ecrimisil isteyemeyeceği, eldeki davada ecrimisil istenen dönemin tazminat davasının açıldığı tarihten sonraya ilişkin olduğu bu itibarla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı…” gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle hükmü temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nın 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı Kararı).

2. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle, Bölge Adliye Mahkemesince Kanun’un somut olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.