Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1794 E. 2023/2972 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1794
KARAR NO : 2023/2972
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı vekili Avukat…., karşı taraftan davalı vekili Avukat … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının annesi …..’un 29.05.2007 tarihinde vefatıyla geriye mirasçı olarak tarafları bıraktığı, miras bırakanın vefatından önce …. ilçesi, …. Mahallesi, 946 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz ile …. ilçesi, …. Mahallesi, 100 ada 47 parsel sayılı taşınmazdaki dairelerini davalıya devrettiği, davalının taşınmazları satın alacak ekonomik güce sahip olmadığı, taşınmazların bedelsiz olarak devredildiği, miras bırakanın davacıyı saklı payından mahrum etmeyi amaçladığı, satışların muvazaalı olduğu belirtilerek, dava konusu 946 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki tapu kaydının iptali ile miras bırakan … adına tesciline, olmadığı takdirde davacının saklı payına tecavüz eden tasarrufun tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Mahkemece 2008/224 Esas sayılı dosyada açılan davada 28.12.2011 tarihinde tenkise yönelik talebin tefrikine karar verilerek 2011/700 Esas sayılı dosyada yargılamaya devam olunmuştur.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 1972 yılından beri diş hekimi olarak çalıştığını, ekonomik durumunun iyi olduğunu, ayrıca milli piyangodan 250 milyon TL para kazandığını, …. ilçesi, … Mahallesinde bulunan miras bırakana ait taşınmazı konut olarak kullanmak amacıyla satın aldığını, davacının başından beri bu satıştan haberdar olduğunu, miras bırkanın 1995 yılından itibaren sağlığının bozulduğunu, bu tarihten ölünceye kadar bakıma muhtaç yaşadığını, kendisinin emekli aylığından başka bir gelirinin bulunmaması nedeniyle tedavi masraflarının davalı tarafından karşılandığını, davalının 2004 yılında annesi ile birlikte yaşamaya başladığını, miras bırakanın dava konusu ikinci evi tedavi giderlerine karşılık olarak davalıya devrettiğini ve daha sonra bu taşınmazı üçüncü kişiye satmak zorunda kaldığını, davacının ise kırk yılı aşkın süredir İran’da yaşadığını ve ev hanımı olduğunu, herhangi bir gelirinin bulunmadığını, miras bırakanın davacı kızına İran’da bir ev ve araba aldığını, dava konusu satışların muvazaalı olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tefrik olunan muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talepli Mahkemenin 2012/649 Esas sayılı dosyasında Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilâmında, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacıyla değil, terekesini mirasçılar arasında paylaştırma amacıyla devirler yaptığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, Mahkemece Yargıtay bozma ilâmına uyulmakla “Murisin, mirasçılardan mal kaçırmak amacında olmadığı, mal varlığını mirasçıları arasında paylaştırmak istediği” durumunun kesinlik kazandığı, böylelikle davacının da tenkis talebinde bulunamayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının İran’da aldığı taşınmazın bedelinin miras bırakan tarafından verildiğine ilişkin hiç bir delil olmadığı hâlde, miras bırakanın denkleştirme iradesi ile paylaşım yaptığı kabulünün doğru olmadığını, dosyada buna ilişkin olarak eksik araştırma yapıldığını, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere bir an davacının İran’da aldığı evin bedelinin miras bırakan tarafından karşılandığı kabul edilse dahi davalıya yapılan kazandırmalar ile davacıya yapılan kazandırma arasında fahiş derecede fark bulunduğunu, miras bırakanın davacıdan mal kaçırma amaçlı devirler yaptığı dosya kapsamında sabit olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Madeni Kanunu’nun 565 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Yargıtay duruşma vekâlet ücreti olan 8.400,00 TL’nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.