Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1761 E. 2022/5219 K. 15.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1761
KARAR NO : 2022/5219
KARAR TARİHİ : 15.09.2022

7. Hukuk Dairesi

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05/05/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/10/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların müşterek malik oldukları 1206 parsel sayılı taşınmazı fiili olarak taksim ettiklerini, davalıyla bu konuda anlaşma sağlandığını ancak davalının yola terkleri kabul etmediğini, yola terklerin davacının hissesinden alınmasını talep ettiğini, taşınmazın fiili kullanıma uygun olarak eşit miktarda ikiye ayrılarak ortaklığının giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taşınmazın eşit şekilde bölünmesini kabul etmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine, bilirkişilerin krokili raporunda gösterildiği üzere taşınmazın 265,97 m2’lik kısmının davacıya, 345,21 m2’lik kısmının davalıya verilmesine, ayrıca 7.000,00 TL’nin ivaz ilavesi karşılığı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 13.02.2020 tarihli 2016/13740 Esas, 2020/1758 Karar sayılı ilamı ile “ivaz ilavesi suretiyle ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmiş ise de mahkemece, ivaz olarak belirlenen 7.000,00TL’nin davalı tarafça depo edilmesine karar verilmemesi doğru değildir. Keşfin üzerinden uzunca bir zaman geçtiği de gözönünde bulundurulduğunda mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak davalıya fazladan verilen kısmın değeri uzman bilirkişilerce yeniden belirlenmeli, belirlenen bedelin davalı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesinden sonra bir hüküm kurulmalıdır.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, “Davanın kabulü ile dava konusu 1206 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine, 31.08.2020 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda 2 numaralı krokide belirtildiği şekilde B (265,78 m2) harfi ile gösterilen taşınmazın davacıya; C (424,66 m2) harfi ile gösterilen taşınmazın davalıya verilmesine, davacı hissedara ödenmek üzere ivaz ilave bedeli olarak mahkeme veznesine depo edilen 15.888,00TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez.Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur.
Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince, mahkemece dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olduğu söylenemez. Dişli Belediyesinin 07.07.2020 tarihli yazısında, ifraz krokisinde A harfi ile belirtilen 174,40 m2’lik kısmın imar planında yol olarak yer aldığı ve bu yerin kamuya terk edilmesi gerektiği belirtmiştir. Dava konusu parselin ivaz ilavesiyle de olsa aynen taksimi için A harfi ile gösterilen yerin yola terkinde tarafların rızası gerekir. Davalının yargılama aşmasındaki beyanlarında, taksimin fiili kullanıma uygun şekilde yapılmasına karar verilmesini talep ettiği ancak aynen taksim için yola terk hususuna rıza gösterdiğine dair bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu hususun yanı sıra aynen taksim nedeniyle bölünen taşınmazda davacı aleyhine oluşan değer kaybı nedeniyle 15.888,00 TL ivazın tamamlanmasına karar verilmiştir. Oysa ki 07.09.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 2 numaralı krokide belirtilen fili paylaşıma göre davacıya 265,97 m2, davalıya 424,66 m2 alan isabet edebileceği, dava konusu taşınmazın bitişik nizam 2 kat konut müsaadeli olduğu, davacıya isabet edecek olan kısımda her bir katta 2 daire olmak üzere 2 katlı toplam 4 daireli bina yapılabileceği, davalının hissesine düşecek olan kısımda ise her bir katta 4 daire olmak üzere 2 katlı toplam 8 daireli bir bina yapılabileceği belirtilmiştir. Oluşan fark nedeniyle de tespit edilen ivazın dosya kapsamına uygun olmadığı bellidir. Bu durumda mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 15.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.