Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/2181 E. 2023/3226 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2181
KARAR NO : 2023/3226
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Davalı … tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında … Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde açılmış dava konusu Mersin ili, … ilçesi, … Mahallesi, 194 ada 3 parsele ilişkin ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu, ancak parsel üzerindeki muz serasının davacıya ait olduğunu beyan ederek; parselde 14.236,43 m² alan üzerinde bulunan muz serasının ve içindeki muzların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … cevap dilekçesi ile; davacının kötü niyetle ortaklığın giderilmesi davası açtığını, maddi durumunun kötü olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı … cevap dilekçesi ile; davacının dört yıldır üretim yapıp gelir sağladığını, kendisine müdahale etmediklerini, davacının serasına itirazının olmadığını ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “… … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/172 Esas 2014/145 Karar sayılı kesinleşen kararı, 03.02.2017 tarihli keşif, keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişilerin ve taraf tanıklarının beyanları, keşif neticesinde alınan 15.03.2017 tarihli bilirkişi raporu ve Ziraat Bankası A.Ş. nin 14.02.2017 tarihli cevabi yazısına ekli belgeler, … Ziraat Odası Başkanlığının 24.05.2016 tarihli davacıya ait çiftçilik belgesi ve çiftçi kütüğü kayıtlarına göre davaya konu taşınmaz üzerindeki muz serasının ve seranın içerisindeki muzların davacıya ait olduğu sabit olduğu…” gerekçesiyle; davanın kabulü ile Mersin ili, … ilçesi, … Mahallesi, 194 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 14.236,43m²’lik muz serası ve içerisindeki muzların davacı … tarafından meydana getirildiğinin tespitine, tapunun beyanlar hanesine işlenmesine, 15.03.2017 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Bir kısım davalılardan … … oğlu … dava dilekçesinin kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini, isim benzerliği nedeniyle … oğlu …’e tebliğ edildiğini ve adı geçen şahsın o tarihte ölü olduğunu, kendisinin davadan daha sonra haberi olduğunu, daha dava açılmadan önce … ve … … oğlu …’in hisselerini …’a sattıklarını, … oğlu …’in ise eşinden gelen hissesi olduğu halde davada taraf gösterilmediğini, hatta dava açılmadan önce ölmüş olması nedeniyle mirasçılarının davaya dahil edilmeleri gerektiğini, dinlenen mahalli bilirkişilerce seranın davacıya ait olduğunun ifade edilmediğini, ancak mahkemece bu beyanlar dikkate alınmadan karar verildiğini, davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığını, davanın ispatlanamadığını, tespit nitelikli davada aleyhlerine 32.931,00 TL vekalet ücretine ve yüksek meblağda harca hükmedilmesinin yerinde olmadığını zira davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, ortaklığın giderilmesi davasının da aynı davacı tarafından açıldığını beyan ederek; yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “… Muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında davacı tarafın muhtesat iddiasını kabul etmeyen taşınmaz paydaşlarının tamamının davalı olarak davada yer alması gerekmektedir. … ilçesi … köyü 194 ada 3 parsel (eski 32 parsel) sayılı taşınmazda … oğlu …’in tapuda paydaş gözükmesine rağmen 13/01/2016 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının tamamının davada taraf olarak yer aldığı anlaşılmaktadır.
… … oğlu …’e (……) dava dilekçesi 10/03/2015 tarihinde usulünce tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca tapuda paydaş olan muris …. Oğlu … (……) mirasçılarına davada davalı sıfatıyla yer aldıklarından bu kişinin mirasçıları yönünden taraf teşkilinde noksanlık bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları, müzekkere cevaplarına göre dava konusu muz serasının davacı tarafından meydana getirildiği sonucuna varılmaktadır.
Yukarıda açıklananlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre mahkemenin vardığı sonuçta aşağıdaki bendin dışında kalan istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davalılar … … oğlu … ve … dışındaki davalıların istinaf istemlerinin tümden, adı geçen davalıların ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf başvurusunun esastan reddine,
Dosya kapsamında davalı olarak gösterilen … … oğlu …’in (….) ile …’ın taşınmazdaki hisselerini davadan önce 10/12/2014 tarihinde satarak devrettikleri anlaşılmakla, bu kişiler yönünden davanın pasif husumetten reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenlerle … … oğlu … ile …’ın istinaf istemlerinin kabulü ile kararın düzeltilmesi amacıyla kaldırılarak ilk derece kararından ve istinaftan sonra … … oğlu …’in 27/02/2019 tarihinde vefat ettiği dikkate alınarak bu kişinin nüfus kaydındaki mirasçılarının karar başlığında yer verilmek suretiyle yeniden aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle;
1)Davalılar … … oğlu … ve …’ın istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının tümüyle ortadan kaldırılmasına,
2)Müteveffa … … oğlu … mirasçıları ile … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
3)… … oğlu … mirasçıları ile … dışındaki davalılar yönünden davanın kabulü ile, Mersin ili, … ilçesi, …. Mahallesi, 194 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 14.236,43m2’lik muz serası ve içerisindeki muzların davacı … tarafından meydana getirildiğinin tespitine, tapunun beyanlar hanesine işlenmesine,
4)15/03/2017 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına,
5)Alınması gerekli 32.416,35 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL harç ile tamamlama harcı olarak alınan 9.708,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 22.680,65 TL harcın müteveffa … … oğlu … mirasçıları ile … dışındaki davalılardan tapudaki payları oranında tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9)Alınması gerekli 17.280,00 TL istinaf karar harcından peşin alınan 8.104,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.175,92 TL harcın davalılar …, …, , …, …, …, …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı …; verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olup ayrıca tebligat usulsüzlükleri bulunduğunu, savunma haklarının kısıtlandığını, davanın ise ispatlanamadığını, tespit nitelikli bu davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, ortaklığın giderilmesi davasının da aynı davacı tarafından açıldığını, tespit nitelikli eldeki davada aleyhlerine nisbi oranlar üzerinden 40.778,00 TL vekalet ücretine ve yüksek meblağda harca hükmedilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek hükmü temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi eşya hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

2. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hâllerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti hâlinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.)

3. Öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen hükme karşı davalılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi başvuruyu kabul etmiş, İlk Derece Mahkemesinin hükmünü kaldırarak yeniden esas hakkında hüküm kurmuştur. Bir başka deyişle; verilen ilk hüküm Bölge Adliye Mahkemesince doğrudan tasdik edilmemiştir. Yeniden hüküm kurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince hükmün beş (5) numaralı bendinde yer aldığı üzere karar ve ilam harcına hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur, ancak hükmün devamında dokuzuncu (9 uncu) bentte ayrıca istinaf harcına da hükmedilmesi yerinde olmamıştır.

3. Hâl böyle olunca, yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

4. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı …’ın diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı …’ın, Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; dokuzuncu “9.” bendinin hükümden tümüyle çıkartılmasına ve sonraki bentlerinin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.