Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/2064 E. 2022/5059 K. 12.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2064
KARAR NO : 2022/5059
KARAR TARİHİ : 12.09.2022

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından davalı ve birleştirilen davada davalı aleyhine asıl davada 11.11.2015, birleştirilen davada 14.06.2016 tarihinde verilen dilekçeler ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair 30.03.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesinin talep edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına; davalı … vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarihli, 2019/24 Esas ve 2021/4236 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 02.02.2022 tarihli hükmün birleştirilen davalı … vekili tarafından temyizi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı; …,… parseldeki 69 ve 72 numaralı bağımsız bölümlerin 1/2’şer hisselerinin 13.11.2013 tarihinde davalı …’a satıldığını, noter aracılığıyla da kendisine bildirimde bulunulmadığını, 69 ve 72 numaralı bağımsız bölümlerin toplam satış bedeli olan 20.000,00TL’yi ödemek suretiyle önalım hakkını kullanmak istediğini, davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davacı birleştirilen davada; dava konusu hissenin 17.12.2014 tarihli satış işlemi ile 200.000,00 TL bedelle …’a devredildiğini, satış bedelleri arasındaki farkın hayatın normal akışına aykırı olduğunu, davalı ile dava konusu hisseyi devralan …’ın kardeş olduklarını, davalının iyiniyetli olmadığını belirterek …’a karşı dava açmış ve birleştirilen davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …; tapu kayıt maliki olmadığını, satın aldığı hisseyi …’a devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; “asıl davanın husumet nedeniyle reddine, birleştirilen davanın 147.019,00 TL üzerinden kabulüne” karar verilmiş, hükmün davacı vekili ve birleştirilen davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 16.11.2018 tarihli kararı ile “birleştirilen davada davalı … vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.03.2018 tarihli, 2015/607 Esas, 2018/333 sayılı Kararını kaldırarak; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, …,… 6 parselde kain 69 ve 72 numaralı bağımsız bölümlerde birleştirilen davalı … adına kayıtlı 1/2 oranındaki hisselerin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı tarafça ödenmesi gereken önalım hakkı bedelinin 20.400,00TL olduğunun tespiti ile bu bedelin kararın kesinleşmesi halinde davalı …’a ödenmesine, davacı tarafça depo edilen 147.019,00TL önalım bedelinden 20.400,00TL önalım bedelinin mahsup edilerek fazladan yatırılan 126.619,00TL’nin davacıya iadesine” karar vermiştir.
Hükmün birleştirilen davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 22.06.2021 tarihli ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi 02.02.2022 tarihli karar ile “Birleştirilen davalı … vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı …’a yönelik asıl davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleştirilen davalı …’a yönelik davanın kabulü ile, dava konusu …,… ada 6 parseldeki 69 ve 72 nolu bağımsız bölümlerdeki davalı … adına kayıtlı 1/2 oranındaki hisselerin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, önalım bedeli olan 204.000,00TL’nin karar kesinleştiğinde davalı …’a ödenmesine, fazla yatırılan 375,38TL’nin davacıya iadesine” karar verilmiştir.
Hükmü, birleştirilen davalı … vekili temyiz etmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Kural olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu halde, istinaf mahkemesi aşağıdaki kararları verebilir;
a) İlk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesi,
b) İlk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi ve davanın esası hakkında karar verilmesi,
Öte yandan, HMK’nın “Yargılama Giderlerinin Kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, karar ve ilam harçları yargılama giderleri arasında sayılmış, “Yargılama Giderlerinden Sorumluluk” başlıklı 326. maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan kısmında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı, bölge adliye mahkemelerinin tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları için bu oranda karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmış ve aynı Kanunun 16. madde düzenlenmesi ile de temyize konu kararla ilgili davanın nispi harca tâbi olacağı öngörülmüştür.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28/09/2018 tarih, 2018/2 Esas, 2018/8 sayılı Kararının gerekçesinde ise; düzelterek onamanın yargılama giderlerinden olan onama harcı bakımından bozma kararı niteliğinde olması, aslında bozulması gereken bir kararın, bozma sebebinin yeniden yargılamayı gerektirmeyecek mahiyette görülmesi nedeniyle yasanın verdiği takdir yetkisine istinaden onanmasına karar verilmesi, bunun yanında onama kararlarında harç alınacağına yönelik yasal bir düzenleme bulunmaması karşısında, düzelterek onama kararlarında onama harcı alınmayacağı görüşü benimsenmiştir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp geçersiz hale getirdikten sonra, yeniden hüküm tesisi suretiyle karar verdiğinden, ilk derece mahkemesi kararı tasdik edilmediği için karar ilam harcı yanında ayrıca istinaf harcına hükmedilmesi mümkün değildir. Başka bir deyişle bölge adliye mahkemesi, tasdik etmediği bir karar için istinaf harcı alamaz.
Taraflardan birisinin istinaf talebinin kabulü ve yeniden hüküm kurulması işlemi, aslında başlı başına bir istinaf yargılaması işlemidir. Bölge adliye mahkemesi bu aşamada işin esası ile ilgili hüküm verdiğinden, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi harca hükmedilmeli ve ayrıca hükmün başka bir bölümünde istinaf yargılamasına yönelik mükerrer ve çelişkili hüküm kurulmamalıdır.
O halde, bölge adliye mahkemesi tarafından yeniden kurulan hükümde asıl davada maktu karar ve ilam harcı birleştirilen davada nisbi karar ve ilam harcı alındıktan sonra hükmün “12” ve “13” numaralı bentlerinde yazılı olduğu şekilde ayrıca istinaf karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu husus, kararın bozulmasını gerektirmiş ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenle birleştirilen davalı … vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleştirilen davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, bölge adliye mahkemesi hükmünün “12” ve “13” numaralı bentlerinin hükümden çıkarılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi hükmünün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 12.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.