Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/164 E. 2023/1505 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/164
KARAR NO : 2023/1505
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki muhdesatın tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, kamu düzenine ilişkin hususlar dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden hüküm tesisine, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … ve Ömür vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin paydaşı olduğu taşınmazda bulunan iki katlı binayı davacının yaptırdığını belirterek muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili; dava konusu 2 katlı binada haklarının bulunmadığını, imar işlemi sonucu taşınmazda paydaş olduklarını, kendilerine yargılama gideri yükletilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

2. Davalı … ve Ömriye’ye usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen süresi içinde cevap dilekçesi sunmamış, beyan dilekçesinde dava konusu muhdesatın muris tarafından yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda esas ve karar sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazla ilgili derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunduğundan davacının dava açmada hukuki yararının mevcut olduğunu, dinlenen tanık beyanına göre davacının talebinin ispat edildiği ve haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, taşınmaz üzerinde yer alan 2 katlı betonarme binanın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … ve Ömür vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … ve Ömür vekili istinaf dilekçesinde özetle; muhdesatın muris tarafından yapıldığını, davacının iddiasını ispat edecek delil bulunmadığını, tanıkları dinlenmeden karar verildiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda esas ve karar sayısı belirtilen kararı ile, usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen süresi içinde cevap dilekçesi sunulmaması nedeniyle davalı tanıklarının dinlenmesi talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, dosya kapsamındaki tanık beyanından muhdesatın davacı tarafından yaptırıldığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, ancak yapının davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti yerine, muhdesatın zeminden ayrı bir mülkiyete konu olacak şekilde davacıya aidiyetine karar verilmesinin doğru görülmediği, davalılar Ömriye ve Ömür vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, ancak kamu düzenine ilişkin hususlar dikkate alınarak Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/139 E. 2021/250 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisine, davacının davasının kabulü ile, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan 2 katlı betonarme binanın davacı tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … ve Ömür vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … ve Ömriye vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu bina yapıldığında davacının 21 yaşında olduğunu, binanın muris tarafından yapıldığını, tek tanık beyanıyla karar verildiğini, davacının somut delilinin bulunmadığını belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muhdesatın tespiti talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK m.684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK m.718). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK m.722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

2. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın kim tarafından meydana getirildiğinin tespitine ilişkin davalarda, mahkemece araştırılması gereken husus; muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle ve özellikle kimin adına ve hesabına yaptırıldığıdır.

3. Somut olayda, mahkemece davacının bir tanığı dinlenerek karar verilmiş ise de, tanık anlatımı çelişkili olduğundan davada sağlıklı bir sonuca ulaşmaya yeterli değildir. Davacı diğer tanıkların dinlenilmesinden vazgeçmiş, mahkemece dinlenen Tanık Hüseyin, dava konusu muhdesatın inşaatına 1986 yılında başlandığını, davacının 20’li yaşlarda askere gidip döndüğünde devam ettiğini beyan etmiş ise de, davacı 1955 doğumlu olup 1986 yılında 31 yaşındadır. Tanık beyanı, davacının yaşı ve olayın oluş şekliyle uyumlu değildir.

4. Dava konusu binanın muris hayatta iken inşa edildiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Muris ve davacının birbirinden ayrı işi ve gelirinin bulunup bulunmadığı saptanmamış, muhdesatın kimin nam ve hesabına yaptırıldığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Ayrıca davacı tarafından binanın yapımı için yapılan katkı ve harcamaların babaya yönelik yardım amaçlı, ahlaki borç (ödev) niteliğinde mi, yoksa kendi nam ve hesabına muhdesat yapılması için mi olduğu belirlenmemiş, bu hususlar dinlenen tanığa sorulmamış, soyut olarak alınan tanık beyanları ile yetinilerek hüküm verilmiştir.

5. O halde mahkemece, davacının dava konusu muhdesatın yapım tarihindeki sosyal ve ekonomik durumu belirlenmeli, davacı tanığı yeniden dinlenerek yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda araştırma yapılmalı, deliller tam olarak toplanmalı, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davalı … ve Ömür vekilinin temyiz isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 373/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.