Yargıtay Kararı 7. Hukuk Dairesi 2022/1629 E. 2023/2866 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1629
KARAR NO : 2023/2866
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydındaki şerhin terkini, terdiden değiştirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hissedar olduğu parsele ilişkin olarak tapu kaydında bulunan “Tescile Yönelik Kesinleşmiş Mahkeme Kararı Vardır” belirtmesinin kaldırılması, kaldırılmasının düşünülmemesi halinde şahsi istem belirlemesi biçiminde değiştirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Kocaeli Kadastro Mahkemesinin 22.06.2012 tarihli ve 2010/3 Esas, 2012/58 sayılı Kararının 20.04.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine infaz edilmek üzere İzmit Tapu Müdürlüğü’ne gönderildiğini, İzmit Tapu Müdürlüğü’nce mahkeme kararının kapsamlı olması münasebeti ile gecikme söz konusu olabileceğinden dava konusu taşınmazların beyanlar hanesine “Tescile Yönelik Kesinleşmiş Mahkeme Kararı Vardır” şeklinde belirtme yapıldığını, davaya konu işlem ile ilgili olarak Tapu ve Kadasto Genel Müdürlüğü’nün 20.08.2015 tarih ve 94203732-170.09/E.974469 sayılı yazılarında açıklanan görüş kapsamında İzmit Tapu Müdürlüğü’nce işlem yapıldığını belirterek haksız açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin 2015/406 Esas sayısına kayden açılan davada, davacının aynı taşınmaz üzerindeki “Tescile Yönelik Kesinleşmiş Mahkeme Kararı Vardır” şerhinin kaldırılması talebiyle açtığı davanın yapılan yargılama neticesinde reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 2016/12511 Esas, 2019/4492 Karar sayılı ilamı ile onanarak, karar düzeltme yoluna da başvurulmadığından 03.07.2019 tarihinde kesinleştiği, talebin dava konusu aynı taşınmaza ilişkin ve aynı şerhin kaldırılmasına yönelik olduğu, iş bu davanın 24.01.2020 tarihinde kesin hükümden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Yargıtayın düzeltme yolu ile onayladığı kadastro tespitine itiraz konulu Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2012/8789 Esas, 2013/12640 Karar sayılı kararda, “dava konusu taşınmazların kadastro tespitinden sonra tapuda yapılan satış ve intikallerin Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından nazara alınmasına” ibaresinin, kadastro tespitinden sonra taşınmaz üzerinde gerçekleşen satış ve intikallerinin korunacağı, mahkeme kararının aleyhlerine uygulanamayacağı anlamına geldiğini,

2. Bu şerhin kaldırılması amacı ile Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/406 Esas sayılı davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın ret olunduğunu, müvekkilinin kooperatife ait taşınmaz üzerindeki şerh ne zamana kadar kalacağının, ne zaman kalkacağının belli olmadığını, müvekkilinin, edinmiş bulunduğu taşınmazların hukuki durumu, Yargıtay kararı ve mahkemenin bu kararında tartışılmadığını,

3. Bundan önce açtıkları davada sadece şerhinin kaldırılmasını istediklerini, bu davada ise şerhin şahsi hak biçiminde de değiştirilmesi isteminde bulunmaları nedeniyle, ilk dava sonucu verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesin hükmün ancak hüküm anındaki durumu tespit edeceği, hükümden sonraki döneme etkili olmayacağı, bu nedenle yeni meydana gelen vakıalara dayanılarak açılan ikinci dava için birinci davanın kesin hüküm teşkil etmeyeceği açıklanmıştır. Kararda aynı taşınmazla ilgili aynı sebeplere vurgu yapılarak yeni bir talep oluşturulduğu, bu yönlerden daha evvel söz konusu kararda değerlendirme yapılarak davanın reddine ilişkin verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 2016/12511 Esas, 2019/4492 Karar sayılı ilamıyla onandığı, yine ihtilafa neden olan Kocaeli Kadastro Mahkemesinin 2010/3 Esas, 2012/58 Karar sayılı ilamıyla ilgili olarak Yargıtayın düzeltilerek onama kararında bahsi geçen “Dava konusu taşınmazların kadastro tespitinden sonra tapuda yapılan satış ve intikallerinin tapu sicil müdürlüğü tarafından nazara alınmasına…” hususuna atıf yapıldığı, söz konusu kararın infazının yapıldığına dair bir iddia da bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın reddi kararın eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 303, 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1009, 1010 ve 1011 inci maddelerinde tapu kütüğüne şerh verilecek haklara ilişkin düzenlemeler yapılmış, ancak bazı özel kanunlarda da aynı konuda hükümler getirilmiştir. Şerhler genellikle kütüğe kişisel hakların kuvvetlendirilmesi malikin temlik hakkının kısıtlanması, temlik hakkının yasaklanması veya geçici şerhin tapu kütüğüne yazılması şeklinde işlem görür.

3. Değerlendirme
1. İlk Derece Mahkemesince, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, aynı taşınmazla ilgili aynı sebeplere vurgu yapılarak yeni bir talep oluşturulduğu, bu yönlerden daha evvel söz konusu kararda değerlendirme yapılarak davanın reddine ilişkin verilen kararın onandığı, yine ihtilafa neden olan Kocaeli Kadastro Mahkemesinin ilamıyla ilgili olarak Yargıtayın düzeltilerek onanan kararın infazının yapıldığına dair bir iddia da bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.

2. İstinaf mahkemesi, 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinin 1 inci ve 3 üncü alt bentleri uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanısına varırsa, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir.

İstinaf mahkemesi, 6100 sayılı Kanunu’nun 183 ve 360 ıncı maddeleri gereği İlk Derece Mahkemesi kararındaki maddi hataların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir; yani istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir (karş:İYUK m.45/3, c.2).

İstinaf mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu halde, istinaf mahkemesi, aşağıdaki kararları verebilir:
a)İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesi,

b)İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesi ve davanın esası hakkında karar verilmesi. ( Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ekim 2020 s. 509 ve 510.)

3.Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; istinaf mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi kararını tasdik etmemiş, yeniden gerekçe açıklayarak aslında başlı başına bir istinaf yargılaması işlemi yaparak davayı reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi bu aşamada işin esası ile ilgili hüküm verdiğinden, 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekirken istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi hatalıdır.

4. Ayrıca Kocaeli Kadastro Mahkemesinin ilamıyla ilgili olarak Yargıtayın düzeltilerek onanan kararın infazının yapılıp yapılmadığı, şerhin terkini şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.